AMED - Kültür ve sanat alanında yasak, baskı ve sansüre rağmen üretim aralıksız bir şekilde devam etti. "Vejîn" etkinlikleriyle topluma soluk olmaya çalışan sanatçılardan Devrim Demir, "Çalışmalar toplumda büyük ilgi gördü. Bu umut daha da büyüyecek" dedi.
Bir toplumun hafızası olma özelliği taşıyan kültür ve sanat, tüm dönemlerde olduğu gibi 2023 yılında da iktidarın hedefinde oldu. Kültür ve sanat etkinliklerin yasaklanması, sanatçılara dönük fiziki saldırılar, kültür kurumları üzerindeki baskılar, yargı kıskacı ile sansür, yıl boyunca hiç gündemden düşmedi. Bu politikalarla en çok hedeflenen ise Kürt sanatçılar ve Kürt kurumları oldu.
İstanbul'da 1990'lı yıllardan bu yana Kürt müziği için çalışmalar yürüten Mezopotamya Kültür Merkezi'nin (MKM) 2023 yılı içerisinde yapmak istediği tüm konserler kaymakamlar tarafından yasaklandı. İstanbul 6’ncı İdare Mahkemesi'nin "ifade özgürlüğü, bilim ve sanat özgürlüğü ve barışçıl toplantı hakkını ihlal ettiği” gerekçesiyle verdiği ihlal kararına rağmen bu yılki 32'nci yıl dönüm konseri de yasaklandı. Böylece MKM'nin son yıllarda yasaklanan etkinlik sayısı 25'e yükseldi.
Sanatça Organizasyon ve Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu'nun (KESK) Şirnex'in Cizîr ilçesinde düzenlemek istediği Kültür ve Sanat Festivali etkinlikleri de belediyeye atanan kayyım tarafından engellendi. Festival kapsamında düzenlenmesi planlanan konserin yapılacağı düğün salonunun kapısı mühürlenirken, çocuk sanat atölyesi ise engelledi.
En son soprano Pervin Chakar, CHP Genel Başkanı Özgür Özel'in katıldığı program üzerinden iktidar ve yandaşları tarafından linç kampanyasına maruz kaldı. Melek Şahin, Mabel Matiz, Hüseyin Turan ve daha pek çok sanatçının birçok konseri yıl içinde iptal edildi.
Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy’a göre yıl sonu itibarıyla yaklaşık 46 konser ve etkinlik iptal edildi, yani yasaklandı.
SANSÜR DURMADI
Sinema ve tiyatro alanlarında da yasak ve sansür hiç durmadı. Amed Şehir Tiyatrosu'na ait bazı oyunların da aralarında olduğu birçok Kürtçe oyunun sinemaseverlerle buluşması engellendi.
Yıla damgasını vuran en önemli gelişme, 60’ncı Antalya Altın Portakal Film Festivali'nde "Kanun Hükmü" adlı belgesel filminin “filmdeki karakterlerden birinin mahkemesinin sürdüğü” gerekçesiyle listeden çıkarılması oldu. Gelen tepkiler üzerine "Kanun Hükmü" filmi yarışmaya geri alındı. Ancak Kültür ve Turizm Bakanlığı, kararı kabul etmeyerek, festivalden çekildi. Yaşanan tartışmalar üzerine festival programı iptal edildi.
KESİNTİSİZ ÜRETİM
Buna karşı muhalif sanatçı ve kültür emekçilerinin direnişi de aralıksız bir şekilde sürdü. Baskı, yasak ve sansüre karşı üretim durmadı. Sanatçılar, tüm olumsuzluklara rağmen yeni besteleri, tiyatro oyunları ve filmleriyle karşılık verildi. Özellikle Kurdistan'da sanatçılar, sokak sokak gezdi, toplumla buluştu. MKM, Ma Music, Kadın Kültür Sanat ve Edebiyat Derneği (KASED), Sanatça Organizasyon, Amed Şehir Tiyatrosu, Dicle Kültür Sanat Derneği gibi birçok kültür sanat örgütü ve derneği çalışmalarını aralıksız bir şekilde sürdürdü. "Vejîn (diriliş-yeniden doğuş)" kapsamında düzenlenen festivaller, Kurdistan'da sanat alanında yeni bir soluk oldu.
