ANKARA - HDP’nin parti olarak 7 Haziran seçimlerine girmemesi için Erdoğan'ın aracılarla “yahu ne gerek var parti olarak giriyorsunuz” mesajı ilettiğini belirten Selahattin Demirtaş, "Senin karşında boyun eğmedik, ah vah etmedik. Karşısında ağlasaydık bizi 3 ayda serbest bırakırdı. Ama ruhumuz özgür. O yüzden Erdoğan’ın içi soğumuyor" dedi.
Sincan Cezaevi Kampüsü’nde görülen Kobanê Davası, Halkların Demokratik Partisi (HDP) eski Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ın esasa dair savunmasıyla devam ediyor. Verilen öğren arasının ardından savunmasına devam eden Demirtaş, “Siyasal İslamcıların attığı iftiralar sonucu buradayız” dedi. Demirtaş, "Küçük bir ihale için her türlü hileyi, yolsuzluğu yaparlar. Türkiye’deki milliyetçilerin veya siyasi İslamcılarının Türkiye’nin içine girdiği durum budur. Türkiye’nin bugün bu durumda olmasının cumhuriyetin kuruluşunda yapılan hatalar ve ikincisi de bu çakma İslamcı ve milliyetçilerin yaptıklarından dolayıdır. Biz bugün niye buradayız? Bu siyasal İslamcıların attığı iftiralardır. Biz Netanyahu'nun iftiraları sonucu burada değiliz. Dönüp Netenyahu’ya, 'yalan atıyorsun, katliam yapıyorsun' diyorlar, ama aynısını bize karşı uyguluyorlar” dedi.
'DÜN YİYECEK BULAMAZKEN ŞİMDİ HEPSİ LÜKS İÇİNDELER’
Ardından Yeni Şafak ve iktidar medyasından alıntılar yapan Demirtaş, "Adnan Menderes ve arkadaşları iftiraya uğramış, başlarına gelmeyen kalmamış. Siyasal İslamcılar bunca yıl sonra iktidara geldikten sonra birdenbire bir tehdit ortaya çıkmış. Kürtlerin iktidarlarını alaşağı indirme ihtimali var. Onun da temsilcisi Demirtaş. Bunlar dün yiyecek bulamazken şimdi hepsi lüks içindeler. Bunu kaybetmemeleri gerekiyor. O yüzden bize saldırıyorlar. 'Katil Demirtaş' diye manşet atıyorlar, delil var mı? Hayır. Aksine şiddeti durdurmaya çalıştık. Davutoğlu bunların sorumlusudur. 'Vurun kırın diyen Demirtaş değil mi?' diyor. Gazeteci de demiyor, 'Hayır efendim böyle bir çağrısı yok Demirtaş’ın.' Bunlar Müslüman ve iftira atıyorlar. İktidarları uğruna her türlü günahı işlemekten geri durmuyorlar. Bülent Arınç bu açıklamaları yaptı. Cuma İçten şimdi sorsanız o dönem bizi hedef gösterdiği açıklamalarını bunlar benim cahiliye dönemi açıklamalarımdır diyecek” şeklinde konuştu.
'GAZETECİ KILIKLI TETİKÇİLER'
6-8 Ekim 2014 sürecinde insanların nasıl öldürüldüğünün araştırılmadığını ve yaşananların HDP’ye yıkılmaya çalışıldığını söyleyen Demirtaş, "Biz neyin tehdidiyiz; onların hırsızlığının, yolsuzluğunun, rant düzenlerinin tehdidiyiz. Elde ettiklerini kaybetmek istemiyorlar, o yüzden bize saldırıyorlar” dedi. Kobanê eylemlerinin yaşandığı Ekim ayında iktidar yandaşı medyada kendisi ve partisini hedef alan onlarca manşet atıldığını ve köşe yazısı yazıldığını anımsatan Demirtaş, "O bir hafta önemliydi. Bu yaşananların sorumluluğunu kime yıkacaklardı? İktidarda biz olsaydık sorumlusu biz olurduk. Neden can kayıpları yaşandı, neden olaylar yaşandı. Bunların sorumluluğunu üstlenebilirdik. Ama iktidarın sorumluluğunu gözden kaçırmak için olayları bizim üzerimize yıkmaya çalıştılar. Allah billah aşkına CNN Türk’ü açın bakın; tartışanlar, telefonlara gelen mesajlarla anında konu değiştiriyorlar ve tartışma yürütüyorlar. Hiç utanmıyorlar. Bunlar, araştırmaya dayanarak haber ve yazı yazmış gazeteciler değil ki. Bunlar, gazeteci kılıklı tetikçilerdir. Burada rehin tutulmamızda hepsinin sorumluluğu var” ifadelerini kullandı.
