MELETÎ - Enkaz kaldırma çalışmalarında ortaya çıkan riskleri anlatan SES Meletî Şubesi Eşbaşkanı Cansu Kaplan, “Meletî’yi bekleyen en büyük sıkıntıların başında kanser geliyor” uyarısında bulundu.
Mereş merkezli 6 Şubat depremlerinde büyük bir hasar alan Meletî’de, 11 ay geçmesine rağmen sorunlar çözülmedi. Bin 386 kişinin yaşamını yitirdiği Meletî’de, deprem sonrası 35 bin 680 binayla ilgili ağır hasarlı raporuyla acil yıkım kararı verildi. Evleri enkaza dönen depremzedeler için 74 farklı noktada sadece 28 bin 643 konteyner kuruldu. Barınma sorunun çözülmediği Meletî’de, evini kaybeden depremzedeler bu kışı da konteynırlarda karşılıyor. Enkaz kaldırma çalışmaları ve ağır hasarlı yapıların yıkım çalışmaları ise 11 ay geçmesine rağmen tamamlanmadı.
Enkaz kaldırma ve yıkım çalışmalarının devam ettiği Meletî’de, ağır hasarlı yapıların yıkımında ve enkaz kaldırma çalışmalarında yeterli miktarda su kullanılmaması nedeniyle kenti toz bulutu kaplıyor. Asbestte neden olan toz bulutu, kanser ve solunum yolu hastalıklarını da beraberinde getiriyor. İlerleyen yıllarda Meletî’yi bekleyen hastalık tehlikelerine dikkat çeken Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) Meletî Şubesi Eşbaşkanı Cansu Kaplan, kanser hastalığında artış olacağı uyarısında bulundu.
MELETÎ İÇİN HASTALIK UYARISI
Sağlık çalışanları olarak depremin ilk gününden bu yana sahada aktif olarak çalıştıklarını kaydeden Kaplan, geçen 11 ayda Meletî’de sorunların çözülmediğini söyledi. Meletî’de kaldırılan enkaz ve ağır hasarlı yapıların yıkımında yeterli miktarda su kullanılmamasının hastalıklara yol açtığını belirten Kaplan, “Yıkımlar 11 ay geçmesine rağmen halen tamamlanmadı. Bir an önce bitmesi, halk sağlığı için daha iyi olacak, çünkü bu yıkımlar halk sağlığı için de sorunlu bir durum. İş sağlığı ve güvenliği açısından baktığımızda da yıkımlarda çalışan işçilerin 2 saatte bir görev değiştirmesi ve maske takmaları gerekiyor. Çünkü asbest ile birlikte silika dediğimiz bir toz da ortaya çıkıyor. Bu da kanser hastalıklarına neden oluyor. Yakın dönemde olmasa da 10 yıl ile 50 yıl arasında kanser hastalıkları baş gösterecek. Akciğer ve solunum hastalıkları artacaktır” dedi.
Meletî’de depremden sonra KOAH, astım ve uyuz gibi vakaların arttığı bilgisini paylaşan Kaplan, “Konteyner kentler gibi toplu yaşam alanlarında insanlar iç içe yaşadığı için, ortak tuvalet ve banyo kullandığından kaynaklı uyuz gibi hastalıklar da arttı. Deprem öncesinde günde 5 hastaya bakıyorken, şuanda 15-20 hastaya bakıyorum. Yıkımlar halen devam ettiği için KOAH, astım ve uyuzun dışında solunum yolu, bağırsak ve mide kanserlerinin artma tehlikesi var. Bu nedenle acilen halk sağlığı için çalışmaların yapılması gerekiyor. Önümüzdeki yıllarda bir kanser hastalığı riski de Meletî’yi bekliyor diyebiliriz. Halk yıkımın olduğu yerden uzak kalmalı. Meletî’de enkaz yıkımların da kullanılan su miktarı çok az. 11 aydır bunu düzeltmeye yönelik bir çalışma yapılmıyor. Meletî’yi bekleyen en büyük sıkıntıların başında kanser geliyor. 10 yaşındaki çocuk, 20 yaşlarına geldiğinde kanserle uğraşacak. Çünkü şu anda asbest yutuyor” şeklinde konuştu.
‘TOPLU ALANLAR HİJYENİK DEĞİL’
Konteynır kentler gibi toplu yaşam alanlarında en fazla kadın, çocuk ve yaşlıların etkilendiğini ifade eden Kaplan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Konteynır kentlerde hijyen koşullarının olmaması, özelikle kadınlarda enfeksiyon, idrar yolları hastalıkları ile gebe kadınlarda erken doğum riskine neden oluyor. Bu hastalıklarla ilgili hastanelerde de başvurular arttı. Özelikle kadın doğum polikliniğinde ciddi artış söz konusu. Ortak kullanım alanları temiz değil. Temiz olmayan bir çevrede bireysel olarak ne kadar dikkat edilirse de yeterli olmaz. Kış aylarında olmamızdan kaynaklı grip vakalarında da artışlar söz konusu.”
HASTALAR DOKTOR BULAMIYOR
Depremden sonra hastanelerde yığılmaların yaşandığını aktaran Kaplan, “Malatya İl Sağlık Müdürlüğü de depremde yıkıldı. 8 Aile Sağlığı Merkezi yıkıldı. Çok fazla sağlık emekçisi Meletî’den gitmek zorunda kaldı. Bu da hastanelerde yığılmaların ve hastaların doktor bulamamalarına neden oluyor. Aynı şekilde ilaç bulamama sorunu devam ediyor. Sıralar çok uzuyor, imkanlar kısıtlı. Halk bu konuda çok fazla sorun yaşıyor. Bunun için öncelikle barınma sorunun giderilmesi gerekiyor. Çünkü ortak bir alanda bu vakaların artışı devam edecektir. Vakalar arttıkça yığılmalara neden olacak. Barınma sorunu çözüldüğünde, uyuz ve enfeksiyon gibi vakalar azalacaktır” ifadelerini kullandı.
KENTTE BARINMA SORUNU
Meletî’den ayrılan sağlık çalışanların yerine yeterli sayıda alımların yapılmadığını dile getiren Kaplan, ayrıca sağlık çalışanlarının barınma sorununun da çözülmediğini sözlerine ekledi. Kaplan, “Sağlık emekçileri olarak bu süreçte psikolojik olarak da çok yıprandık. Ben poliklinik hemşiresiyim. Alımlar olmamasına rağmen giden arkadaşlarımız oldu. Hasta sayıları artmasından dolayı iş yükümüz de çok artı. Bu nedenle psikolojik olarak artık kaldıramaz duruma geldik. Barınmayla ilgili verilen konteynerler yetersiz kaldı. Kurulan konteynerlerde zaman zaman elektrik sorunları oluyor” diye aktardı.
MA / Mahmut Altıntaş