KAYIPLAR YILI
2023 yılında Kürt sanatçı Beytocan, sürgünde olduğu İsveç'te yaşamını yitirdi. İsveç’te bir hastanede kanser tedavisi gören Beytocan, 12 Eylül’de hayata gözlerini yumdu. Beytocan, sanat hayatı boyunca 4 albüm çıkarmış ve “Yan mirin yan Diyarbekir” albümü Türkiye’de yasaklanmıştı.
Rusya'nın Krasnodar kentinde yaşayan ve 2 yıldır mide kanseri tedavisi gören dengbêj Feyzoyê Rizo da 8 Kasım’da yaşamını yitirdi. Êzidî Kürtlerinden olan Rizo’nun ailesi 1915 tehcirinden sonra önce Îdir’e, daha sonra yeniden Ermenistan’a göç etti. 26 yıl boyunca Erivan radyosundan tüm Kurdistan'a sesi yayılan Rizo, 2003 yılından sonra Kurdistan’ın birçok kentinde düzenlenen festivallere katılarak, Egidê Cimo ile birlikte sahne aldı.
Ayrıca Metin Uca, Özkan Uğur, Erkin Koray ve Can Gürzap da bu yıl hayatını kaybeden sanatçılardan oldu.
YASAKLAR VE ENGELLEMELER
Yıl içinde kültür sanat alanına dönük baskı ve yasaklara dair öne çıkan bazı başlıklar şöyle:
* 25 Nisan: Amed merkezli operasyon kapsamında 200'e yakın kişi gözaltına alındı. Amed'te Amed Şehir Tiyatrosu ve Dicle Kültür Sanat Derneği'ne; Mêrdîn'de Mezopotamya Kültür Sanat Derneği'ne; Êlih'te ise Bahar Kültür Merkezi'ne baskın düzenlendi. Derneklerin kapıları kırılırken, çok sayıda dernek çalışanı ve sanatçı gözaltına alındı.
* 3 Mayıs: İstanbul Kadıköy Rıhtım'da şarkı söyleyen 30 yaşındaki Kürt müzisyen Cihan Aymaz, “Ölürüm Türkiyem” şarkısını söylemediği için şarkıyı talep eden kişi tarafından bıçaklı saldırıya uğradı. Aymaz, hayatını kaybetti.
* 21 Ağustos: Amed'te gözaltına alınan Kürt sanatçı Emel Çiftçi, Ankara' merkezli soruşturma kapsamında “örgüt üyeliği” ve "örgüt yöneticiliği" iddiasıyla tutuklandı.
* 19 Haziran: Yönetmen Nazmi Karaman’ın “Haylo Dîsa Tevlî Hev Bû” oyununun sahnelenmesi, Tatvan Valiliği tarafından gerekçesiz bir şekilde engellendi.
* 29 Eylül: Yönetmen Nejla Demirci’nin "Kanun Hükmü" adlı belgesel filmi, festival seçkisinden çıkarıldı. Sonrasında Altın Portakal Film Festivali iptal edildi.
* 11-12 Kasım: Sanatça Organizasyonu ve KESK'in Cizîr Kültür ve Sanat Festivali kapsamında yapacağı konser ve çocuk etkinlikleri Cizre Kaymakamı tarafından engellendi.
* 28 Kasım: İzmir'in Konak ilçesinde bulunan Jin Art Huner (JINART) derneğine baskın düzenlendi. Baskınlarda müzik kasetlerine el konuldu.
* 15 Aralık: MKM'nin 32’nci kuruluş yıl dönümü kapsamında Küçükçekmece’de bulunan Yahya Kemal Beyatlı Gösteri Merkezi'nde yapmayı planladığı konser yasaklandı. MKM, bunun üzerine Bağcılar ve Sancaktepe'de iki ayrı konser verdi.
Yıl içerisinde kültür sanat alınında öne çıkan kimi önemli başlıklar ise şöyle:
* Amed merkezli kültür sanat faaliyeti yürüten Koma Ma, sırasıyla Ankara, İstanbul, İzmir ve Amed'te 4 ayrı konser düzenledi. İran'da katledilen Jîna Emînî'ye atfedilen konsere ilgi yoğun oldu.
* Zarok Ma, Ankara, İstanbul, İzmir ve Kurdistan'ın birçok kentinde birçok etkinlik düzenledi. Zarok Ma'nın sokak sokak gerçekleştirdiği etkinlikler büyük beğeni topladı.
