WAN - Geride bırakılacak yıla dair mikrofon uzattığımız yurttaşlar, iktidarın savaş siyaseti ve bu durumun yol açtığı ekonomik kriz, hayat pahalılığı ile hak ve özgürlüklerin gasp edilmesinden yakındı.
2023 yılını geride bırakıp yeni bir yıla girmeye çok az bir zaman kaldı. Dünyada ve Türkiye’de çok önemli gelişmelerin yaşandığı yıl içerisinde ülkeyi sarsan en büyük olay, 6 Şubat’ta yaşanan ve 50 bini aşkın insanın hayatını kaybettiği Maraş merkezli depremler oldu. 14 ve 18 Mayıs’ta yapılan genel seçimler ve Cumhurbaşkanlığı seçimleri ile siyasi tansiyonun yükseldiği Türkiye’de, hak ve özgürlüklere yönelik ihlallere yenileri eklendi. Ülkenin en büyük sorunu olan Kürt meselesine dair izlenen çözümsüzlük politikası ile İmralı’daki tecrit sürdürülürken sınır içi ve ötesinde operasyonlara devam edildi. Beraberinde ölümleri getiren savaşa aktarılan kaynaklar diğer taraftan halkın sofrasındaki ekmeğin küçülmesine neden oldu. İşsizlik, yoksulluk ve hukuksuzlukla birlikte düşünce ve ifade özgürlüğüne, din ve inanç hürriyetine dönük baskı ve yasaklara dair örnekler yıl boyunca hiç eksilmedi.
2023 yılının nasıl geçtiğinin yanıtını kendilerinden almak için Wan sokaklarında halka mikrofon uzattık.
'ZULMÜN EN YOĞUN OLDUĞU YIL OLDU’
2023 yılında ağır bir ekonomik kriz yaşadıklarını dile getiren yurttaşlardan İrfan Sarı, ekonomik krizin temel nedeninin ise devletin savaş politikalarındaki ısrarı olduğunu belirtti. Sarı, “2023 yılı tam olarak savaşın ve zulmün en yoğun olduğu yıl oldu. Bu yıl da Ortadoğu'da savaşlar devam etti. Bu savaşlarda en çok zarar gören sivil halk oldu. Türkiye'de de savaş devam etti. Savaşa ayrılan bütçe nedeniyle her geçen gün hayat pahalılığı bir kat daha yükseldi ve alım gücü düştü” dedi.
2024 yılından da umutlu olmadığını söyleyen Sarı, “Daha kötü bir yıl olarak geçeceğini biliyoruz. Devlet ülke kaynaklarını yurttaşlarına değil, savaşa harcıyor. 2024 yılının barışa ve kardeşliğe vesile olmasını istiyoruz. Bu savaşlar artık bitsin” diye konuştu.
'KÜRTÇE VE KÜRDİSTAN DEMEK YASAK'
Yurttaşlardan Ömer Satıcı (22) ise, Kürtlere yönelik yıldırma politikalarının 2023 yılında da devam ettiğini kaydetti. Satıcı, “Colemêrg’te yaşıyorum ve sürekli ev baskınlar halka yönelik sindirme politikası yaşandı. Kürtçe yasak, Kurdistan demek yasak. Kürtlere karşı ne varsa 2023 yılında hüküm sürdü. Filistin'e yönelik katliamlar sokaklarda binlerce kişi boykot eylemi gerçekleştirdi ama aynısı Rojava’da yaşandı Kürt halkı dışında kimsenin sesi çıkmadı. Rojava’da katledilen insanlar için neden camilere gidilip dualar edilmedi. Kürdün ölüsüne bile bir dua çok görülüyor. İkiyüzlü politikanın en açık örneğini biz burada gördük. 2024 yılında Kürt halkına barış ve eşitlik getirmesini diliyorum” diye konuştu.
‘İKİYÜZLÜ POLİTİKA YÜRÜTÜLÜYOR’
Ekonomik krizin 2023 yılında kendini her alanda gösterdiğini belirten Bilal Çakmak da, 2023 yılının savaşlarla geçtiğini ifade etti. Yıl içerisinde yaşanan en önemli olaylardan birinin Türkiye’nin Rojava’ya yönelik saldırıları olduğunu söyleyen Çakmak, TSK’nin Rojava’ya yönelik sistematik olarak gerçekleştirdiği saldırılara yeterince tepki verilmediğini kaydetti.