‘ERDOĞAN SEÇİME GİRMEMEMİZ İÇİN BİZE MESAJ GÖNDERDİ’
HDP’nin 7 Haziran seçimlerine parti olarak girme kararının Erdoğan’ı ve iktidarı rahatsız ettiğini söyleyen Demirtaş, Erdoğan’ın aracılarla "yahu ne gerek var parti olarak giriyorsunuz" mesajı ilettiğini aktardı. Demirtaş, "Ondan sonra tekrar benim 'katil' olduğumu, 'HDP’nin çağrı yaptığını' hatırlattılar. O zaman böyle dandik dunduk köşe yazarları eliyle değil, doğrudan bu kampanyayı Erdoğan yürüttü. Koca koca manşetlerle benim ve eylemcilerin fotoğraflarını montajladılar. Cuma İçten, silah tüccarıdır. Şimdi DEVA’da mı nerede siyaset yapıyor. ‘Demirtaş sokağa çocuğuyla sokağa çıksın’ başlığı atıyordu. Cuma İçten’e buradan söylüyorum çok merak ediyorsa 6 Ekim günü kızlarım sokaktaydı. Hiçbir yeri yakıp yıkmadılar, ama IŞİD vahşetini protesto ettiler. Aleyhime açıklama yapanlar HÜDA PAR Başkanı Zekeriya Yapıcı ve Mehmet Emin Ekmen. Mehmet Emin Ekmen o dönem AKP milletvekiliydi” diye konuştu.
‘HIRSIZLIK ÇARKINA TAŞ KOYAN HDP OLDUĞU İÇİN YARGILANIYORUZ’
Kendisini hedef alan gazete manşetlerini tek tek gösteren ve “sizin iddianameniz boş, asıl iddianame o zaman gazetelerde, manşetlerde yazıldı” diyen Demirtaş, şunları söyledi: "Bunları bilmiyorsunuz, bu algıya yabancısınız' demiyorum. Aksine siz bu algının ortağısınız, bu algıyı beslediniz. ‘Yemedi Demirtaş’ diye manşet atmışlar, yaptığımız şiddet karşıtı çağrıları böyle görmüşler. Bu ölümlere sebep olan polisler ve panzerleri kullananlar kimdi? Neden bunlar yargılanmıyorlar? Çünkü bunların hırsızlık çarkına taş koyan HDP’dir, biziz. O yüzden bizimle uğraşıyorsunuz. Bülent Arınç, ‘kimin sözcülüğünü yapıyorsunuz da Öcalan’ı itibarsızlaştırıyorsunuz’ diyor. O zaman Arınç, Apocu’ydu. Ona göre biz Öcalan’ı itibarsızlaştırıyorduk. Bir süre sonra basın üzerinden yürütülen bu algı operasyonları durdu. Sonra arkasından tekrar başladı. 7 yıldır buradayız, yaratılan bu algıyı yıkmak öyle kolay mı? Devletin imkanları kullanıyorlar, 600’den fazla yerel ve ulusal televizyon kanalları var. Devlet kanalları hariç TRT’nin 40’tan fazla kanalı var. Trollerden bahsetmiyorum bile.”
BAHÇELİ’YE: SENİN KUMANDAN KİMİN ELİNDE?
