HABER MERKEZİ - Amed, Êlih, Şirnex ve Colemerg’de bir araya gelen kayıp yakınları, katledilen birçok kişinin faillerini sordu.
İnsan Hakları Derneği (İHD) ve kayıp yakınları, “Kayıplar bulunsun failler yargılansın” eylemlerinin Amed, Şirnex, Colemerg ve Êlih’te sürdürdü.
AMED
Amed’de 776’ncı haftada da Koşuyolu Parkı’nda bulunan Yaşam Hakkı Anıtı önünde bir kez daha kaybettirilenlerin akıbetini soran kayıp yakınları, yakınlarının fotoğraflarını taşıdı. Açıklamaya çok sayıda sivil toplum örgütü temsilcisi katıldı. Bu haftaki eylemde, 29 Aralık 1984 yılında Colemêrg’in Çelê (Çukurca) ilçesine bağlı Narlı Köyde kaybettirilen Mustafa Erdal’ın hikâyesi paylaşıldı. Erdal’ın hikâyesini İHD Kayıp Komisyonu üyesi Berfin Elçi okudu.
Açıklama öncesi konuşan İHD Amed Şube Başkanı Ercan Yılmaz, Mereş Katliamını hatırlatarak, “Mereş Katliamı üzerinden 45 yıl geçti bu süre içerisinde 7 günde yüzlerce yurttaş yaşamını yitirdi. Binlerce yurttaş yaralandı. Mahkeme kayıtlarına yansıyan ve bu katliamın ne kadar planlı bir şekilde yürütüldüğünü biliyoruz. Bu insanlığa karşı suçu hala aydınlatılmadı, dosya da sanık olan kişiler TBMM’ de parlamenter olarak görev yaptı. Türkiye de demokrasinin konuşulmasının nedeni budur. Türkiye’nin demokratikleşmesi için Kürt meselesini demokratik yol ve yöntemlerle çözülmesi gerekiyor” diye konuştu.
‘GÖZALTINA ALINDI, 25 GÜN SONRA CENAZESİ ÇIKTI’
1984’te gözaltında katledilen Erdal’ın hikâyesi şöyle: “1965 yılın da Hakkari’nin Çukurca ilçesi Narlı köyünde dünyaya geldi. Evli ve üç çocuk babasıydı. 29 Aralık 1984 tarihinde güvenlik güçleri tarafından Narlı Köyün’ de bulunan evine yapılan baskın sonucu gözaltına alındı. Gözaltına alındıktan 25 gün sonra ‘Erdal öldü’ denilerek, ailesine cenazesini almaları için haberi verildi. Kendisini kayalıklardan aşağı attığı iddia edildi. Ancak Erdal’ın cenazesi yüksekten atlayan birinin cenazesi gibi değildi. Ağır işkenceler görmüş, kolları iple bağlanmış, kafasına silah dipçiği ile vurulmuştu.
Kayıp Erdal’ın ağabeyi Kemal Erdal olay ile ilgili şu beyanlarda bulunmuştur: ‘29 Aralık 1984 tarihinde Çukurca Komando Taburu ve Çukurca İlçe Jandarma Karakolu’na bağlı askerler tarafından, Narlı köyünde bulunan kardeşim Mustafa’nın evine baskın düzenlendi. Baskında kardeşim Mustafa’yı yanlarına alıp götürdüler. Ailesi olarak sık sık, kardeşimin akıbetini sormaya gittik. Ancak her seferinde bize ‘yakında serbest bırakılacak’ dediler. Gözaltına alındıktan 25 gün sonra bize gelip ‘cenazenizi alın’ dendi.
‘KAYALIKTAN ATLATI’ DENİLDİ İŞKENCE EDİLDİĞİ ORTAYA ÇIKTI
Yetkililerce bize, Mustafa’nın 85 metre yükseklikte bulunan kayalıklardan kendini attığı söylendi. Cenazemizi aldık. Köyde birçok insan onu, askerlerce iple bağlanıp, dağdan sürüklenir vaziyette getirilirken görmüştü. Kafasında çok sayıda silah dipçiği izi vardı. Kollarının bir sicimle bağlandığını gösteren ip ya da kablo izi mevcuttu. 85 metre yükseklikten atlayan ya da atılan bir ceset değildi. Ancak vücudunda işkence izleri mevcuttu.
