HABER MERKEZİ - Sakine Cansız, Fidan Doğan ve Leyla Şaylemez, katledildikleri yerde anıldı. Anmada, Fransa devletinin sorumluğuna işaret edilerek, “Dosya üzerindeki gizlilik kaldırılsaydı ikinci katliam yaşanmazdı” denildi.
Fransa’nın başkenti Paris’te Sakine Cansız, Fidan Doğan ve Leyla Şaylemez, katledildikleri Kurdistan Enformasyon Bürosu önünde anıldı. Anmaya Kürt halkının yanı sıra Kürt dostları Fransızlar ile bazı Fransız seçilmişler de katıldı.
'FRANSA İKİNCİ KATLİAMIN ZEMİNİNİ HAZIRLADI'
Anmada konuşan CDK-F Dış İlişkiler Sözcüsü Berivan Fırat, "Katliamın üzerinden tam 11 yıl geçti ve bu politik katliamın arkasında Türk Gizli Servisi’nin olduğunu biliyoruz. Ancak, adalet dosyanın üzerindeki devlet gizliliği maddesi nedeniyle engellenmektedir. Bu da Fransa gizli servisinin elindeki belgelerin mahkemeye iletilmesini engellemektedir. Eğer bu belgeler mahkemeye gönderilmiş olsaydı Evîn Goyî, Abdurrahman Kızıl ve Mîr Perwer şu an aramızda olurdu. Çünkü Fransa topraklarında cirit atan Türk istihbarattı alanı serbest görerek 23 Aralık 2022’de bir katliama daha imza attı. Fransa’ya diyoruz ki, politik çıkarlarınız için Kürtleri kullanmaktan vazgeçin” dedi.
’11 YIL GEÇTİ GİZLİLİK KALDIRILMADI’
Paris 10. Bölge Belediye Temsilcisi Elie Jousseain, "9 Ocak 2013’ten tam 11 yıl geçti ama dosyadan gizlilik kaldırılmadı. 23 Aralık 2022’den tam 1 yıl sonra antiterör savcılığı devreye sokulmadı. Ancak her şeye rağmen adalet arayışımız devam edecek. Bizler açıkça söylüyoruz ki, DAIŞ’a karşı mücadele edenler, bu uğurda yaralananların her zaman burada yeri olacaktır. Eğer hükümet 11 yıl önce dosyadaki gizliliği kaldırmış olsaydı, Evîn Goyî, Mîr Perwer ve Abdurrahman Kızıl bu sabah aramızda olurdu. Kürtlerin korunması için mücadelemizi sonuna kadar sürdüreceğiz” ifadelerini kullandı.
'GÜÇLENİYORUZ, ÖZGÜRLÜĞE YAKLAŞIYORUZ'
TJK-E ve TJK-F adına konuşan Xanê Akdoğan da " Kürt düşmanları binlerce yıldır baskılarını ve kan emiciliği sürdürüyor. Ancak onların bu baskıları bizleri daha da güçlü kılıyor, mücadelemizi büyütüyor. Bizler de güçlendikçe özgürlüğe daha fazla yaklaşıyoruz. Kürtler Önder Abdullah Öcalan’ın öncülüğünde ve onun felsefesiyle özgürlüklerine günden güne daha fazla yaklaşmaktadır” diye belirtti.
KÜRTLER İÇİN ULUSLARARASI KORUMA TALEBİ
Fransa Komünist Partisi Uluslararası Sorumlusu Vincent Boulet, "Dosyadaki gizlilik kararının derhal kaldırılmasını istiyoruz. Fabien Roussel (Fransa Komünist Partisi Genel Sekreteri) bu talebi Cumhurbaşkanı Macron’a iletti. Adalet arayışımızda Erdoğan’ın zindanlarında tutulan Kürt tutsakların serbest bırakılması için mücadelemizi büyütmeliyiz. Abdullah Öcalan üzerindeki tecridin kaldırılması için çağrıda bulunuyoruz. Fransa politik değişiklikler için harekete geçmelidir. Kürt halkı için uluslararası koruma talep ediyoruz. Kürtler tam yüz yıldır, büyük güçler tarafından hiçe sayılan ulusal hakları için mücadele ediyor. DAİŞ ile savaşıp onları yendiler ve şimdi tekrar kaderlerine terk ediliyorlar. Fransa Komünist Partisi, tüm tarihinde olduğu gibi şu anda da Kürt halkının adalet ile ulusal ve kültürel haklar mücadelesine destek vermekte” şeklinde konuştu.
‘KÜRT HALKININ YANINDA OLACAĞIZ’
Irkçılığa Karşı Mücadele ve Halklar Arası Dostluk Hareketi’nden Renê Le Mignot, "Eğer adalet teşkil edilmiş olsaydı diğer katliam olmayacaktı. Eğer PKK terörist örgütler listesinden çıkarılmış olsaydı bu cinayetler gerçekleşmeyecekti. Fransa hükümetini akademisyenleri, öğrencileri, gazetecileri tutuklayan faşist rejimle iş birliğini durdurmaya çağırıyoruz. Daha önce Paris ve Brüksel’de de uluslararası mahkemelerin verdiği kararlarda da PKK’nin bir terör örgütü olmadığı vurgulandı. PKK teröristlere ve DAİŞ'e karşı mücadele etmekte ve bizler kendilerine çok fazla borçluyuz. Adalet yerini bulana kadar Kürt halkının yanında olmayı sürdüreceğiz” diye belirtti.
Fransa-Kurdistan Derneği adına Sylvie Jan de şunları söyledi: “PKK’yi terörist örgütler listesinde tutmak da Kürtleri kriminalize etmeye çalışmaktan başka bir şey değildir. Dolayısıyla PKK’yi terörist örgütler listesinden çıkarmak sadece Kürtler için verilen bir mücadele değil, uluslararası adalet ve barışın tesisi için elzemdir. Çünkü bu bölge bombaların altında olduğu sürece bizler ve bütün dünya tehdit altında olmayı sürdüreceğiz.”