HABER MERKEZİ - Irak’ta seçim sonrası tarafların Kerkük ve Musul üzerinden bir pazarlık içerisine girdiğini belirten gazeteci Gülistan Tara, "Kerkük'te Kürtlerin kazanması ve ihanet çizgisine karşı tutum sergilenmesi Türkiye ve KDP'nin eteklerini tutuşturdu" dedi.
Irak'ta 18 Aralık'ta yapılan il genel meclisi seçimi sonrası gözler Kerkük ve Musul'a çevrildi. Irak Yüksek Seçim Komisyonu'nun resmi sonuçlarına göre, Kürdistan Yurtseverler Birliği'nin (YNK) başını çektiği Kerkük Gücümüz ve İrademiz Koalisyonu, 5 sandalyeyle Kerkük'te birinci oldu. Arap Koalisyonu 102 bin 558 oy alarak 3 sandalye kazanırken, Irak Türkmen Cephesi (ITC) 2, Kürdistan Demokrat Partisi (KDP) ise 2 sandalye kazandı. KDP'nin ciddi düşüş yaşadığı kentte valinin, YNK'de olması bekleniyor. Musul’da ise, Ninova Liahliha 5 sandalye, KDP 4 sandalye, YNK'nin içerisinde yer aldığı Ehli Ninova 2 sandalye kazandı. KDP burada da ciddi oy düşüşü yaşadı; 9 olan sandalye sayısı 4'e düştü. Seçimlerin hemen ardından özellikle Kerkük üzerinden yerel ve bölgesel güçler hareket geçti. Iraklı yetkilileri ile Türkmen partilerden bazı isimler, Dişişleri Bakanı Hakan Fidan ile bir dizi görüşme gerçekleştirdi.
Gazeteci Gülistan Tara, seçim sonuçları ve son yaşanan gelişmeleri değerlendirdi.
‘SANDIĞA KRİZ ORTAMINDA GİDİLDİ'
Tara, ülkede çoklu krizlerin yaşandığı bir atmosferde sandığa gidildiğini belirterek, bunun da böl-yönet siyaseti ve etnik-mezhebi çatışmaları beraberinde getirdiğini söyledi. İngiltere'nin başını çektiği bu siyaseti Ortadoğu'da Türkiye’nin uyguladığını kaydeden Tara, “Böyle olunca da Kürtler Kerkük'te hiç bir zaman istikrarlı bir yaşam, siyaset yürütemediler. Bölge açısından da Kürt siyasi partilerinin de böl-yönet-parçala siyasetine zemin sunduğu, iradeli bir duruş sergilemedikleri görülüyor. Dolayısıyla çok sağlıklı bir seçim ortamında halkların sandık başına gittiğini söyleyemeyiz” dedi.
‘KÜRTLER BİRLİK RUHU İLE SANDIĞA GİTTİ’
Seçime katılımın en yüksek olduğu kentlerden birinin Kerkük olduğunu söyleyen Tara, “Kürt halkı yurtseverlik bilinciyle sandığı gitti. Böyle bir atmosferde Kürtler 2016-2017'den sonra siyasal ve toplumsal anlamda zorluk yaşadılar. Bu seçim hem Arap şovenizmine hem de dış güçlerin Kerkük'ü parçalayan siyasetine bir cevaptı. Bu bir referandum niteliğindeydi. Kürtler bu siyasete, ihanete, demografik değişime ve Araplaştırma çabalarına cevap olarak sandık başına gitti. Kürtler Kerkük'te yüzde 65-70 oranında sandık başına gitti. Çünkü Kürtler bu ihanet siyasetine karşı, yine ulusal birlik ruhu ve yurtseverlik bilinciyle sandığa gitti. Kürt halkının Kürt siyasi partilerine dönük çok ciddi anlamda bir umudu, beklentisi de yok. Ama bu seçimde sadece bir partiye oy vermek amacıyla sandığa gitmedi. Kürtlerin kazanımlarını tekrar elde etmek için sandık başına gittiler” diye belirtti.