* MA Müzik, MKM, Dicle Kültür Sanat Derneği, Aryen Kültür Merkezi, ŞanoWan, Amed Şehir Tiyatrosu, KASED ile Ortadoğu Sinema Akademisi Derneği'nden birçok kişinin yer aldığı Gerok MA ekibi, depremzede çocukları unutmadı. Gerok Ma ekibi, tüm deprem kentlerine giderek, “sanat çocukları güçlü kılar” fikriyle çocuklarla etkinlikler düzenledi.
* KASED ise, depremin merkez üssü Bazarcix’ta (Pazarcık) depremzede kadınlarla kültür sanat etkinliklerinde buluştu.
* Türkiye, Ermenistan ve Fransa'dan kadın sanatçıların yer aldığı Miasin Grubu, AmidArt Kültür Sanat Topluluğu organizasyonuyla Amed’te faaliyet yürüten Zarok Ma bahçesinde konser verdi.
* Jîn Art Huner, yıl içerisinde pek çok etkinlikle dinleyicilerle buluştu.
* Koma Hevra, Barış Anneleri ve Cumartesi Anneleri’nin direnişi için “Dayikên Aşîtiyê” şarkısını seslendirdi.
* Sanatça Organizasyon ve Ma Müzik, “Vejîn (diriliş-yeniden doğuş)” şiarıyla birçok kentte festivalller düzenledi.
* Ortadoğu Sinema Akademisi Derneği, uzun yıllar sonra FilmAmed Belgesel Film Festivali'nin tekrardan düzenledi. 27 Eylül-1 Ekim tarihleri arasında gerçekleştirilen festival yoğun ilgi gördü.
* Erivan Radyosu’nun önemli isimlerinden olan ve Mîrê Bilûrê (Kavalın Miri) olarak bilinen Kürt müzisyen Egîdê Cimo adına 28 Kasım'da İstanbul’da Egîdê Cimo Müzik Okulu açıldı.
DEMİR: HOŞGÖRÜSÜZLÜK EN ÜST SEVİYEYE ULAŞTI
Yıl boyunca çalışmalarını sürdüren KASED'in yöneticilerinden sanatçı Devrim Demir, 2023 yılını sanat açısından değerlendirdi.
Demir, 2023 yılında kültür ve sanat alanında önemli gelişmelerin yaşandığı bir yıl olduğunu söyledi. 2016 yılında ilan edilen Olağanüstü Hal (OHAL) sonrası kültür ve sanat alanına dönük baskıların arttığına dikkati çeken Demir, 2023 yılında Kürt kültürüne, diline ve alternatif sanata karşı hoşgörüsüzlüğün en üst seviyeye ulaştığını belirtti. Demir, "Buna karşı elbette bir çaba ve bir çıkış yolu vardı. Kültür ve sanat alanında da yeni projeler vardı" dedi.
Tüm engellemelere rağmen sanatçıların alternatif çıkışlar yaptığını dile getiren Demir, "2023, geçtiğimiz birkaç yıla göre olumlu değerlendirilebilir. Hem tiyatro hem sinema hem de müzik açısından üretimin ilerlediği ve kendini gösterdiğini görüyoruz. Şu an istenilen düzeyde değil ama bu sene tanıştığımız ve tanıdığımız her sanatçı bir üretim çabası içinde. Bu aynı zamanda umut da yaratıyor. Kültür ve sanat alanında insanların üretim ve inşa çabalarını net bir şekilde görebilmesi bu alan için önemli bir gelişmedir" diye konuştu.
FESTİVALLERE YASAK
MKM'nin kurulduğu 1991 yılından bu yana sanat ve kültür emekçilerinin örgütlendiğini ve faaliyetlerini sürdürdüğünü kaydeden Demir, söz konusu tarihten günümüze baskıların da aralıksız devam ettiğini ifade etti. Demir, "Onlarca kurum kapatıldı, işçiler ve sanatçılar saldırılarla, tutuklamalarla, gözaltılarla karşı karşıya kaldı. Bu yıl da böyle bir yıldı. Bu yıl, özellikle kültür sektörü ve sanatçılara yönelik en fazla sayıda tutuklama ve gözaltı yaşandı. Çok sayıda saldırı olmasına rağmen toparlanma adına önemli adımlar atıldı. Kürdistan'da 6 festivalin planı yapıldı. Ancak çoğu kısıtlamalarla karşılaştı. 6. Kadın Kültür Sanat Festivali Elih'te yapıldı. Ancak Cizîr, Gever, Nisêbîn'de festivallerimiz yasaklandı. Çocuklar için yapılan çalışmalar gerçekleşmedi, Cizîr'de onlara da yasak getirildi. Bu aynı zamanda sistemin, kültür alanını, sanatsal faaliyetleri ve sanatçıların çalışmalarını tehdit olarak görmesi anlamına da geliyor. Çünkü toplumda sanatsal çalışmalar ve faaliyetler gerçekten çok ilgi çekiyor."
