HABER MERKEZİ – KNK üyesi Dr. Şêrko Mihemed Qadir, KDP ve YNK’yi her türlü Kürt statüsüne karşı olduğu sır olmayan Türkiye’nin Federe Kurdistan’a yönelik saldırılarına sessiz kalmakla eleştirdi. Qadir, yine Kerkük ve Musul’a işaret ederek, “Kürtlerin kazanımlarını korumak için milli birlik, beraberlik ve ortak stratejiye ihtiyaç var” dedi.
Türkiye’nin Medya Savunma Alanları’nda bulunan PKK güçlerini bahane ederek Federe Kurdistan Bölgesi’ne yönelik saldırıları devam ederken ve bölgede inşa ettiği askeri üsler işgal düzeyine ulaşmış durumda. Irak’ta faaliyet yürüten Toplumsal Barışı İnşa Timleri (Community Peacemaker Teams-CPT) isimli kuruluşun verilerine göre, 2023 yılı boyunca Türkiye’nin bölgeye yönelik saldırılarında 11 sivil yaşamını yitirirken, 13 kişi de yaralandı.
Yeni yılın ilk günlerinde de saldırılarına devam eden Türkiye, silahlı insansız hava araçları (SİHA) ile Silêmanîyê ve Belekayeti bölgesindeki köyleri vurdu.
Federe Kurdistan Parlamentosu 4’üncü dönem parlamenteri olarak görev yapmış Kurdistan Ulusal Kongre (KNK) üyesi Dr. Şêrko Mihemed Qadir, Türkiye’nin bölgeye yönelik saldırılarını değerlendirdi.
‘TÜRKİYE YASALARI ÇİĞNİYOR’
Türkiye’nin SİHA’larla Federe Kurdistan ve Irak hava sahasına girerek saldırılarına devam ettiğini belirten Dr. Şêrko Mihemed Qadir, hem Irak hem de Federe Kurdistan Bölgesi yasalarının açıkça çiğnendiğini dile getirdi. Özellikle Süleymaniye, Duhok ve Hewlêr’e yönelik saldırılar gerçekleştiren Türkiye’nin sivil yurttaşları da hedef aldığının altını çizen Mihemed Qadir, sivilleri hedef alarak Türkiye’nin Birleşmiş Milletler (BM) yasalarını da çiğnediğini kaydetti.
Qadir, Türkiye’nin egemenliklerini ihlal etmesine karşın ne Iraklı ne de Federe Kurdistan Bölgesi yetkililerinin tepki göstermemesi üzerinde de durdu. Qadir, “Federe Kurdistan Bölgesi’ni yöneten ve askeri güce sahip olan KDP ve Kurdistan Yurtseverler Birliği (YNK) partileri de net bir tepki göstermiyor. Bu partiler tepki göstermediği gibi Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın itiraflarına göre, gerçekleştirdikleri saldırılarda Türkiye’nin işini kolaylaştırıyorlar” diye konuştu.
‘KÜRT STATÜSÜNE KARŞI OLDUKLARI SIR DEĞİL’
Türkiye’nin izlediği politikalarla Irak ve Orta Doğu’daki birçok sorunun, istikrarsızlığın ve huzursuzluğun kaynağı olduğunu ifade eden KNK üyesi, “Türkiye, Federe Kurdistan’da hem Türkmenlerle hem de ihanet çizgisinde olanlarla ilişkisini sürdürüyor. Hakan Fidan’ın Hewlêr’e yaptığı ziyaretler ve KDP’nin seçimlerde Türkmenlerin partisine destek vermesinde bu durum açığa çıktı. Kerkük’teki yönetimin Kürtlerin eline geçmemesi için Türkmenlere destek veriyor. Türkiye’nin her türlü Kürt statüsüne karşı olduğu bir sır değil. Kürtlerin tüm meşru haklarına ve aslında Kürtlerin varlığına karşılar” ifadelerini kullandı.
‘FARKLILIKLARI BİR KENARA KOYUP BİRLİK SAĞLANMALI’
Yapılan İl Genel Meclisi seçimlerinin sonuçları üzerinden Kerkük ve Musul’daki duruma da değinen Qadir, şunları söyledi: “Özellikle Kerkük ve Musul, Irak Anayasası’nın 140. Maddesi’ne göre ihtilaflı bölgelerdir. Aslında bu alanların tamamı Kürtlerindir. Ne yazık ki Irak'taki karmaşık durum nedeniyle bu alanlar çatışma bölgelerine dönüştürüldü. Şüphesiz bu durumda Arap ülkeler, Arapları destekliyor, Türkiye de Türkmenleri destekliyor. Kürtlerin kazanımlarını yok etmek istiyorlar. Bunun için bölgenin iki gücü olan PDK ve YNK başta olmak üzere tüm Kürt partilerinin farklılıklarını bir kenara bırakıp ortak program üzerinde anlaşması gerekiyor. Temelde Kürtlerin seçimlere tek listeyle katılması gerekirdi fakat olmadı. Seçimlerden sonra da Kürtlerin bu bölgelerdeki kazanımlarını korumak için birleşebilirler. Kürtlerin Kerkük, Musul ve diğer bölgelerdeki kazanımlarını korumanın tek yolu, bu bölgelerin tamamının Kürt bölgesi olduğu konusunda anlaşmaktır” dedi.
‘ORTAK STRATEJİYE İHTİYACIMIZ VAR’
Türkiye’nin Kurdistan coğrafyasına yönelik saldırılarına karşı birlik çağrısında bulunan Qadir, “Türkiye’nin, saldırıları karşısında dört parça Kurdistan’daki Kürt halkının, özellikle siyasi güçlerin, Kürt özgürlük hareketinin ve Kürt partilerinin bir tavır alması gerekiyor. Bu saldırılara karşı ulusal ve milli bir stratejinin ortaya konulması gerekiyor. Çünkü düşmanımız bellidir. Türkiye ve İran, özellikle de Türkiye, Kuzey, Güney, Doğu ve Batı ayrımı yapmadan Kürtlere saldırıyor. Birbirimize destek olmamız gerekiyor. Hiçbir Kürt siyasi partisi Kurdistan'ın başka bir parçasını işgal eden devlet ve komşularıyla ilişkilenmemelidir. İşgalcilerin Kürdistan'ın başka bir parçasına yönelik planlarına ortak olmamalıdır. Milli birlik, beraberlik ve ortak stratejiye ihtiyacımız var” ifadelerini kullandı.