İZMİR - Buca'da bir okula verilen Esat Oktay Yıldıran ismi ile ilgili MEB tarafından yapılan "hata" açıklamasının inandırıcı olmadığını belirten Eğitim Sen İzmir 5 Nolu Şube Başkanı Savaş Candemir, bunun siyasi bir tercih olduğunu vurgularken, siyasetçiler ise ismin kaldırılmasını istedi.
İzmir Buca Belenbaşı Köyü'nde bulunan bir ilkokula, 12 Eylül 1980 darbesi sonrasında Diyarbakır E Tipi Kapalı Cezaevi'nde yaptığı işkenceler ile bilinen Esat Oktay Yıldıran isminin verilmesi kararı, gelen tepkiler üzerine geri çekildi. Okulun isminin 15 Nisan 2023'te değişmesine rağmen 25 Aralık günü sanal medya hesaplarından yapılan paylaşımlarla okulun yeni binasının açılışı sırasında isminin değiştiği ortaya çıkmıştı. Bunun üzerine siyasi partiler, barolar, insan hakları örgütleri, sendikalar ve yurttaşların tepkisi üzerine açıklama yapan Milli Eğitim Bakanlığı, kararın bir “hata” olduğunu belirterek, ismin değişmesi için İzmir Valiliği'ne yetki verdiklerini açıkladı.
Konuyla ilgili kentte bulunan siyasi parti ve sendika temsilcileriyle konuştuk.
'HATA DEĞİL SİYASİ TERCİH'
Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası (Eğitim Sen) İzmir 5 Nolu Şube Başkanı Savaş Candemir, MEB'in yaptığı açıklamada durumun hata olarak açıklanmasının inandırıcı olmadığını söyledi. Bu tarz değişiklikler için toplanan komisyonlarda çok sayıda bürokratın bulunduğunu kaydeden Candemir, "İl Milli Eğitim Müdürü başta olmak üzere bu kadar bürokratın yer aldığı komisyona bunun önerilmesi, bu kararın geçmesi, valilik tarafından onaylanmasında bu ismin kim olduğunun görülmemesi mümkün değil. Bu ismi herhangi bir internet sitesine yazdığınızda Diyarbakır'da yaptığı işkenceler, o işkencelere dair onlarca kitap, sinema filmi ortaya çıkıyor. Bu nedenle siyasi bir tercihmiş gibi görünüyor. Kamuoyunun tepkisinden de endişe ettikleri için vazgeçtiler. Biz de bakanlığın bu açıklamasından sonra o ismin bir an önce okuldan silinmesini istiyoruz ve bunun takipçisi olacağız" dedi.
'O İSİM İŞKENCE İLE ANILACAK'
Bu kadar kısa süre içerisinde yoğun bir tepki oluşmasına dikkati çeken Candemir, şöyle devam etti: "İnsanlar 'Tarih 40 yıl önce yaşanmış bir olay. Her şeyin çok hızlı unutulduğu bir ülkeyiz' diye bir değerlendirme yapıyordu. Bunun öyle olmadığını konuyla ilgili çok hızlı bir tepki oluşmasından gördük. Barolardan siyasi partilere kadar çok geniş bir tepki geldi. Bu bizi umutlandıran bir olay oldu. Değişik siyasi yapılardan, siyasal anlayışlardan tepki geldi. Çünkü bu isim değişikliğinin kabul edilebilir ve savunulabilir bir yanı yok. Sanal medyada her zaman bir trol ordusu bu tür olaylarda savunmaya geçerdi. O bile olmadı. Bu ismin Kıbrıs Gazisi olması bir anlam ifade etmiyor, onun tarihe bıraktığı şey işkencedir. O nedenle Esat Oktay Yıldıran ismi görüldüğünde işkenceden başka bir şey akla gelmez."
'AKP'NİN TAVRINI GÖSTERİYOR'
Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) İzmir İl Eşbaşkanı Zehra Vazan Karabulut ise, yüzlerce tutukluya işkence yapan Esat Oktay Yıldıran’ın isminin, eğitimci olduklarını iddia edenler tarafından bir okula verilmesinin kabul edilemez olduğunu dile getirdi. AKP’nin dönem dönem bu tarz uygulamaları olduğunu aktaran Karabulut, "Şimdi de işkencecilerin isimlerinin okula verilmesi aklımıza bazı sorular getiriyor. 12 Eylül zindanlarında geçmeyen devrimci yok. İnsan haklarından yana olan bütün halkların bu isme karşı durmasını istiyoruz" diye belirtti.
'BU İSİMLER MEŞRULAŞTIRILMAK İSTENİYOR'
Yeşil Sol Parti (YSP) Merkezi Yürütme Kurulu Üyesi Hüseyin Çağlar, bu isim kararının AKP zihniyetini yansıtan bir durum olduğunu vurguladı. Esat Oktay Yıldıran'ın 12 Eylül zindanlarının simgesel isimlerinden olduğunu belirten Çağlar, "Mamak, Metris, Diyarbakır Cezaevi, Amasya cezaevi o dönemin belli işkence merkezlerinden. Diyarbakır Cezaevi ise en zalim uygulamalarının yapıldığı cezaeviydi. Bu cezaevinin komutanlarının birinin bırakın isminin bir okula verilmesi anılması bile bu ülkenin nereye geldiğinin, nasıl bir zihniyetle yönetildiğinin göstergesidir. Eğitim yuvalarının bu tür militarist isimlerle anılması kabul edilebilir değildir" diye belirtti.
‘BELKİ YARIN HEYKELİNİ DE DİKERLER’
78'liler Araştırma Derneği Amed Şube Eşbaşkanı Ahmet Ertak da, işkencenin baş sorumlusunun adının bir okula verilmesini AKP'nin ikiyüzlülüğü olarak değerlendirdi. Ertak, “O zamanın sıkıyönetim belgelerinde 60 kişi bu zindanda Esat Oktay tarafından işkence ile katledildi. Esat Oktay'ın insanlık dışı uygulamaları o dönemde vardı. Esat Oktay bu nedenle kara bir leke olarak Türkiye tarihinde yer aldı. Şimdiye kadar kimse Esat Oktay'ı iyi olarak anmamıştır" dedi.
Dünyada en kötü 10 cezaevi içinde Diyarbakır 5 No’lu Cezaevi'nin de yer aldığını hatırlatan Ertak, “Cumhurbaşkanı Erdoğan Amed'deki bir mitingde konuşarak 'Keşke 36'ncı koğuşun duvarları konuşsa, 5 No'lu zindanın duvarları konuşsa da burada neler yaşandı anlatsa' demişti. Cumhurbaşkanı bir taraftan bunu derken, diğer tarafta ise bir okula bu şahsın isminin verilmesi ikiyüzlülüktür” diye belirtti.
Ertak, “Darbe yapan her ne kadar Kenan Evren ve arkadaşlarıysa da işkence yapanlar Esat Oktay ve arkadaşlarıydı. Yine 5 No’lu Cezaevi'nin insanlık müzesi olması için karar verip, çalışma yürütüyorlar. Bir tarafta böyle kararlar alıp diğer taraftan okullara bu isimlerin verilmesi bu inşalar da samimiyet olmadığını gösteriyor. Bugün Esat Oktay öne çıkmışsa bu yapılacak olan müzeyle de bu hafıza yok edilecektir. Bugün bunu yapanlar belki yarın Esat Oktay'ın heykelini de dikerler" ifadelerinde bulundu.