RIHA - Urfa 2 Nolu Cezaevi’ndeki tutsaklar, Abdullah Öcalan’ın özgürlüğünü sağlamak adına geliştirilen mücadeleye destek olmak için açlık grevi başlattıklarını belirterek, “Umut biziz, güç biziz, zulüm ne kadar vahşi olsa da kalbimizin ve ruhumuzun efendisi biziz” dedi.
Kurdistan ve Türkiye cezaevlerindeki tutsakların, “Abdullah Öcalan’a özgürlük Kürt sorununa çözüm" kampanyası kapsamında 27 Kasım’da başlattığı dönüşümlü açlık grevi eylemi 30’uncu gününde sürüyor. Urfa 2 Nolu Kapalı Cezaevi’nde eylemde olan tutsaklar, eylemlerine dair ailelerine mektup gönderdi. Tarihi bir dönemeçten geçildiğini belirten tutsaklar, “Halkların soykırımı üzerinden kurulan zulüm sistemi 100 yılı geride bıraktı. 100 yıl önce yıkılan imparatorluktan bir çok halk özgürlüğüne kavuşma imkanı yakalarken, bazıları da kurban edilip soykırıma uğratıldı” diye belirtti.
‘KURDİSTAN HALKLARIN CENNETİ YAPILDI’
Milletvekilliği karşılığında Koçgîrî’de ihanet eden Hasan Hayri’nin Meclis’e geleneksel elbiseleriyle gittiği için idam edildiğini hatırlatan tutsaklar, soykırımı fark edip buna karşı bir refleks geliştiren Şeyh Sait, Xoybûn, Dersîm gibi direnişlerin ne yazık ki tarihin bu yöndeki akışını değiştiremediğini belirtti.
Öcalan ve arkadaşlarının, bu zulüm sistemine “dur” dediğini ifade eden tutsaklar, “Bir halka özgürlük cephesi oluşturdu. Bundan ki kendisinden utanılan bir Kürtlük, şimdi başı dik ve gürül gürül çağlayan bir meşaleye döndü, gurur kaynağı oldu. Önder Apo, Kürt kadınları, gençleri ve tüm halklara bir daha ölüm, katliam olmasın diye adeta bir aydınlanma çeşmesi yarattı. Halkların mezarlığı haline getirilen Kurdistan’ı tekrar halkların cenneti haline getirme koşullarını yarattı. Başta bilinmesi gerekiyor ki eğer biz gençler, kadınlar, halk ve tüm insanlık olarak çağın önderini hala bu soykırım sistemi içerisinden çıkaramamışsak, bu bizim için bir utanç kaynağıdır. Zindandaki yoldaşlarınız olarak bu utançtan kurtulmak halkımız ve önderimizin özgürlüğünü sağlamak adına geliştirilen mücadeleye destek olmak için açlık grevi başlattık. Bu anlamda tüm halkımızı mücadeleyi büyütmeye, sesimizi her alanda yaymaya, bütün sokakları, şehirleri direniş alanını haline getirmeye çağırıyoruz. Umut biziz, güç biziz, zulüm ne kadar vahşi olsa da kalbimizin ve ruhumuzun efendisi biziz” dedi.