MERSİN - Paris’te 11 yıl önce katledilen kızı Leyla Şaylemez’i anlatan baba Abdulbari Şaylemez, “Hem baba olarak hem de halktan biri olarak onun genç yaşında edindiği bilince, mücadeleci ruhuna hayran kalıyordum” dedi.
PKK kurucularından Sakine Cansız (Sara), Kurdistan Ulusal Kongresi (KNK) Paris Temsilcisi Fidan Doğan (Rojbin) ve Kürt Gençlik Hareketi üyesi Leyla Şaylemez’in (Ronahi) Fransa'nın başkenti Paris’te 9 Ocak 2013’te suikastle katledilmelerinin üzerinden 11 yıl geçti. Tutuklu bulunduğu cezaevinde 23 Ocak 2017’de gerçekleşecek duruşmasına 36 gün kala ölen tetikçi Ömer Güney'in itirafları ve ortaya çıkan belgeler katliamın MİT tarafından organize edildiğine işaret ederken, katliama ilişkin detayların aydınlatmamasına yönelik ısrarlar sürüyor. Aileler ve avukatların girişimiyle, tetikçi Güney'in ölümünün ardından ortaya çıkan belgeler kapsamında Nisan 2017’de katliamda MİT’in rolünün aydınlatılması için yeni bir soruşturma başlatıldı. Ancak aradan geçen 6 yılda ikinci soruşturma kapsamında bir ilerleme sağlanamadı. Kürtler ise Kürt kadın mücadelesinin öncülerinden olan Cansız, Doğan ve Şaylemez’in katledilmesinin ardından geçen 11 yılda gerçek katillerinin kim olduğunu sormaktan ve katliamın aydınlatılmasını talep etmekten geri durmadı.
YILLARCA AYRIMCILIĞA UĞRADI
Katledildiğinde 24 yaşında olan Leyla Şaylemez, 1 Ocak 1989 yılında Mersin’de doğdu. Memleketi ise Amed'in Licê ilçesi. Ailesinin 1987 yılında devletin baskıları nedeniyle Mersin’e taşınmasının ardından ailenin 3’üncü çocuğu olarak dünyaya gelen Şaylemez, daha sonra 1997 yılında Almanya'da bulunan babası Abdulbari Şaylemez’in yanına gitti. Mersin’de Kürt kimliğinden dolayı ailesiyle zorlu bir süreç yaşayan Şaylemez, benzer sorunları Almanya’da da yaşadı. Şaylemez’in politik kimliğinin ilk adımları da burada atıldı.
Baba Abdulbari Şaylemez, “Halktan biri olarak hayranlık duyuyordum” dediği kızı Şaylemez’i anlattı.
İLK MÜCADELE 6 ERKEK KARDEŞE KARŞI
Kızının mücadelesinin ailenin içinde 6 erkek kardeşine karşı başlayarak devam ettiğini belirten baba Şaylemez, evin içindeki itirazlarının artık dışarıya yansımaya başladığını söyledi.
Leyla’nın sorunları komünal akılla, demokrasiyle, başkasını da ezmeyerek çözdüğünü ifade eden baba Şaylemez, “Bu doğrultuda fikir üretmeye çalışıyordu. Hem baba olarak hem de halktan biri olarak onun genç yaşında edindiği bilince, mücadeleci ruhuna hayran kalıyordum. Küçük yaşta bilinçli bir şekilde, demokrasi çerçevesinde, mücadeleci bir ruhla adım atması bizleri, çevresini sevindiriyordu. Onunla gurur duyuyordum” dedi.
ARAYIŞ İÇERİSİNDEYDİ: KÜRDÜM, KURDİSTAN NEDEN YOK
Leyla’nın bir kadının her şeyi yapabileceği düşüncesiyle büyüdüğüne dikkat çeken baba Şaylemez, Almanya’da geçen çocukluğunda ve gençliğinde kendisine sürekli, “Ben Kürdüm, Kurdistan neden yok, Kürtler neden farklı devletlerle iç içe” sorularını sorduğunu belirtti. Bu sorular doğrultusunda kendini geliştiren kızının bir arayış içinde olduğunu söyleyen Şaylemez, “Daha 24 yaşındayken Paris’te katledildi. Sözde Avrupa’nın göbeğindeyiz. Avrupa'nın göbeğinde, güpegündüz 3 kadına katliam yapıldı ve şimdiye kadar faili veya failleri ortaya çıkarılmadı. Katliamın 11 senesi bitti, 12’nci seneye giriyoruz. Kürt halkı bu katliamı 12 senedir lanetliyor. O gün bu 3 kadını anıyor, katliamı yapanları lanetliyor. Kışın en yoğun aylarında Kürt halkı sokaklara çıkıyor ve bu insanları anıyor. Bu nedenle içimdeki burukluk biraz geçiyor” diye konuştu.
Paris Katliamını kınayan baba Şaylemez, “Bu gün milyonlarca Kürt ‘Leyla ölümsüzdür’ diyorsa bu baba ve aile olarak onur vericidir. Bir yandan gururluyuz. Neticede insan fanidir. Ama bir yandan da böyle bir katliamla yüz yüze kalmak, bilinçli, kendini arayan, demokrat insanların gitmesi acı veriyor. Hele aile olarak bizi daha da incitiyor çünkü kanımız canımız gitti. Ama gururluyuz, başımız dik” sözlerine yer verdi.
'KATLİAMIN AYDINLATILMAMASI AVRUPA'NIN AYIBI'
Paris Katliamı’nın faillerinin bilindiğini ancak ortaya çıkarılmadığını ve cezalandırılmadığını belirten Şaylemez, “Avrupa’da demokrasiden bahsediyoruz ama güpegündüz 3 kadın katliama uğruyor. Faillerin hala ortaya çıkarılmaması başta Fransa'nın bununla beraber Avrupa’nın ayıbıdır. Bu Fransa'nın ikiyüzlülüğünü de ortaya koyuyor. Fransa, Kürt halkı nezdinde bu katliamın faillerini ortaya çıkarmadığı sürece zan altındadır. Fransa halkının da bunun hesabını sorması gerekir. Gündüz ortasında 3 tane kadın katlediliyorsa üç maymunu oynamak doğru değildir" ifadelerinde bulundu.
Kürt katliamlarının yaşanmaması için örgütlenmeye ihtiyaç olunduğunu söyleyen Şaylemez, “Kürtler Mezopotamya’nın en eski en kadim halklarındadır. Kürtlere yönelik baskı, katliam aynı zamanda bir insanlık suçudur. Bunlara cevap verebilmek için de örgütlenmek gerekiyor” diye konuştu.
MA / Yüsra Batıhan