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin AYM’yi hedef göstererek kullandığı “Bay Zühtü senin kumandan kimin elinde?” sözlerine atıfta bulunan Demirtaş, “Ben de soruyorum hakikaten senin kumandan kimin elinde? 5 yıldır benim davama ilişkin karar vermiyorsunuz. 4,5 yıldır haksız tutukluluk başvurusunu bekletiyorsunuz. 3 ayda karara bağlanır, değil mi? Can Atalay’da gördük. Bahçeli’nin derdi bu mu, asıl mesele bu mu? AYM karar verebilirdi ama ertelediler. Asıl mesele AİHM kararının uygulanmamasını AYM nasıl karara bağlamaz? Çünkü sizin kararınızı bekliyorlar. AYM’ye karar verme baskısı yapıyorlar. Size de 'davayı bir an önce karar verin' diye baskı yapıyorlar. AİHM’e giden Türk yargıç - AKP’li vekilin kız kardeşidir- orada da bazı şeyleri engellemeye çalışıyorlar. Biliyoruz ki AİHM’de de AYM’de de frene basılmış. Nerede gaza basılmış? Ankara 22. Ağır Ceza Mahkemesinde gaza basılmış. Biz savunma yapmadan karar verebilirsiniz çok umurumuzda da değil” dedi.
Demirtaş, daha sonra Erdoğan’ın kendilerini hedef alan konuşmalarını okudu. Erdoğan’ın hayatını kaybedenlerin sayısını 40-50 kişi şeklinde açıkladığını hatırlatan Demirtaş, “Hayatını kaybedenler ve sayısı umurlarında değil. Emin de değil, o yüzden 40-50 kişinin katili diyor” şeklinde konuştu.
‘BU İDDİANAMEYİ ERDOĞAN YAZMIŞTIR’
Erdoğan’ın o dönem yaptığı konuşmalarda “siz dağa gidip gelirsiniz, dağla iyi anlaşırsınız” sözlerini hatırlatan Demirtaş, "O dönem de parti olarak dağ ile AKP arasında mesaj götürüyorduk” dedi. Demirtaş, "İlk açıklamaları daha makul, daha mahcup. Doğrudan bizi hedef almıyor. Ama Yasin Börü’nün annesinden alınan demeç Erdoğan’ın isteği ile alındı. Onun üzerine miting meydanında kullanıldı. Erdoğan’ın sözlerine dikkat Sayın heyet, demiyor ki 'bunlar tahrik ettiler, halkı galeyana getirdiler.' Ne diyor; 'Yasin Börü’yü 5’inci kattan attılar.' Delil yok, suçlanan yok, ama bunları söylüyor. Erdoğan bir algı ustasıdır, Goebbels’e şapka çıkartacak bir algı ustasıdır. Saatlerce sürebilir ama davanın iddianamesi de suçlamalar da budur. Bu iddianameyi Erdoğan yazmıştır” dedi.
'BENİ ARADILAR, CEVAP VERMEDİM'
Demirtaş, şunları söyledi: “Seçimlere bir hafta var. Anketlerde HDP yüzde 13-14’lerde, AKP tek başına iktidarı kaybediyor ve Erdoğan bizi tehdit ediyor. Bizi destekleyen aydınları tehdit ediyor. Ona göre elime saz tutuşturulmuş ve parlatılıyorum. Seçime iki gün kala bana cici çocuk diyor. Onun cici çocuk dediği (SETA’nın kendisiyle ilgili hazırladığı raporu ve kapağındaki fotoğrafları göstererek) bu. Bu adam Müslüman, namaz kılıyor, ama yalan söylüyor. Günde kırk tane yalan söylüyor. Ona göre Yani Börü 3’üncü kattan, 4’üncü kattan, 5’inci kattan atılmış. Olaylarda 30 kişi, 40 kişi, 50 kişi hayatını kaybetmiş. Bu insanlar umurunda değil, kimse de sorgulamıyor. 5 Haziran’da IŞİD katilleri tarafından mitingimiz de bomba patlattılar. O arada Erdoğan telefonla aradı, telefonuna çıkmadım. En çok ona koyan da budur. Söylemiş duydum ‘o kendini kim sanıyor da telefonlarıma cevap vermiyor’ demiş. 22 defa Davutoğlu aradı. Cevap vermek istemedim çünkü gözümün önünde insanlar hayatını kaybetti. Beni aramasınlar çıkıp halktan özür dilesinler dedim.