'TÜRK DEVETİ KDP İLE İŞBİRLİĞİ YAPTI’
Kerkük'te Türkiye’nin kaybettiğinin altını çizen Tara, “Seçim öncesinden Kerkük'te KDP, Türklerin ve yine Türkmenlerin başını çektiği, Türk devletinin donattığı, beslettiği ve eğittiği Türkmen Cephesi ve Arap şovenizminin ciddi oyunları vardı. Kürt halkı seçime giderek bu oyunları boşa çıkarttı. Kürtler diğer halklarla bir arada yaşama tavrını ortaya koydu. Bu anlamıyla olumluydu. Yine KDP ve Irak devletinin tutumu, Şengal ve Musul'da da aynıdır. Tarihten bu yana Türk devleti Musul ve Kerkük'ü yeniden elde etmek için bu seçimi çok ciddi anlamda önemli buldu. Bu nedenle KDP ile işbirliği yaptı ve Türkmenleri eğitti. Türkiye, Kürtler ulusal birliğini sağlamasın diye bu seçime stratejik yaklaştı. Şengal ve Musul özelinde de 9 Ekim anlaşmasından sonra KDP ısrarla Şengal'de provokatif girişimlerde bulundu. Şengal halkı bu seçimde tüm bu politikalara karşı cevabını verdi. PADE, Özerk yönetim, Arap halkı, YNK ve diğer partilerle kurduğu ittifakla seçime girdi. Bu anlamıyla Kasim Keşko sadece Kürt halkını ve Êzidî toplumunu temsil eden bir aday değildi. Aynı zamanda demokratik ulus projesinin bir adaydı” diye konuştu.
KERKÜK VE MUSUL’UN GELECEĞİ
Seçimden sonra Ankara'da Irak yetkililerinin yaptığı görüşmeye dikkati çeken Tara, Musul-Kerkük arasından bir anlaşmaya varılacağına dair bilgilerin olduğunu belirterek, "Şu anda Musul ve Kerkük'te Kürt halkı ciddi tehlikelerle karşı karşıya. Vilayet seçimlerinin olduğu gün Iraklı üst düzey yetkililer Ankara'da Hakan Fidan ile görüşme gerçekleştirdi. Türk devleti için Kerkük ve Musul stratejik önemdedir. Dolayısıyla bu görüşmelerde Musul ve Kerkük'ün durumu ele alındı. Şengal'de Özerk yönetimin adayının kazanması, yine Kerkük'te Kürtlerin kazanması ve ihanet çizgisine karşı tutum sergilemesi Türk devletini ve KDP'nin eteklerini tutuşturdu. Şengal'de KDP kaybetti, Kerkük'te Türkmenler, Araplar ve Türkler kaybetti. Ama Türk devletinde oyunlar bitmez. KDP'nin de komploları bitmez. Bu sonuçlar, bu zihniyetin hemen kabul edebileceği sonuçlar değil. Kerkük ve Musul üzerinden bir paylaşım içerisinde oldukları sonucu açığa çıkıyor. Kerkük YNK’ye verilir ama Musul ve Şengal de KDP'ye verilir. Böyle bir anlaşma yaptıkları yönünde bilgiler var” ifadelerini kullandı.
‘BİRÇOK DENKLEM VAR’
Kerkük ve Musul'da ciddi kaygılarının olduğunu söyleyen Tara, "YNK'nin Kürt partileri ile bir araya gelip vali seçimleri için ön görüşmelerin yapılması yönünde açıklamaları var. KDP bu konuda sessiz. Nasıl bir tavır sergiler az çok bellidir. Çünkü Türk devletinin Kerkük ve Musul'da ciddi kaygıları var. Uluslararası güçler, İran ve Türkiye de müdahale ediyor. Kürt halkının iradesi ne kadar tanınır, halkların talepleri ne kadar gözetilir bu net değil. Çünkü çok fazla parçalanmışlık, görüş farkı, ittifak ve denklem var. Kürtler Kerkük'te bir Kürt valisi seçer mi? Belki Musul ve Şengal'e karşı Kerkük'te böyle bir oluşuma gidilebilir. Vali Kürt olabilir, özerk yönetimin adayının kazanmaması karşılığında Kerkük'te böyle bir ittifak yapılabilir. Ama il genel meclisinde Araplar ve Türkmenler yer alır. Birçok denklem var. Kerkük’ün idari yönetimi ve emniyet güçleri kimlerden oluşacak meselesi de tartışma konusu" şeklinde konuştu.
MA / Zeynep Durgut