ŞIRNEX – 74 gündür haber alınamayan Rojnews editörü Süleyman Ahmet’in avukatı, KDP’ye bağlı asayiş güçlerinin müvekkilinin gözaltında olduğunu önce kabul edip sondasında inkâr ettiklerini söyledi. Bir grup Kürt gazeteci, eğitimci, aktivist ve avukat, yayımladıkları bildiri ile Ahmet’in serbest bırakılmasını istedi.
Ailesini ziyaret etmek amacıyla gittiği Halep kentinden 25 Ekim’de Başûr Kurdistan’a dönerken Pêşxabûr (Sêmalka) Sınır Kapısı’nda KDP’ye bağlı birimler tarafından alıkonulan Rojnews editörü Süleyman Ahmet’ten o günden bu yana haber alınamıyor.
74 gündür ulaşılamayan Ahmet konusunda ne ailesine ne de avukatlarına görüşme izni verilmedi. Bu konuda bölge hükümeti olan KDP’ye yapılan çağrılar ise bu güne dek yanıtsız bırakıldı.
Süleyman Ahmet’in avukatı Narîman Ehmed Reşîd, konuya dair Hawar Haber Ajansı'na (ANHA) konuştu.
Müvekkiline yöneltilen suçlamaların asılsız ve dayanağı olmayan iddialar olduğunu söyleyen Narîman Ehmed Reşîd, "Süleyman Ahmet resmi olarak Rojava'ya gitti ve yine aynı şekilde Rojava'dan döndü. Başurê Kurdistan'a yerleştiğini gösteren resmi belgeleri de bulunuyor. Kaçırıldığı güne kadar da hiçbir hukuki sorunu yoktu" dedi.
ÖNCE KABUL EDİP SONRA İNKAR ETTİLER
Müvekkilinin alıkonulması sürecinde avukatlar olarak bir heyet oluşturduklarını ve Dihok Asayişi ile görüştüklerini belirten Narîman Ehmed Reşîd, yaptıkları görüşmeye ilişkin şu bilgileri paylaştı: "Dihok Asayişi ile görüşmeye gitmeden önce ‘Süleyman Ahmet yanımızdadır’ dediler. Dihok Asayişi’ne gidip, müvekkilimizi görmek istediğimizde ise izin vermediler. Bu sefer de yanlarında olmadığını iddia ettiler. Süleyman Ahmet’in tutulduğu cezaevinden tahliye olan bazı tutuklular, Ahmet’in Dihok Asayişi’nde olduğunu söyledi.”
'HUKUKA AYKIRI YAKLAŞILIYOR'
Süleyman Ahmet ile görüşmek için hakimden izin aldıklarını ancak yine de görüştürülmediklerini dile getiren Narîman Ehmed Reşîd, "Avukatlar olarak Dihok Asayişi’ne defalarca başvurduk. Ama onu görmemize hiçbir şekilde izin verilmiyor. Kanuna göre avukatlar, 24 saat gözaltından sonra müvekkilleriyle görüşebiliyor. Ama KDP Asayişi, Irak ve Kürdistan Bölgesi’nin yasalarını tanımıyor. Uluslararası birçok kuruma ulaştık ve ilgili yerlere bu dosyaya hakkında bilgiler verdik. Birleşmiş Milletlere başvurarak, müvekkilimizle görüşmemize izin verilmesi için Kürdistan Bölgesi hükümetine baskı yapmasını istedik. Süleyman Ahmet'in akıbetini henüz bilmiyoruz. Dihok Asayişi, uluslararası yasa ve anlaşmalara uygun olmayan, hukuka aykırı bir şekilde avukatlara yaklaşıyor” diye konuştu.
BİLDİRİ YAYIMLADILAR
Öte yandan bir grup gazeteci, eğitimci, aktivisti ve avukat Süleyman Ahmet ilişkin bir bildiri yayımladı.
Bildiride, Süleyman Ahmet’in can güvenliğinden Duhok Asayişi ve Kurdistan Bölge Hükümeti’ni sorumlu tutularak bir an önce serbest bırakılması istendi.
Bildiride şu ifadelere yer verildi:
* Duhok asayişi tarafından gözaltına alınan Rojnews editörü gazeteci Süleyman Ahmet’ten, 2 ayı aşkın bir süredir haber alınamamaktadır.
