AMED - Ölüm tehditlerine, baskılara ve saldırılara karşısında geri adım atmayan Özgür Basın emekçilerinden Kalo’yu anlatan annesi Mevlüde Yakut, "Davasına ve halkına sadık birisiydi" dedi.
Henüz çocuk yaşta başladığı ve Ape Musa’nın (Musa Anter) "Küçük Generallerim" olarak nitelendirdiği gazete dağıtımcılarından biri olan Yılmaz Yakut’un (Kalo) ölümünün üzerinden iki yıl geçti. Gördüğü işkence, baskı, kaçırma uygulamalarına rağmen mücadelesinden geri adım atmayan Özgür Basın’ın Kalo’su, yakalandığı kolon kanseri nedeniyle 16 Ocak 2022’de yaşamını yitirdi. Gazetelerin, Kurdistan’a girişinin yasaklandığı 1990’lı yıllarda ve henüz 15 yaşındayken gazete dağıtan Kalo, çok kez gözaltına alındı, sokak ortasında maruz kaldığı saldırılar nedeniyle birçok kez ölümden döndü. Özgür Gündem gazetesi ile başladığı gazete dağıtımını, Özgür Ülke, Yeni Politika, Demokrasi, Ülkede Gündem, Özgür Bakış, Yeni Gündem, Yeniden Özgür Gündem, Welat ve Ülkede Özgür Gündem gazeteleriyle 2010 yılına kadar sürdürdü.
Mevlüde Yakut
SALDIRILARA RAĞMEN VAZGEÇMEDİ
Kalo, yıllarca Amed’de mahalle mahalle, sokak sokak, cadde cadde gazeteleri abonelerine ulaştırırdı. Gazetelerin kente girişinin ve dağıtımın yasaklandığı yıllarda Kalo gazeteleri, bazen bedenine büyük bir mont giyerek, montun içinde bazen de çekirdek kovası içinde kamufle ederek dağıttı.
1993’ün bir kış gününde, Sûr (Sur) ilçesinin Melikahmet Caddesi’nde gazeteleri abonelere ulaştırdığı sırada, Hizbullahçıların satırlı saldırısına uğrayarak yaralanan Kalo’yu kurtaran ise montunun içine gizlediği gazeteler oldu. Baskı ve tehditler nedeniyle Yakut ailesi Adana’ya göç etse de kısa bir süre sonra Kalo, göç ettirilmelerini kabul etmeyip tekrar Kurdistan’a döndü.
Yıllarca gördüğü baskılara inat “Gerçekler karanlıkta kalmayacak” sloganıyla çıkan gazetesini dağıtan Kalo’nun mücadelesini annesi Mevlüde Yakut anlattı.
Gazete dağıtımına başlayan Kalo’nun iki hafta sonra kendisine “biz ya tutuklanacağız ya da öldürüleceğiz” dediğini anlatan Yakut, “Her sabah evden çıkarken arkasından su döküyordum. Bir gün yengesi, Yılmaz’ın yaralandığını söyledi. Hastaneye gittiğimizde vücuduna 6 bıçak darbesi almıştı. Montunun altında sakladığı gazeteden dolayı bıçak darbeleri derine inmemişti. Elbisesi paramparça olmuştu. Elbiseleri bir poşetin içindeydi. 15 gün hastanede tedavi gördükten sonrada gazete dağıtımına kaldığı yerden devam etti” dedi.
Oğlu Yakut’un defalarca gözaltına alındığını ve işkence gördüğünü anlatan anne Yakut, “Yılmaz, kaçırıldıktan iki, üç gün sonra haber alabildik. Gördüğü ağır işkenceden dolayı çenesi kırılmıştı. Babası onu hastaneye götürdü. 45 gün boyunca onu mama ile besledim. İyileşir iyileşmez tekrardan işine devam etti. Ona gitme diyordum ama o ‘söz verdiğim için gideceğim’ diyordu. Bir defasında Ninova AVM’nin bulunduğu yerde bir miting oldu. Miting sonrası Yılmaz’a panzer çarptığını duyduk. Bunun üzerine onu aradık bulamadık. 3 gün sonra eve geldi üstü başı çamur içindeydi. Bize kızdı ve ‘Siz evde oturuyorsunuz milleti katlediyorlar. Hiçbir şeyden haberiniz yok. Çocuğun üzerine panzer sürdüler ben de onu çekmeye çalışırken çamurun içine düştüm’ dedi” şeklinde konuştu.
Kalo’nun işine sadık ve çalışkan biri olduğunu ifade eden Yakut, şöyle devam etti: “Bir defasında gözaltına dişlerini kırmışlardı. Kırılan dişlerini eve getirdi. Dişlerini ne yapacaksın dedim? ‘Düşmana kırılan dişlerimi bile vermem’ dedi. Gördüğü işkencelerden dolayı ayakları hep mordu. O kadar zorluklar çekti ki yarına kadar anlatsam bitmez. Bunları anlatmakta zordur. Onun için tek şey davasıydı. Davasına ve halkına sadık biriydi.”
MA/ Mehmet Güleş