‘SİSTEM ALTERNATİF YARATMAK İSTİYOR'
Demir, sanatın kültürü inşa ettiğini ve bu kültürün de toplum kimliğinin bir parçası olduğunu vurguladı. Demir, bu nedenle sanata dönük saldırıların olduğuna işaret etti. Demir, "Bugün bu saldırılar en üst seviyeye ulaştı. Tüm kültürel etkinliklerin yasaklandığını, engellendiğini görüyoruz. Bir duruşu olan ve muhalif olan sanatçılar kısıtlamalarla, engellerle karşı karşıya kalıyor. Bir yandan konserler, tiyatrolar, şarkılar yasaklanıyor ve sanatçılar gözaltına alınıyor, diğer yandan bazı kişilerin bazı mekanlarda etkinlik düzenleyebildiğini görüyoruz. Ama bu etkinliklerle 'Bu topluma ne veriliyor?' diye sormak lazım. Bu kişi/ler, kısıtlamalarla ilgili bir şey söylüyor mu, tepki gösteriyor mu? Hayır, tepki vermiyor. Çünkü o kişiler faaliyetlerini yürütebiliyor. Sistem de toplumun gerçekliğini yasaklayarak, bu gerçekliğin yerine alternatifler yaratmak istiyor” ifadelerini kullandı.
ASİMİLASYONA DÖNÜK ORGANİZASYONLAR
Kimlik bilincinin olduğu yerlerde asimilasyon politikalarının "festival" adı altında yapılan organizasyonlarla devrede olduğunu kaydeden Demir, "Cizîr'de, Bazîd'de, Gever'de, Nisêbîn'de, Amed’te ve Kürdistan'ın birçok alanında 'festival' adı altında bazı faaliyetler düzenleniyor. Ancak içerik açısından bu programların bu toplumda hiçbir karşılığı yok. Tüm içeriğin gasp ve özel savaş politikalarına hizmet ettiğini görüyorsunuz. Mesela 'Hamsi Şenliği' için Nisêbîn'e geliyorlar. Bunların hepsinin insanların hafızasına ve topluma yönelik saldırılar olduğunu çok iyi biliyoruz."
Demir, şunları söyledi: "Kültürel hafızanız silindiğinde geriye kimliğinizden varlığınıza hiçbir şey kalmaz. Bu nedenle kültür ve sanata yönelik saldırılar sıradan değil, planlı ve kasıtlıdır. Buna karşı yapılması gereken Kürt kültürünü güçlendirmektir. Sanatçıların özgür sanat çizgisine sahip çıkmasına her zamankinden daha çok ihtiyaç var. Bunun sanatçıların üretimi üzerinde bir etkisi olmalı."
‘KÜRT SANATI POLİTİKTİR’
Kürt sanatçıların politik olması gerektiğini söyleyen Demir, "Çünkü bir hakikatimiz var. Toplumsal bir hakikatimiz var. Sanatçılar bunu üretimlerinde topluma göstermeli. Kısıtlamalar ve engellere karşı üreterek cevap verilebilir" diye belirtti.
Bu yıl yapılan çalışmaların geleceğe umut olduğunu ve sonraki yılları etkileyeceğini söyleyen Demir, şöyle devam etti: "Umudun nedeni bu yılki çalışmaların 'Vejîn' adı altında düzenlenmesidir. ‘Yeniden canlan, yeniden başla, kendini inşa et.' Elbette böyle bir slogan sıradan değil, önemi ve ağırlığı var. Bundan sonra bu konuda kendini geliştirecek ve çalışmalarını yaygınlaştıracaktır. Bu işlerin tüm engellere rağmen yapıldığını görmek bir umut da yaratıyor. Bir yanda ekonomik kriz var, diğer yanda tüm kurum ve bölümler kapanmış. Kendinizi ifade edebileceğiniz alanlar yok. Ama bir canlanma, dirilme ve bir çıkış da var. Bu yılki çalışmalarımız toplumda da büyük ilgi gördü. Toplumun böyle bir şeye ne kadar ihtiyacı olduğunu buradan görebiliyoruz. Bu umut daha da büyüyecek ve geleceği de etkileyecektir.”
Yarın: Dünya
MA / Eylem Akdağ - Bazid Evren