RIHA - Ölüm orucunda hayatını kaybeden amcasından ismini alan tutsak İsmet Karak, "Abdullah Öcalan'a özgürlük" talebiyle devam eden açlık grevine katıldı.
Kardeşi Mehmet Öcalan ile 25 Mart 2021 tarihinde yaptığı kesintili telefon görüşmesinin ardından kendisinden haber alınamayan PKK Lideri Abdullah Öcalan'ın fiziki özgürlüğü talebiyle başlatılan eylem ve etkinlikler sürüyor. "Abdullah Öcalan'a özgürlük, Kürt sorununa çözüm" kampanyası kapsamında 27 Aralık'ta cezaevlerinde de dönüşümlü açlık grevi eylemi başlatıldı. Açlık grevi eylemi, bugün 33'üncü gününde.
KARAK'IN HİKAYESİ
İsmet Karak da açlık grevinde olan tutsaklardan biri. 34 yaşındaki Karak'ın dikkat çeken bir hikayesi bulunuyor. Karak ismini, Diyarbakır 5 Nolu Cezaevi'nde 14 Temmuz 1982’de Hayri Durmuş, Kemal Pir, Akif Yılmaz ve Ali Çiçek öncülüğünde başlatılan Büyük Ölüm Orucu eyleminin devamı olan 1983’teki ölüm orucunda hayatını kaybeden amcasından alıyor. 2000'li yıllarda PKK'ye katılıyor ve 2012 yılında onun da ölüm haberi ailesine veriliyor.
Aile, çocukları için taziye kurduktan sonra cenazeyi almak için Wan'ın Elbak (Başkale) ilçesine gidiyor. Askerlerden birisi, Karak'ın emniyette tutulduğu bilgisini aileye veriyor. Bunun üzerine yaşadığı ortaya çıkan Karak, mahkemede siyasi savunma yaptıktan sonra tutuklanıyor.
Karak, bu süreçte birçok cezaevine gönderiliyor; Wan, Mûş, Erzîngan, Kırıkkale ve en son Sincan 2 Nolu Yüksek Güvenlikli Kapalı Cezaevi. 2012 yılından bu yana tutuklu bulunan Karak, 14 kez ağırlaştırılmış hapis cezası aldı. Cezası, 2017'de Yargıtay'da onandı. Yaklaşık 1 yıldır da en son sevk edildiği cezaevinde tek kişilik hücrede tutuluyor.
TALEPLERİNDE KARARLILAR
Karak, geçtiğimiz günlerde Riha'nın Pirsûs (Suruç) ilçesine bağlı Kubika Çareba (Akçayıl) kırsal mahallesinde yaşayan ailesiyle yaptığı telefon görüşmesinde açlık grevinde olduğunu aktardı.
Karak'ın babası Müslüm Karak (69), eylemine dair konuştuğu oğlunun bugüne kadar mücadelesinden taviz vermediğini söyledi. Baba Karak, yaptıkları son görüşmede oğlunun Sincan 2 Nolu Yüksek Güvenlikli Kapalı Cezaevi'nde 350’e yakın hücrenin bulunduğunu ve 60’a yakın PKK’li tutsağın bulunduğunu aktardığını paylaştı. Oğlunun açlık grevine girdiğini söyleyen Karak, tutsaklara dönük tecridin derinleştirildiğini söyledi.
Baba Karak, "Ben 12 Eylül’de cezaevi görüşlerine gidiyordum. 90’lı yıllarda da cezaevinde kaldım. O süreçlerde bile aileler bize dışarıdan yemek, kıyafet getiriyorlardı. Şimdi paramızla gönderdiğimiz mektup bile cezaevine girmiyor. Kürtçe olduğu için onlara yazılanları da verilmiyormuş. Şuan uygulanan tecritle bizi ‘kölenin kölesi’ haline getirmeye çalışıyorlar. Bize ‘Biz ne diyorsak onu kabul edeceksiniz’ dayatılıyor. Bu bir zulümdür. Buna karşı Kürtlerin ses çıkarması gerekiyor" diye konuştu.
Oğlunun eyleminde kararlı olduğunu vurgulayan Karak, açlık grevi eylemlerine katılan oğlu şahsında tüm tutsaklar için kamuoyuna sağduyu çağrısında bulundu.
MA / Ceylan Şahinli