İSTANBUL - Paris'te 11 yıl önce katledilen Fidan Doğan’ı anlatan annesi Fatma Doğan, kızının küçük yaşta mücadeleye katıldığını belirterek, “Kızımın mücadelesinden dolayı alnım açık, başım diktir” dedi.
Fransa'nın başkenti Paris'te 9 Ocak 2013 tarihinde suikastla katledilen PKK kurucularından Sakine Cansız (Sara), Kurdistan Ulusal Kongresi (KNK) Paris Temsilcisi Fidan Doğan (Rojbîn) ve Kürt Gençlik Hareketi üyesi Leyla Şaylemez’in (Ronahî) ölümünün üzerinden 11 yıl geçti. Katliam henüz aydınlatılamazken, cezaevinde ölen tetikçi Ömer Güney’in itirafları ve ortaya çıkan belgelerle olayın MİT tarafından organize edildiği ortaya çıktı. Davanın 23 Ocak 2017’de gerçekleşecek duruşmasına 36 gün kala Ömer Güney'in cezaevinde (17 Aralık 2016) öldüğü belirtildi. Böylece kapatılmak istenen dosya kapsamında MİT üyelerinin itirafı ve Avrupa’da yeni suikast girişimlerine dair bilgilerin ortaya çıkmasıyla birlikte ailelerin ve avukatlarının girişimleriyle Nisan 2017’de MİT’in rolüne ilişkin yeni bir soruşturma başlatıldı. Ancak açılan ikinci soruşturmada da herhangi bir ilerleme sağlanamadı. Aradan geçen 11 yıla rağmen katledilenlerin aileleri ve yol arkadaşları faillerin ortaya çıkarılması için mücadele veriyor.
Katledilen 3 kadından bir olan Fidan Doğan, 17 Ocak 1982 tarihinde Mereş’in Elbîstan ve Nûrheq ilçeleri arasında bulunan Malê Bûtan köyünde dünyaya geldi. Mereş Katliamı’ndan sonra göçlerin yaşanmasıyla birlikte ailesi Fransa'ya yerleşen Doğan, 9 yaşına kadar köyde teyzesi, dedesi ve ninesiyle yaşadı.
Daha sonra kendisi de göç yollarına düşen Doğan, Kürt özgürlük mücadelesiyle Fransa’da tanıştı. Anne Fatma Doğan kızının Kürt hareketiyle tanışması ve mücadelesine dair konuştu.
‘HİÇBİR İŞİ YARIM BIRAKMAZDI’
Kızının PKK Lideri Abdullah Öcalan'ın 15 Şubat 1999'da uluslararası komplo ile Türkiye’ye teslim edilmesi sürecinde gençlik çalışmalarında yer aldığını belirten anne Doğan, “Rojbin çok dürüst bir çocuktu, her şeyiyle netti, yalanı sevmezdi. Bir işe girdiğinde ‘ben bu işi yarım bırakmam’ derdi. Benim beş çocuğum var, 2 erkek 3 kız. Rojbin kızlarımdan en küçüğüydü. Halkına ve davasına çok bağlıydı davası söz konusu olduğunda hiçbirimizi dinlemezdi. Daha 16 yaşındaydı kız arkadaşları ile derneğe gelip giderdi. Her zaman ‘siyasete, davaya nasıl katılım sağlarım, nasıl faydam olur’ düşünceleri içindeydi” diye konuştu.
‘KIZIMDAN DOLAYI HER ZAMAN BAŞIM DİK’
Doğan’ın halkına bağlı olduğu kadar ailesine karşı da sorumluluk sahibi olduğunu dile getiren anne Doğan, “Aile içinde kardeşlerini bir araya getirirdi. Ne bana ne de babasına karşı bir gün saygısızlık yapmadı. Okul döneminde öğretmenleri kendisini çok severdi. Rojbin okuldayken mücadele saflarına katıldı. İlk başlarda bir anne olarak düşman gerçekliğini bildiğim için bir takım korkular oldu ama tabi ki her zaman kızımın mücadelesinden dolayı alnım açık, başım diktir” ifadelerini kullandı.
‘KATİLLER 11 YILDIR NEDEN AÇIĞA ÇIKARILMIYOR?’
