İZMİR - DEM Parti Eş Genel Başkan Yardımcısı Mahfuz Güleryüz, Türkiye toplumuna büyük bir direniş alanı yaratmaya devam ettiklerini belirterek, “Yerel yönetimler sürecini de direniş hamlesi olarak sürdüreceğiz ve yeni bir umut yaratacağız” dedi.
Sosyalist Yeniden Kuruluş Partisi (SYKP) ve Yeşil Sol Parti (YSP), "Yerel seçimler, olasılıklar ve hedefler” konulu paneli Kültürpark'ta bulunan İzmir Sanat binasında düzenledi. SYKP Eş Genel Başkanı Cavit Uğur, YSP Eş Sözcüsü Ahmet Asena, Demokrasi için Birlik Hareketi'nden Ayşegül Devecioğlu ve Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Eş Genel Başkan Yardımcısı Mahfuz Güleryüz'ün konuşmacı olarak katıldığı panele, çok sayıda yurttaş katıldı.
Panelde ilk olarak konuşan Demokrasi için Birlik Hareketi'nden Ayşegül Devecioğlu, sermayenin çıkarlarını temsil eden bir iktidar ile karşı karşıya olunduğunu vurguladı. Türkiye'nin, talan düzeni sürsün diye barışa kavuşamamış bir ülke olduğuna dikkati çeken Devecioğlu, "Savaş, ağır yoksulluk koşullarında, mafya ve hilafet kıskacı içindeyiz. İktidarın olası hamlelerine karşı yerel seçim sürecinde nasıl bir güç sağlayabiliriz? Yerel seçimler solun kaybettiği stratejik aklı yeniden kazanmak, moral kazanımı, örgütleri yenilemek, yeni siyasi kadrolar çıkarmak, toplumda daha geniş alanlara yayılabilmek için bir olanak. Ülkemizde ağır bir merkeziyetçilik var ve yerel demokrasiden bahsetmek mümkün değil. İktidar mali mekanizmalar kurarak yerel yönetimlerin yetkilerini sınırlamış durumda. Bunlara karşı da mücadele hattı çizmemiz gerekiyor. Halkçı ve toplumcu yerel yönetimler modelini kurmamız gerekiyor. Yerel demokrasi ile barışın arasında doğrudan bağ kurabilmemiz gerekiyor. Yerel demokrasi, yerinde yönetim ve anadilin kullanılabilmesi demektir" diye konuştu.
UĞUR: BİRLEŞMEYE İHTİYAÇ VAR
Ardından söz alan SYKP Eş Genel Başkanı Cavit Uğur, devlet erkini faşist bir bloğun ele geçirmiş olduğunu belirtti. Kentlere belediye başkanlarının vali gibi atanmasını bile dillendirildiğini aktaran Uğru, şöyle devam etti: "Bu seçimlerde iktidarın elde edebileceği başarı bizi çok daha gerilere itecek. 3'üncü kutup bileşenleri arasında ortak hareket etme imkanları şimdiye kadar ortada yoktu. Ama zamanımız var. Bütün güçler faşizmin bu yükselişi karşısında bir araya gelmek zorundadır. Bu seçimlerin önemi doğrultusunda faşizmin yükselişini durdurmak, kayyımları boşa düşürmek ve bunu toplumsal kazanımlara dönüştürmek açısından önümüzde bir yol söz konusu. Olağan bir sürecin içinden geçmiyoruz ve kimse örgütsel kaygılarla bu süreci göğüsleyemez. İkinci önemli mesele ise seçim güvenliği meselesi, iktidar sopalı seçimler yapıyor. Şimdiden başlayarak bunun için önlemler alınması gerekiyor."