ZAMAN AŞIMINDAN REDDİLDİ
Kardeşimle beraber Vahit Karabaş adlı bir köylümüz de gözaltına alınmıştı. Aslında bu kişi olayın tanığıdır. Ancak korktuğu için tanıklık yapmadı. İlçe Jandarma Karakol Komutanı Ramis Üsteğmen, Fahrettin Başçavuş ve Yatılı Bölge okulundaki Askeri birlik Komutanı Tümer Kılıç kardeşimin ölümünden sorumludur. Ailesi olarak o dönem de korktuğumuz için dava açmadık. Askerler hakkında dava açmak, geride kalanlar için büyük risk taşıyordu ve sonuç alınamıyordu. Daha sonra yaptığımız başvuru talebimiz zaman aşımından kaynaklı reddedildi.”
Açıklama oturma eylemi ile son buldu.
ÊLIH
İHD ve kayıp yakınları, Êlih’te 612’inci hafta da Gülistan Caddesi’ndeki İnsan Hakları Anıtı önünde bir araya geldi. "Kayıplar bulunsun failler yargılansın” pankartının açıldığı eylemde, kayıpların fotoğrafları taşındı. Eyleme kayıp yakınları, insan hakları savunucuları, Özgürlük İçin Hukukçular Derneği (ÖHD), Medeniyetler Beşiğinde Yakınlarını Kaybeden Ailelerle Yardımlaşma, Dayanışma, Birlik ve Kültür Derneği (MEBYA-DER), Êlih Barosu, Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) ve Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) yöneticileri katıldı.
Bu haftaki eylemde 23 Aralık 1980 tarihinde Qers’te gözaltına alındıktan sonra kendisinden bir daha haber alınamayan Mahmut Kaya’nın akıbeti soruldu.
Kaya’nın hikayesinin anlatılmasından sonra oturma eylemi yapıldı.
ŞIRNEX
İHD Şirnex Şubesi, “Kayıplar bulunsun failler yargılansın” şiarıyla basın açıklaması gerçekleştirdi. Cizîr (Cizre) ilçesinde bulunan dernek binasında yapılan açıklamaya, MEBYA-DER, DEM Parti, Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK), Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası (Eğitim Sen) yöneticileri de destek verdi.
Kötü hava koşulları nedeniyle dernek binası içinde yapılan açıklamada konuşan İHD Şirnex Eşbaşkanı Haşim Tuğurlu, Colemêrg’ın Çelê (Çukurça) ilçesinde gözaltına alındıktan sonra katledilen Mustafa Erdal’ın akıbetini sordu.
Grup daha sonra bir dakikalık oturma eylemi gerçekleştirdi.
COLEMÊRG
İHD Colemêrg Şubesi, Gever (Yüksekova) ilçe merkezinde bulunan sanat sokağında basın açıklaması düzenledi. Açıklamaya İHD yöneticileri, Gever Barış Anneleri Meclisi, ÖHD Colemêrg şube üyeleri ve DEM Parti yöneticileri katıldı. Açıklamada kaybedilen ve katledilenlerin fotoğrafları ve “kayıplar bulunsun, failler yargılansın” pankartı açıldı.
Bu haftaki açıklamada, İstanbul Yeşilköy Çınar Otel’de 3 Haziran 1994 yılında kaçırıldıktan sonra katledilen Savaş Buldan, Adnan Yıldırım ve Hacı Karay’ın failleri soruldu.
Açıklamada konuşan İHD Colemêrg Şube Eşbaşkanı Sibel Çapraz, kayıplar için adalet istemekten vazgeçmeyeceklerini belirterek, “Devletin, evrensel hukuk normları içerisinde hareket etmek zorunda olduğunu hatırlatmaktan vazgeçmeyeceğiz” dedi.
Açıklama yapılan oturma eylemiyle son buldu.