Çakmak, şunları söyledi: “Filistin’de sivil halka yönelik katliamları tepki gösterilirken, Rojava’daki katliamlara tepki gösterilmedi. Bu da duruma samimi yaklaşılmadığını gösteriyor. Tamamen çıkar meselesine bağlıyorum. Bugün Rojava’ya yönelik ölümlere sessiz kalınıyor veya bu katliamlar destekliyorlar. Burada ikiyüzlü bir politikanın yürütüldüğünü görüyoruz. Aslında devleti yönetenler de sözde Filistin halkının yanında olduğunu söylüyor fakat her alanda İsrail’e ticari ilişkilerine devam ediyor. Yani ölümleri karşı insanca bir duruş sergilediklerini düşünmüyoruz. Ne diyorlarsa tam dersini yapıyorlar. Yine de 2024 yılının barışa vesile olmasını istiyoruz. Savaşların olmadığı bir yaşam olmasını istiyoruz. Herkesin eşit haklara sahip olması ve yaşaması en büyük talebimiz ve arzumuzdur.”
HALK 'ÊDİ BES E' DEMELİ
Kürt meselesine dair taleplere devletin şiddetle cevap verdiği bir yılı geride bıraktıklarını belirten yurttaşlardan Emrah Başürün (47), halkın artık bu duruma “Êdî bes e (Artık yeter)” demesi gerektiğini söyledi.
Yeni yılda savaşın olmadığı bir dünya arzuladığını dile getiren Başürün, “2024 yılına gireceğiz fakat savaşlar devam ediyor. Her yerde kan ve gözyaşı olduğunu görüyoruz. Yeni yılda da bu katliamların biteceğine inanmıyorum. Kürt illerinde özel savaş politikası yürütülüyor, gençlerimizi madde bağımlısı yapmak istiyorlar. Rojava’ya saldırı söz konusu. İnsanlar, Filistin’e yönelik verdikleri tepkileri maalesef Rojava ve Kürtler söz konusu olunca vermiyorlar. Katliamlara tepki gösteriyorlar ama Rojava’yı görmezden geliyorlar. Rojava’da katledilenler insan değil mi? Samimiyetsizliğin böylesi başka bir ülkede yok. 2024 yılının yıllardır özlemini çektiğimiz barışa vesile olmasını diliyorum” ifadelerini kullandı.
‘ÜLKE YAŞANMAYACAK HALDE'
Kürt halkı birlik olmadığı sürece bu savaşların devam edeceğini belirten yurttaşlardan Necmettin Bal ise, artık savaşın bitmesini istediğini söyledi.
Bal, “2023 yılı nasıl geçti ise 2024 yılı da öyle geçecek. Çünkü savaş ve ekonomik kriz yıllardır devam ediyor. Ülke artık yaşanmayacak bir hal almış durumda. Kürtlerin artık birlik olmasını istiyorum. Rojava'da yönelik saldırılarda birlik olmamız gerekiyor. Rojava’da Kürt halkını katlediliyorlar. Artık bu savaşların durması gerekiyor. Yeni yılda barışçıl bir toplum istiyoruz” ifadelerini kullandı.
'SEBEBİ MEVCUT İKTİDAR'
Ülkenin her alanda geriye gitmesinin temel nedeninin AKP-MHP iktidarının yanlış politikaları olduğunu söyleyen İlhami Aydoğan (45) da, “Bütün yıl ekonomik kriz, savaşla olarak geçti. Bunun sebebi ise mevcut iktidardır. Ülkenin kaynaklarını tanka, topa ve silahlara yatırıyorlar. Bu savaştan en çok zara gören halk oluyor. Şuan Ortadoğu'da bir savaş yaşanıyor. Herkes Filistin için ayaklanıyor ama Rojava'da insanlar, çocuklar ölüyor kimse oralı olmuyor. Rojava’da ölenler insan değil mi? Filistin halkına Müslüman diyorlar. Rojava halkı Müslüman değil mi? Yeni yılda tek isteğimiz savaşların durması barışın sağlanmasıdır” dedi.