ANKARA - Türkiye’nin 40 yıldır savaş ve ölüm ile Kürt sorununu çözmeye çalıştığını ancak bunun çözüm olmadığını belirten tutsak Kürt siyasetçi Sebahat Tuncel, İmralı’dan geçen çözüm yolunun açılması için yarın açlık grevine başlayacağını duyurdu.
Kobanê Davası’ndan tutuklu bulunan Kürt siyasetçi Sebahat Tuncel, 34 aydır kendisinden haber alınamayan PKK Lideri Abdullah Öcalan fiziki özgürlüğü için cezaevlerinde başlatılan açlık grevi eylemine katılacağını açıkladı.
‘TUTSAKLAR YOL AÇMAYA ÇALIŞIYOR’
Avukatları aracılığı ile gönderdiği mesajda, yarın itibari ile açlık grevine başlayacağını belirten Tuncel, tutsakların Kürt sorunun barışçıl yollarla çözülmesi için yol açmaya çalıştığını ifade ederek, “Kürt sorunun çözümü, Türkiye’nin demokratikleşmesi için Kürt siyasi hareketi, Kürt halkı kadınları yıllardır mücadele ediyor. Kürt halkının dili, kimliği ve kültürünü yok sayan, varlığına yönelik hem içeride hem dışarıda devletin tüm zor ve şiddet araçlarını devreye koyan iktidarın Kürt düşmanı politikası Türkiye’yi hukuk devleti olmaktan çıkarmıştır” diye belirtti.
SEÇİM MALZEMESİ HALİNE GETİRİYORLAR
Uyuşturucunun, mafyanın ve şiddetin kol gezdiğini ve toplumun ahlaki ve politik çöküntüye uğradığını kaydeden Tuncel, AKP-MHP ittifakının kendini iktidarda tutabilmek için her türlü yöntemi denediğini belirtti. Tuncel, “Gençleri kendi iktidarları için kurban etmekten çekinmedikleri, gençlerin ölümünü seçim malzemesine çevirecek kadar etik ve ahlaki değerlerden, toplumsal değerlerden yoksun oldukları son süreçte yaşanan gelişmelerde bir kez daha açığa çıkmıştır. Türkiye halklarının bu gerçeği görmesi gerekiyor. Yaşanan bu çürüme, yozlaşma, ekonomik-siyasi krize dur demenin yolu Türkiye’de yaşayan Kürt halkının varlığını tanımak, Kuzey Doğu Suriye, Irak Federe Kürdistan ve İran Kürdistan’ında yaşayan Kürt halkıyla dostluk ve dayanışmayı esas almaktır” diye kaydetti.
ROJAVA’YA SALDIRILARI KINIYORUZ
Türkiye’nin Kürtlerin ve Kürt kazanım elde ettiği her yere saldırdığını söyleyen Tuncel, “Oysa Türkiye nere Kürt kazanımı varsa oraya saldırmaktadır. Kuzey Doğu Suriye ve Federe Kürdistan bölgesini işgal etmektedir. Türkiye’nin hem Rojava’ya hem de Federe Kürdistan bölgesine yönelik saldırılarında siviller zarar görmekte, Kürdistan coğrafyasının ekolojik dengesi bozulmaktadır. Saldırıları kınıyor, Türkiye’yi bu politikalardan vazgeçmeye çağırıyoruz” ifadelerini kullandı.
‘YAŞAMA, YAŞATMA SEÇENEĞİ VAR’
Tuncel, Türkiye’nin 40 yıllık süreçte Kürt sorunun zor aygıtları ve güvenlikçi politikalar ile çözmeye çalıştığını ancak bu durumun Kürt sorununu daha ağırlaştırdığını dile getirdi. Tuncel, Türkiye’nin Kürtlere ve diğer halklara savaş ve ölüm dışında başkaca bir şey sunmadığını ancak başka seçeneklerin de olduğunu ve bunun “yaşatmak” olduğunu söyledi. Tuncel, bu bağlamdaki sözlerini şöyle sürdürdü: “Yaşama ve yaşatma üzerinden, kardeşlik, dostluk, bir arada yaşamak seçeneği var. Bunun yolu da diyalog ve müzakeredir. Bu konuda Kürt halk önderi Sayın Abdullah Öcalan çözüm için hazır olduğunu, bu konuda muhatap aradığını kamuoyuna seslenme fırsatı bulduğunda söylemiştir. Çözümden kaçan Kürtler değil, Türkiye’dir. Kürtlere karşı yüzyıllardır uygulanan inkar-imha ve asimilasyon politikası AKP-MHP-Ergenekon faşist ittifakı tarafından güncellenerek uygulanmaktadır.
TUTSAKLAR OLARAK SORUMLULUĞU ÜSTLENİYORUZ
Türkiye işçi sınıfının, emekçinin barıştan çözümden yana olan Kürt halkından gelen barış ve çözüm çağrılarına cevap vermesi, iktidarı da bu konuda adım atmaya zorlayacaktır. Barış için herkesin sorumluluk üstlenmesi gerekir. Cezaevinde olan biz Kürt siyasi tutsaklar olarak bu sorumluluğu üstleniyoruz. Ancak cezaevinde yapabileceklerimiz sınırlıdır. O nedenle biz ‘Öcalan’a Özgürlük Kürt Sorununa Demokratik Çözüm’ diyerek bedenimizi açlığa yatırıyoruz. Açlık grevleri etrafında barış ve çözüm için örgütlenmeye mücadeleye davet ediyoruz sizleri. Biz içeriden siz dışarıdan mücadeleyi yükselterek karanlığı aydınlığa çevirebilir, halkların arasına örülen bu duvarı yıkabiliriz. 28 Aralık itibariyle Sincan Kadın Cezaevinde devam eden dönüşümlü açlık grevine aynı koğuşta kaldığım Melek Kartal ile başlıyoruz. Bu vesile ile cezaevinde devam eden açlık grevlerini selamlıyoruz.
GELİN BİRLİKTE MÜCADELE EDELİM
Başka bir seçenek mümkün, gelin hep birlikte mücadele ederek, dayanışarak bu seçeneği barışı, özgürlüğü toplumsallaştıralım. Bitirirken, yeni bir yıla giriyoruz. Geçmişin tüm yükünü, çözümsüzlükleri, katliam, ölüm siyasetini geleceğe taşımak isteyenlere karşı yaşananlarla Roboski, Maraş, faili meçhuller gerçeği ile yüzleşerek, hesaplaşarak yeni bir başlangıç için mücadele edenlerin karşılayacağı bir yıl olacak. Yerel seçimleri bu mücadelenin sonucunda belirlenecektir. Tüm halkımızın, kadınların yeni yılını kutluyorum.”