ASENA: KÜRTLER VE SOL AYRIŞTIRILMAK İSTENECEK
YSP Eş Sözcüsü Ahmet Asena ise, iktidarın yerel seçim sonrasında iki ana politika izleyeceğini söyledi. Birinin Türkiye sol-sosyalist hareketine yönelimi olacağını belirten Asena, bunun ilk hamlesinin ise solu Kürt özgürlük hareketinden uzaklaştırmaya devam etmek olacağına işaret etti. Son genel seçimlerde bazı partilerin izlemiş olduğu “Yeşil Sol ile seçime girersek halka inemiyoruz” yaklaşımının da buna hizmet ettiğini kaydeden Asena, "İkinci hamle ise solu ve muhalefeti kendi gerçek değerlerinden uzaklaştırıp cumhuriyetçi ve laik çizgiye sıkıştırmak. Biz cumhuriyeti yeterli bulmadığımız için itiraz ediyoruz. Ama parlamentarizmi savunmaya sıkışan halklarla, dinlerle, sınıfla, ekolojiyle ilgili konuşmayan sol erimeye mahkumdur. Konfor alanları yaratmak siyasette başarısız olmak demektir. İkinci olarak iktidar Kürt özgürlük hareketini de kendi içine kapatmaya çalışacak. Kürt özgürlük hareketini buraya evriltmek istemesini HÜDA-PAR ile ilgili yapılan ittifakla ortaya çıkmıştır. Bu iki hamleyi de kırmak zorundayız" ifadelerini kullandı.
'SOMUT HEDEFLER KOYMALIYIZ'
Yerel seçimlerde partilerin kendi politik doğruları ile bir mücadele hattı öremeyeceğini söyleyen Asena, "Bunun başka bir yansıması da soyut hedefler oluyor. Pratikte daha somut şeyleri hedefleyen bir hat oluşturulması gerekliliği ortada. Eşitlik, özgürlük ve sınıf mücadelesi önemli ama herhangi bir yerdeki işçinin örgütlenmesi somut ve pratik olarak önümüzde duruyor" diye belirtti.
GÜLERYÜZ: UMUT YARATACAĞIZ
DEM Parti Eş Genel Başkan Yardımcısı Mahfuz Güleryüz de, hiç benzemezlerin iktidar eksenli birleştiklerini ve kendileri açısından başarılı bir süreç işlettiklerini kaydetti. Sol açısından ise durumun hiç iç açıcı olmadığını belirten Güleryüz, şöyle devam etti: "Biz halen birbirimizi yaftalamaya, tanımlar üzerinden kavgaya devam ediyoruz. Kürt sorunu üzerinden sol güçlerin ortaklaşmış bir görüşü, yerel yönetimler konusunda fikir birliği ettiği bir sözü ve politikası yok. Bunu aşmamız lazım. Bu kaosun içerisinde iyi ki DEM Parti var. DEM Parti bütün sorunlarına rağmen tüm sorunları çözebilir ve yeni politik hamleler sunabilir. Türkiye toplumuna büyük bir direniş alanı yaratmaya devam ediyoruz. İnanıyorum ki yerel yönetimler sürecini de direniş hamlesi olarak sürdüreceğiz ve yeni bir umut yaratacağız."
'KLASİK BİR PARTİ DEĞİLİZ'
DEM Parti'nin klasik bir seçim partisi olarak konumlandırma ve politika izlemesini beklememek gerektiğini vurgulayan Güleryüz, DEM Parti'nin Türkiye'nin temel sorunlarına çözüm bulmayı hedefleyen bir parti olduğunu belirtti. Bu açıdan ne kadar belediye başkanı çıkarıldığının esas mesele olmadığını aktaran Güleryüz, "Türkiye'nin esas kuruluş amacına baktığımızda meselenin seçimlerle çözülemeyeceğini görürüz. Kendimizi müzakere ve mücadele üzerinden konumlandırmalıyız. Bu rejimin temsilcileri ile sonuna kadar mücadele etmenin zorunlu olduğunu ve bunun dışında bir imkan olmadığını biliyoruz. Ama onlarla aynı zamanda müzakere yapılması gerektiğini, böylece çözümün, devlet politikasını değiştirmekten geçtiğini biliyoruz" diye konuştu.
Panel soru-cevap bölümü ile sona erdi.