HABER MERKEZİ - Zap, Avaşîn, Metîna ve Xakûrkê'deki son durumu değerlendiren gazeteci Kurtay Serhat, "Evdeki hesap çarşıya uymuyor. Kayıplar açıklanmıyor ve görmezden geliniyor" dedi.
Federe Kurdistan Bölgesi'ndeki Zap, Avaşîn, Metîna ve Xakûrkê bölgelerine dönük Nisan 2021’de başlatılan saldırılar sürerken, çatışmaların bilançosu da ağırlaşıyor. 22-23 Aralık'ta bölgede şiddetli çalışmalar yaşandı. Savunma Bakanlığı, Zap, Metîna ve Xakûrkê bölgelerinde yaşanan çatışmalarda 12 askerin hayatını kaybettiğini ve 15 asker yaralandığını açıkladı. ANF'de yer alan HPG açıklamalarında ise, hayatını kaybeden askerlerin sayısının 90'ı aşkın olduğu belirtildi. Ayrıca çatışmalarda 3 HPG'linin hayatını kaybettiği açıklandı.
BÖLGEDEKİ SON DURUM
Gazeteci Kurtay Serhat, yakından takip ettiği bölgedeki son durumu değerlendirdi. Türk ordusunun 2 yıldır bazı tepeleri tutmak ve buralarda üs kurmak için çabaladığını söyleyen Serhat, "Mevcut durumda her iki bölgede yaklaşık 50 tepe veya güzergahta asker bulunduruyor. Bu bölgelerin coğrafi yapısı gereği bazen bir tepede 10 yeri veya daha fazlasını tutması gerekiyor. Çünkü arazi yapısı engebeli, sarp ve ormanlıktır. Dolayısıyla bu şekilde orada ancak konumlanabilirler" dedi.
Tüm çabalara rağmen "evdeki hesabın çarşıya uymadığını" kaydeden Serhat, "Çünkü konumlanma ve üs kurma çalışması sürdükçe savaşın yayılması ve neredeyse tüm tepelerin tutulması gerekiyor. Bu da şu anlama geliyor; o bölgede ne kadar tepe varsa tutması gerekiyor. Fakat bir değil, iki değil. Yüzlerce tepeyi bu şekilde tutması gerekiyor. Türk ordusu iki yıldır bunu yapmaya çalışıyor, onlarca tepeye konumlanmış, ancak bir türlü sonuçlandıramıyor. Çünkü karşısındaki güç bir gerilla gücüdür. Yıllardır o bölgelerde yeraltı sistemleri hazırlamış, tüm bölgeyi karış karış biliyor. Buna göre strateji ve taktik belirlemiş. En önemlisi de Türk devletini iyi tanıyor" diye kaydetti.
'SIZMA ENGELLENDİ' SÖYLEMİ DOĞRU DEĞİL'
Türk ordusunun en hazırlıklı olduğu üslerde kayıplar verdiğini ifade eden Serhat, "Etrafı üç kademe şeklinde güvenlik telleriyle kaplı, her taraf yer ve havadaki kameralarla sürekli gözetleniyor. Ancak gerilla güçleri tüm bunları bay-pass ederek askerin kaldığı çadırların içine kadar sızıyor. Hiç tahmin edilmeyen zaman ve mekanda bunlar gerçekleşiyor. Resmi açıklamada söylendiği gibi ‘sızma girişimi engellendi’ söylemi doğru değildir” diye belirtti.
Silahlı İnsansız Hava Araçları (SİHA) varlığına rağmen istenilenin elde edilemediğini dile getiren Serhat, çatışmaların bilançosunun her geçen gün ağırlaştığına işaret etti. Serhat, son yaşanan çatışmalarda açıklanandan daha fazla askerlerin hayatını kaybettiğini belirterek, "Yıllardır 'bitirdik, bitti' propagandası yapılıyor. Bir olgu 'bitti' demekle bitmiyor. Yürütülen savaşın siyasi bir kazanca dönüşmesi için bir başarı hikayesi uydurdular. Özel savaş medyasına malzeme yapıp çokça kullandılar. Ancak bilakis büyük bir başarısızlık var. Daha önce bu durum medya düzeyinde kalıyordu, şimdi dikkat edin resmi açıklamalarının hepsi bu yöndedir. Devletin resmi açıklamasında ‘teröristlerin taciz ateşi sonucu’ şu kadar askerimiz öldü deniliyor. Yani nasıl oluyor da taciz ateşinde bu kadar kayıp veriliyor?" diye kaydetti.
'SAVAŞ POLİTİKASI TOPLUMU TÜKETİYOR'
2021'den bu yana yaşanan şiddetli çatışmalarda sürekli asker kayıplarının olduğunu söyleyen Serhat, "Türk ordusu resmi olarak bu kayıplarını açıklamıyor ve görmezden geliyor” dedi. Yaşamını yitiren bazı askerlerin isimlerinin daha önce HPG tarafından açıklandığını ve fotoğraflarının da yayımlandığını anımsatan Serhat, "Bu askerlerden Nuri Melih Bozkurt, Naci Kaygısız, Mustafa Bazna ve Nurettin Tokyürek’in cenazesi gerillanın elindeydi. Bunun dışında HPG tarafından kimlik bilgileri açıklanan askerler var" diye konuştu.
2021'den bu yana derinleştirilen savaş politikaları nedeniyle Türkiye ekonomisinde çöküntüye neden olduğunu belirten Serhat, "Toplum üzerinde hem maddi hem manevi büyük etkileri olduğu ve daha da olacağı kuşkusuzdur. Şu anda yaşanan ekonomik buhran bu savaş politikalarının eseridir. Yaşanan ekonomik buhran sadece başlangıçtır. Savaş politikası Türkiye toplumunu hem çürütüyor hem tüketiyor. Sadece iktidar ve etrafındaki dar bir grup bundan kazanç sağlıyor. Bu yüzden bu kadar ısrar ediyorlar" şeklinde konuştu.
Toplumun savaş politikalarına kurban edildiğini söyleyen Serhat, "Savaşın Türkiye’ye kazandıracağı hiçbir şey yoktur. Son 9 yıldaki savaş politikasında ısrarın Türkiye’yi nereye getirdiği ortadadır. Doğru konuşmamaya yeminli bir iktidar ve medyası var" diye konuştu.
'ORTAKLIK SİYASETİNİN KULLANIM SÜRESİ BİTİYOR'
Serhat, Türkiye'nin gelinen aşamada KDP desteğiyle bölgede bulunduğuna işaret ederek, şöyle devam etti: "Türkiye, kalıcı üsler kurarak, karayolu inşa ederek ileriye dönük yatırımlar yapıyor. Yani ileriye dönük ilhak planları var. Fakat burası resmi olarak Irak topraklarının 35-40 kilometre derinliğinde. Sadece KDP ile geliştirdikleri ittifaka dayanarak bu planlarını gerçekleştirmek istiyorlar. Ancak koşulların ne zaman tersine döneceği belli değil. KDP, Irak ve Kurdistan Bölgesindeki zayıflığı nedeniyle Türk devletine ihtiyaç duyuyor. Türk devletinin saldırgan davranışlarını kendi rakiplerine karşı bir sopa olarak kullanıyor. Türk devleti de KDP ve özel olarak Barzanilerin bu durumundan istifade ederek, Kerkük ve Musul’a kadar bir hakimiyet kurma peşindedir. Yani her iki güç de birbirini kullanmaya çalışıyor. Ancak her şeyin bir kullanım süresi var. Bu siyasetin de artık kullanım süresi bitiyor."