İZMİR - Norm fazlası atama, depremde yıkılan okulların inşa edilmemesi ve ekonomik sıkıntıların eğitimi olumsuz etkilediğini belirten Eğitim Sen İzmir Şubeleri Dönem Sözcüsü Bülent Karakaş, “Sorunların çözümü Toplu İş Sözleşme süreçlerinin grevli hale getirilmesidir” dedi.
AKP-MHP iktidarının eğitimi bilimsel çizgiden uzaklaştıran yasa, yönetmelik ve uygulamaları bu alandaki tahribatı derinleştiriyor. İzmir’de norm fazlası öğretmen ataması, 30 Ekim 2020 tarihinde meydana gelen depremde yıkılan okulların yeniden inşa edilmemesi, yüksek kira ve ulaşım sorunu eğitimin sürdürülmesini zorlaştırıyor. Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası (Eğitim Sen) İzmir Şubeleri Dönem Sözcüsü Bülent Karakaş, eğitim alanında yaşanan sorunları değerlendirdi.
Eğitim Sen İzmir Şubeleri Dönem Sözcüsü Bülent Karakaş
128 OKULUN 36’SI İNŞA EDİLDİ
Temel sorunlardan birinin depremde yıkılan okulların yeniden inşa edilmemesi olduğunu belirten Karakaş, İl Milli Eğitim Müdürlüğü ile Aralık 2023’te yaptıkları görüşmede depremden etkilenen 300 okulun boşaltıldığı, 128’sinin yıkıldığı ve bunlardan sadece 36’sının yeniden inşa edildiği bilgisini edindiklerini aktardı. Karakaş, "Aradan 3 yıl geçmesine rağmen bu okulların yapılmaması sıkıntıları doğuran sorunlardan birisi. Bazı bölgelerde 3 okul, bir binada eğitim-öğretime devam ediyor. Bu nedenle bazı okullarda dersler sabah saat 07.00’de başlıyor. Bu, çocuklar için hem biyolojik saatlerinin bozulması hem de ulaşım sıkıntısının yaşanmasına neden oluyor" ifadelerini kullandı.
NORM FAZLASI ATAMA
Yıkılan okullardaki eğitimcilerin başka okullara gönderildikleri için norm fazlası durumuna düşürüldüklerini söyleyen Karakaş, "Bu fazlalığın bir diğer nedeni 2023-2024 eğitim yılının başında müfredatta yapılan değişiklik. Seçmeli din dersleri zorunlu hale getirildi. Bu da fen, matematik ve sosyal gibi derslerin azaltılması anlamına geliyor. Bu dersler azalınca öğretmenlerde norm fazlası oluyor. Üçüncüsü de keyfiyetle alakalı bir durum. Müdürlerin kendisine yakın ya da sendikasına göre davrandığı yönünde haberler alıyoruz. Seçmeli dersleri kendine yakın gördüklerine vererek, onları norm içinde tutuyor. Kendisine uzak gördüğü öğretmeleri de norm fazlası yapabiliyorlar" diye belirtti.
Kentte bu yıl toplan 1005 öğretmenin norm fazlası olduğu için başka okullara atandığını kaydeden Karakaş, atamaların yaklaşık 350'sinin eğitimcilerin istekleri dışında gerçekleştiğini söyledi. Okula ve çevreye alışmış, o bölgede evi olan bir öğretmenin başka bir yere atanmasının “sürgün” olduğunu belirten Karakaş, "Yönetmelikte olsa da doğru bir yaklaşım değil. Eğitim açısından da verimli olmuyor. Tam tersi öğretmenlerin motivasyonunun düşmesine neden oluyor. Bu tarz atamaların son bulması gerekiyor" dedi.
EKONOMİK SORUNLAR
Kentteki eğitim emekçilerinin yaşadığı sorunlardan birinin de geçim olduğunu dile getiren Karakaş, kiraların 15-20 bin liradan başladığını aktardı. Alınan maaşın ek derslerle 25-30 bin TL olduğunu kaydeden Karakaş, "Dolayısıyla bir eğitim emekçisinin ev kiralaması mümkün olmuyor. Aldığı paranın yarısını kiraya verdiği zaman ne yiyip ne içecek? Çeşme'den başka yerlere tayin isteyen çok öğretmen var. Çeşme bir kaç yıla öğretmen bulamayacak. Bu da bizim için büyük bir sorun. Yine ulaşım büyük bir sorun. İzmir'de tam bilet 13 lira, dolayısıyla okula gidip gelmek en az 30 liraya geliyor. Hem Milli Eğitim Bakanlığı hem de İzmir Büyükşehir Belediyesi'nden ulaşım yardımı talebimiz olacak" ifadelerini kullandı.
ÇÖZÜM VE TALEPLER
Bu sorunların öğretmenlerin okuldaki durumunu da etkilediğine işaret eden Karakaş, sınıfa girin öğretmenlerin faturasını nasıl ödeyeceğini, nasıl geçineceğini düşündüğünü söyledi. Bu durumun motivasyonu düşürdüğünü ve çocukların verim alamadığını belirten Karakaş, şöyle devam etti: "Bu sorunların çoğu Türkiye'nin her yerinde yaşanıyor. Bu sorunların çözüm yolu öncelikle Toplu İş Sözleşme süreçlerinin grevli hale getirilmesidir. Çünkü sözleşme süreci grevli olmadığı zaman talebinizin bir karşılığı olmuyor. Talebimiz, eğitim-öğretim müfredatında sürekli değişiklik yapılmaması, laik, bilimsel, demokratik, kamusal, cinsiyet eşitlikçi ve anadilde eğitim olması, ayrımcılık, cemaat ve tarikatlarla yapılan protokollerin sonlandırılmasıdır."
MA / Tolga Güney