Kızının, mücadele arkadaşları Cansız ve Şaylemez ile birlikte Paris’in göbeğinde katledilmesine rağmen hala asıl katillerin açığa çıkarılmadığını söyleyen Doğan, “Avrupa'nın göbeğinde hiçbir önlem alınmadı ve üç önemli insanımız katledildi. Koruyamadılar çocuklarımızı. Bu katliamı Fransa, Almanya ve Türkiye ortak yaptı. Onların da parmağı var. 11 yıl geçti neden hiçbir şey ortaya çıkmıyor? Fransa'da bir olay olduğunda katiller o an açıklanıyor, tutuklanıyor, neden bu katliam açığa çıkarılmadı? Her köşede bir kamera var, Fransız devleti bunu ortaya çıkarmak isteseydi çıkarırdı” şeklinde konuştu.
‘BARIŞ VE DEMOKRASİ İSTEDİĞİ İÇİN KATLEDİLDİ’
Baba Hasan Doğan’da kızının barış ve demokrasi mücadelesi verdiği için katledildiğini belirtti. Doğan, “Rojbin Türkiye’den Fransa’ya geldiğinde ilkokulu bitirmişti ve Fransızcayı 6 ayda kavradı. Altı ayda okul birincisi oldu çok yetenekli bir insandı. Eve geldiğinde ilk önce annesine sarılırdıdı sonra bana sarılırdı. Yeğenleri vardı, çocuklarla arası çok iyiydi onlarla çocuk gibi olurdu. 2012 yılında bana ‘baba sen benim babam değilsin, sen benim hocamsın demişti’ o zaman çok gururlanmıştım” sözleriyle kızını anlattı.
‘KATLİAM KARANLIKTA BIRAKILMAK İSTENİYOR’
Katledilen 3 kadının Avrupa’daki çalışmaları nedeniyle özel hedef seçildiğini vurgulayan baba Doğan, “ Biz çocuklarımıza, yoldaşlarımıza sahip çıkamadık. Üç tane canımız gitti ve bunlar öyle sıradan canlar değildi. Kürt halkı bu katliamı kabul etmiyor elbette ama derneklerimiz korunmadığı için bu canlar gitti. Korunmadığı için Ahmet Kaya Kültür Merkezi basıldı ve yine üç arkadaşımı şehit edildi. Bu konuda herkes kendi üstüne düşen sorumluluğu almalıdır. Bu insan kolay yetişmiyor. Uluslararası güçler bu katliamı karanlıkta bırakmak istiyor. Bunlarında farkındayız ama burada bizim de eksikliklerimiz ve yetmezliklerimiz var bunları görmemiz gerekiyor. Gerekli tedbirler alınsaydı Rojbin bu gün hayata olurdu” şeklinde konuştu.
MART 2023’TE AİLELER SAVCILIK TARAFINDAN ÇAĞRILDI
Davaya bakan savcının 2023 Mart ayında aileleri çağırdığını belirten Doğan, “11 yıl oldu halen çantaları ve eşyaları verilmedi. Fransız istihbaratı hala çantaların bu eşyaların üzerinde bir çalışma yapamadı mı? Hala parmak izleri alınmadı mı? Bu bir rezilliktir. Ortada şahıs yok ki mahkeme olsun. Savcıya katliamı gerçekleştiren ve cezaevinde öldü denilen Ömer Güney'in ölüm raporlarının avukatlara neden bildirilmediğini sorunca hepsi birbirine baktı. Çünkü katilin ölüm kağıdı yok. Ben 2015'te bu katilin köyüne kadar gittim, bu katilin mezarı yok. Öldüyse mezarı nerede?” diye sordu.
‘KÜRT HALKI MÜCADELESİNDEN VAZGEÇEMEYECEK’
Hem ailelerin hem de Kürtlerin bu mücadeleden asla vazgeçmeyeceklerinin altını çizen Doğan, “Özellikle üç Kürt kadının katledilmesi çok manidardır. Kürt kadınları bu katliamın hesabını soracaktır ve onların mirasına sahip çıkacaktır. Mücadelemiz devam edecek, tüm baskılara rağmen Kürt halkı mücadelesinden asla vazgeçmeyecek” dedi.
MA / Esra Solin Dal