* Süleyman Ahmet için gerçekleştirilen çağrılara herhangi bir yanıt verilmemiş, avukatların sayısız görüşme başvurusundan bir sonuç alınamamıştır.
* Hala Süleyman Ahmet’e ilişkin bir bilgi edinemeyen avukatları kendisinin gözaltına alınmasına gerekçe gösterilen dosyaya da ulaşamamıştır.
* Gazeteci, eğitimci, aktivist, avukat, özgürlük yanlısı olan bizler Süleyman Ahmet’in karşı karşıya kaldığı suçlamaların gazeteci Şêrwan Şêrwanî’ye karşı geliştirilen senaryonun bir tekrarı olduğunu düşüncesindeyiz.
* Süleyman Ahmet, temelsiz, hukuk dışı suçlamalarla cezalandırılmak istenmektedir.
* Başta gazeteciler olmak üzere ulusal ve uluslararası alanda özgürlükten yana olan tüm kurum ve şahsiyetlerin görevi iktidarın gazetecilere yönelik geliştirdiği bu hukuk dışı yaptırımlara karşı çıkmaktır.
* Bu hukuksuz uygulamalar Kurdistan bölgesinin geleceğini karanlık bir sürece yöneltmektedir.
* Süleyman Ahmet suçsuzdur!
* Süleyman Ahmet gazeteci olduğu için kaçırılarak gözaltına alınmıştır.
* Süleyman Ahmet’in can güvenliğinden Duhok Asayişi ve Kurdistan bölgesi hükümeti sorumludur.
* Süleyman Ahmet derhal serbest bırakılmalıdır.
İmzacılar: “Afat Baz, Ahmet Pelda, Ahmet Yücedağ, Alî Guler, Ali Halîloglu, Alî Şînoyî, Amed Dicle, Arîn Rojhilat, Arnesto Îbo, Arzu Demir, Aslan Aslan, Barış Boyraz, Barzan Şasûwar, Bedran Dere, Berîvan Eminoğlu, Berîvan Mihemed, Berîvan Tintaş, Bilal Dersim, Bozo Gûndî, Cahit Mervan, Cano Hasan , Cihan Özgür, Cûdî Khello, Çiya Mistafa, Deniz Babir, Deniz İke, Devrim Gündüz, Dijle Awaz, Diljîn Dînç, Doğan Barış Abbasoğlu, Ejder Şêxo, Emrullah Boztaş, Erdal Er, Erdoğan Sürgeç, Erdogan Zamûr, Êriş Qoser, Farûk Sakik, Fatma Gulçiçek, Fehim Işık, Fenya Îgrek, Ferhat Çelik, Firaz Baran, Geşbûn Kara, Gulan Akrawî, Güneş Erzurumluoğlu, Hakan Türkmen, Hamdîn Bayat, Handren Hawrami, Hasîb Yildiz, Hatice Çoban, Hayri Kızıler, Hesen Qazî, Heval Arslan, Huseyîn Dag, Îsa Bûlût, İsmet Kayhan, İzzet Akcin, Kamer Soylemez, Karzan Elî Osman, Kendal Cûdî, Kendal Mîdyad Urun, Latif Paşahan, Lokman Coşkûn, Loqman Guldive, Mahir Üzmez, Mariam Sanarê, Mazlûm Dîkmen, Meltem Oktay, Mervan Dundar, Metin Yildirim, Muhammet Kaya, Nadiye Gürbüz, Nazli Dûman, Necati Abay, Nesrîn Ergîn, Nurdoğan Aydoğan, Nuri Akman, Özgür Pazarcık, Ramazan Ölçen, Ridvan Döner, Ridvan Yagizay, Riza Barût, Rêşad Sorgul, Roni Eylem, Sabahattîn Gultekîn, Salih Hajî, Saman Naqshbandi, Sefkan Kobanê, Selah Xidir, Selahattin Işıldak, Selman Aslan, Sercan Aydın, Serkan Demirel, Seval Balcı, Silêman Çeleb, Sozdar Dersim, Sûna Tûnç, Tahir Kara, Tuğba Hezer, Xeyrî Çelîk, Yusuf Cebe, Zêdan Şaqûlî, Zerdeşt Elî."