WAN - Wan’daki sivil toplum örgütü temsilcileri, Kürt sorununun çözümsüzlüğünden kaynaklı yaşananlara işaret ederek, savaşın son bulup barışın gelmesi için tek çıkar yolun PKK Lideri Abdullah Öcalan ile görüşmek olduğunu söyledi.
Kürt sorununa dair izlenen çözümsüzlük politikası, Türkiye’yi gün geçtikçe siyasal, ekonomik, toplumsal ve sosyal olarak derin bir çıkmaza sürükleyen noktada. Barış sağlanarak bu durumun tersine çevrilmesi konusunda çözümü sağlayacak aktör olarak işaret edilen PKK Lideri Abdullah Öcalan ise, aylardır ailesi ve avukatları ile dahi görüştürülmeyerek tecrit altında.
Tecride son verilerek Öcalan’ın özgürlük koşullarının sağlanması için “Abdullah Öcalan’a özgürlük, Kürt sorununa çözüm” talebiyle 10 Ekim’de başlatılan küresel kampanya üçüncü ayını geride bırakmak üzere iken, cezaevindeki siyasi tutsaklar açlık grevi eylemi, tutsak aileleri ise Adalet Nöbetleri ile kampanya destek halinde.
Bu eylemlerin yanı sıra aydın ve sanatçılardan gelen müzakere çağrılarına iktidar cenahından henüz yanıt verilmese de, barışın sesi her geçen gün daha da yükseliyor.
Wan’da bulunan bazı sivil toplum örgütlerinin temsilcileri de verdikleri ölümlere yol açan savaşın sona erip barışın sağlanması için Abdullah Öcalan’la bir an önce görüşülmesi gerektiğini dile getirdi.
ATABAY: TECRİT, ÖCALAN’IN ROLÜNÜ OYNAMASINA ENGEL
Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası (Eğitim Sen) Wan Şube Başkanı Murat Atabay, cezaevlerinde uzun süredir özel bir tecrit politikası yürütüldüğünü, bunun sonucunda da tutsakların ciddi sorunlar yaşadığını ifade etti.
Özellikle İmralı’da tutulan Öcalan’ın uzun yıllardır ne ailesiyle ne avukatlılarıyla görüştürülmediğine değinen Atabay, “Türkiye’de yaşanan savaş politikaları, özellikle son süreçte savaşın şiddetlenmesi ve savaş politikalarının olağan hale getirilmesi aslında tecrit politikasıyla aynıdır. Bu savaş ve tecrit, Sayın Öcalan’ın rolünü oynamasına engel oluşturuyor” dedi.
Cezaevlerinde karşılaşılan infaz ertelemeleri ile yine hasta mahpusluklara dair sorunun çok ciddi problem oluşturduğunu belirten Atabay, “Uzun süre cezaevinde kalan kişilere, bu tecrit politikalarıyla yeni bir cezalandırma yöntemi uygulanıyor. Bu anlamda cezaevlerinde başlamış olan dönüşümlü açlık grevleri söz konusu. Daha önceki yıllarda da açlık grevleri yaşanmıştı ve sonuçları maalesef olumsuz olmuştu. Cezaevlerinde bulunan mahpusların haklarını elde edebilmek için belki de başvurdukları en son yöntem açlık grevleridir” ifadelerini kullandı.
‘SİVİL TOPLUM DUYARLI OLMALI’
Atabay, “Özellikle tecridi ve işkenceyi bir devlet politikası haline getiren iktidar ve ona bağlı kuruluşlar, açlık grevlerinin dönüşümsüz hale gelmemesi için hukuka uygun adımlar atılmalıdır” dedi.
Atabay, cezaevlerinde süren açlık grevinin amacına ulaşması için sivil toplum örgütlerine ciddi sorumluluklar ve görevler düştüğünü da dile getirdi. Eylemin süresiz, dönüşümsüz açlık grevlerine dönüşmemesi için STÖ’lerin üzerlerine düşen rolü mutlaka oynamaları gerektiğini vurgulayan Atabay, toplumun genelinin de bu noktada duyarlılık göstermesi gerektiğini söyledi.
SAYYİĞİT: BU ADALETSİZLİK SON BULMALI
Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu’na (DİSK) bağlı Emekliler Sendikası (Emekli-Sen) Wan Şube Başkanı Timur Sayyiğit da, başta İmralı üzerinde olmak üzere cezaevlerinde uygulanan tecridin tamamen hukuksuz ve adaletsiz olduğunu söyledi.
Açlık grevleri ile Adalet Nöbeti eylemlerinin bu hukuksuzluğun ortadan kaldırılmasına dönük bir itiraz olduğunu ifade eden Sayyiğit, “Bu direnişin amacına ulaşması gerekir. Cezaevlerinden cenazelerin çıkmaması için herkesin bu eyleme destek vermesi gerekir. Daha önce bu tür açlık grevlerinde cezaevlerinden cenazeler çıkmıştı. Artık cezaevlerinde cenazeler çıkmasın, cezaevlerindeki tecrit bir an önce kaldırılsın. Tecrit, bir insanlık suçudur. Tecrit, adaletsizlik, hukuksuzluktur. Başta Sayın Öcalan olmak üzere tüm siyasi tutuklular üzerindeki tecridin kaldırılması gerekiyor. Tecrit devam etmesi, Türkiye için büyük bir sorun oluşturacaktır. Bu adaletsizlik bir an önce son bulmalıdır” şeklinde konuştu.
ATİK: TECRİT SONLANIRSA ÜLKE BAMBAŞKA BİR HAL ALIR
Wan Demokrasi ve Emek Platformu Dönem Sözcüsü Mihail Atik ise, ülkede yaşanılan sorunlara çözüm üretmeyen bir sistemin mevcut olduğunu kaydetti.
Bugün Türkiye’de var olan birçok sıkıntının temel nedeninin tecrit olduğunu ifade eden Atik, “Sayın Öcalan şahsında başlayıp tüm cezaevlerine yansıyan tecrit, ciddi bir sorundur. Aynı zamanda Kürt halkının şahsında bir tecrit vardır. Herkes iyi biliyor ki bu tecrit son bulursa, gerekli görüşmeler sağlanırsa, ülke bambaşka bir hal alır ve sıkıntı kalmaz” dedi.