ANKARA – Eğitim Sen Genel Başkanı Kemal Irmak, eğitim sisteminin MEB’in politikası doğrultusunda dini kurallara göre biçimlendirilmek istenmesine karşı eğitim ve bilim emekçileri başta olmak üzere öğrencileri, velileri ve demokratik kamuoyunu birlikte tutum almaya ve ortak mücadeleye davet etti.
Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu’na (KESK) bağlı Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası (Eğitim Sen) “Okullarda yaşanan dinselleşme kuşatmasına sessiz ve tepkisiz kalmayacağız” konu başlıklı basın toplantısını düzenledi.
Sendikanın genel merkezindeki toplantıda konuşan Eğitim Sen Genel Başkanı Kemal Irmak, Türkiye’de uzun süredir eğitim sisteminde ve okullarda siyasi iktidarın siyasal-ideolojik hedefleri doğrultusunda dinci bir kuşatma yaşandığını dile getirdi.
Irmak, Milli Eğitim Bakanlığı (MEB), Gençlik ve Spor Bakanlığı ile Diyanet İşleri Başkanlığı arasında imzalanan “Çevreme duyarlıyım, değerlerime sahip çıkıyorum projesi”nin (ÇEDES Projesi)” iktidarın eğitim sistemini kendi siyasal-ideolojik çizgisi doğrultusunda biçimlendirme hedefinin son örneği olarak tanımladı.
CEMAATE AİT KİTAPLAR OKUL MÜDÜRÜ TARAFINDAN DAĞITILDI
Bütçe görüşmeleri sırasında Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin’in sarf ettiği “tarikat ve cemaatlerle protokol yapmaya devam edeceğiz” sözlerinin, yıllardır eğitim sisteminde yaşanan “dinselleşme” uygulamalarının Bakanlık politikası olduğunun itirafı olduğunu söyleyen Irmak, “Ordu'nun Altınordu ilçesindeki bir lisede, Işık Cemaati'ne ait kitapların bir okul müdürü tarafından ücretsiz dağıtılmasına sendikamız tarafından itiraz edilmesi üzerine okul müdürü; ‘ÇEDES Projesi kapsamında biz zaman zaman dini değerlerin öğretilmesi için böyle kitaplar dağıtıyoruz. Bu Milli Eğitim'in bilgisi kapsamında yapılan bir uygulama’ ifadelerini kullanmıştır. Konuyla ilgili Ordu şubemiz hemen açıklama yapmış ve sorumlular hakkında suç duyurusunda bulunmuştur” diye belirtti.
YURDAN ATILAN DEPREMZEDE KARDEŞLER
Eğitim Sen Genel Başkanı, 6 Şubat depremlerinde Antakya’da 4,5 saat göçük altında kaldıktan sonra kurtarılan ikiz kardeşlerin Alanya’da kaldıkları Mevlüt Çavuşoğlu Spor Lisesi Yurdu’nda beraber uyumaları nedeniyle ‘eşcinsel’ denilerek yurttan atılması üzerinde de durdu.
Irmak, bu konuda şunları söyledi: “Kardeşlerden birinin göçük altında kalması nedeniyle yaşadığı korku ve travmanın etkisiyle ikiz kardeşiyle uyumak istemesinin ‘eşcinsellik’ olarak değerlendirilmesi, ikiz kardeşlerin psikolojisini anlamak yerine onları yurttan atmayı tercih etmiş ve aileye çocuklarını okuldan alması için baskı yapmıştır. Konunun kamuoyuna yansıması üzerinde Antalya valiliği sorumlular hakkında soruşturma başlatıldığını açıklamıştır. Alanya Şubemiz konu ile ilgili basın toplantısı düzenlemiş ve olayın takipçisi olacağını açıklamıştır.”
‘BEYAZ ÖNLÜK’ TAVSİYESİ
Mersin’de, Hüseyin Polat Özel Eğitim Uygulama Okulu’nda okul müdürü tarafından kadın eğitimcilere yırtmaçlı etek, kısa kollu tişört, yakası açık gömlek giymek gerekçesiyle uyarı cezası verildiğini de belirten Irmak, “Bakanlığı ‘beyaz önlük’ tavsiyesi üzerinden özellikle kadın eğitim emekçilerini hedef alarak ‘tek tip’ kıyafet uygulamasını hayata geçirmek istediği bilinmektedir. Okullarda serbest kıyafet uygulaması sendikamızın uzun süredir savunduğu bir uygulamadır. Sendikamız, ‘beyaz önlük’ uygulamasına tek tip kıyafet dayatması nedeniyle karşı çıkarken, uygulama ilk gündeme geldiğinde özellikle kadın öğretmenlere yönelik olarak okul yönetimlerinin ‘bu nasıl kıyafet’ deyip, önlük giymeyi dayatabilecekleri uyarısı yapmıştır. Ne Millî Eğitim Bakanlığı’nın ne de liyakatsiz okul müdürlerinin öğretmelerin ne giyip ne giymeyeceğine karışma hakkı yoktur” ifadelerini kullandı.
Söz konusu uygulamaların eğitim sisteminin dini kurallara göre biçimlendirilmek istendiğinin kanıtı niteliğinde olduğunu söyleyen Irmak, “Toplumda ve okullarda bütün din ve inançtan insanlar, eşit koşullarda yaşamak ve aynı kurallara uymak durumundadır. Okullarımız, farklı inanç gruplarının her birinin eşit değerde görülmesi gereken, hiçbir öğrencinin ya da öğretmenin inancı, kimliği, siyasi düşüncesi nedeniyle ayrımcılığa uğramadığı kurumlar olmak zorundadır. Laik eğitim, bu nedenle yaşamsal bir zorunluluktur” şeklinde konuştu.
ORTAK MÜCADELE ÇAĞRISI
ÇEDES Projesinin hem laikliğe hem de laik eğitim anlayışına temelden aykırılıklar içeren bir düzenleme olduğunu vurgulayan Irmak, “Bu konuda eğitim ve bilim emekçileri başta olmak üzere, öğrencilerimizi, velilerimizi ve demokratik kamuoyunu birlikte tutum almaya ve ortak mücadeleye davet ediyoruz. Okullarımızın dini içerikli faaliyet ve etkinliklerin değil, laik ve bilimsel eğitimin mekânları olması için bütün gücümüzle mücadele edecek, laik eğitim ve laik yaşam mücadelemizi kararlılıkla sürdüreceğiz” dedi.