ATALAY VE ERGUN AĞABEYİME SELAM GÖNDERDİ
Erdoğan, 'elin Avrupalısı bütün dünya terörist diyor siz niye demiyorsunuz' diyor. Madem ölçü bu ise, bütün dünya Hamas’a terörist diyor siz niye demiyorsunuz? Bunu ayrıca konuşuruz. Erdoğan, ‘kardeşi dağda yetişmiş’ diyor. Benim ağabeyim siyaset yapmak istedi, bunda ısrar etti, ama buna izin vermediler. Hakkında o kadar çok dava açtılar ki 'seni burada yaşatmayacağız' dediler. Kürdistan Bölgesine gitti, Mahmur Kampı'nda insanlara okuma yazma eğitimleri vermeye başladı. Sonra IŞİD saldırıları olunca PKK’ye katıldı. Erdoğan diyor ki 'kardeşi dağda yetişmiş kendisi fırsatı bulduğunda oraya kaçar.' Ne zaman fırsatı buldum? Çözüm sürecinde. Oraya gittiğimizde ağabeyimi gördüm 3 defa. Her döndüğümde birinde Beşir Atalay, birinde Sadullah Ergun 'abin nasıldı selam söyleyin' dediler. Ağabeyim Nurettin Demirtaş’a büyük saygı duyduklarını biliyorum. Haklılar da."
ERDOĞAN’A: YALANCI, İFTİRACI, KUMPASÇISIN
Demirtaş, şöyle devam etti: “2014 yılından itibaren başladım anlatmaya bu algı operasyonu nasıl başladığını. 2018 yılında nereye geldi? Erdoğan, 'parlamento idam kararını bana gönderirse onaylarım' diyor. Ben tutukluyum, Cumhurbaşkanı adayıyım, daha yargılamam başlamamış doğru düzgün ama bunu yapıyor. Bunu kim yapıyor? Kendisini Müslüman olarak pazarlayan zat yapıyor bunu. Neden, iktidarlarını kaybetmemek için. Bu kadar öfkeliler. Bugün utanmıyor olabilirler ama bunlar yarın öbür kitaplaşacak. Hitleri nasıl okuyoruz kitaplardan, bugün yaşananları da yarın herkes okuyacak. Biz hiç kimseyi meydanlarda böyle tahrik etmedik. Bizim bütün konuşmalarımız barışa dairdir, çözüme dairdir. Bu adam provokatörlüğün daniskasıydı. Bunu bir ateist yapmaz, bir başkası yapmaz. Ama Allah’ı kandırdığını sanan bir siyasal İslamcı çok kolay yapar. Bana daha sonra 'teröristbaşı' diyor. Hakkımda yargı kararı yok. Bu koşullarda yargı kararının bir karşılığı yok çünkü yargının içinde 5 bin terörist çıkmış. Ölürüz, kalırız söylemiş olayım. Ben hakkımı ona helal etmiyorum. Bundan korkması lazım inanıyorsa. Recep Tayip Erdoğan sen bizi suçsuz sebepsiz yere rehin aldın, gerçek katillerin peşine düşmedin. Bu dünyada, öbür dünyada iki elimiz yakandadır. Yalancısın, iftiracısın, kumpascısın. Cumhurbaşkanı değil, dünyanın başkanı da olsan bu gerçeği değiştiremeyeceksin. Öfken dinmiyor, için soğumuyor, çünkü senin karşında boyun eğmedik, ah vah etmedik. Karşısında ağlasaydık, biat etseydik bizi 3 ayda serbest bırakırdı. Ama ruhumuz özgür, sığmıyor 4 duvar arasına. O yüzden Erdoğan’ın içi soğumuyor.”
ARA TALEBİ REDDEDİLDİ
Mahkeme, Gülser Yıldırım’ın adli kontrol yükümlülüğünün ihlal edildiğine ilişkin Mardin Denetimli Serbestlik Şube Müdürlüğü’nce bildirimde bulunulduğunu ifade ederek, savcılıktan görüş istedi. Yıldırım’ın raporlu olduğu dikkate alınarak, adli kontrolün ihlal edilmediğine karar verildi.
Heyet, Demirtaş’ın avukatlarının “Cuma günü açık görüşü olduğu için duruşmaya ara verilsin” talebini reddetti.
Duruşma yarın Demirtaş’ın savunmasıyla devam edecek.