Yazar Konak, Ekim ve Rojava devrimini karşılaştırdı: Aracın şoförü değişti

AMED - Ekim Devrimi ve Rus İç Savaşı'nın tahlilinin yapıldığı "Kızıl Devrim" kitabını anlatan akademisyen İsmet Konak, Ekim Devrimi ve Rojava Devrimi'nin karşılaştırmasını yaparak, kadınların Rojava Devrimi'nin katılımcıları değil aktörleri olduğunu söyledi. Konak, "Aracın şoförü değişti. Sovyet Devrimi'nde aracın şoförü erkekler iken Rojava Devrimi'nde kadınlardır" dedi. 

 
Akademisyen ve Yazar Dr. İsmet Konak’ın 7 yıla yakın bir sürede Rus kaynaklarında yaptığı araştırma, okuma ve incelemelerin ardından yazıya döktüğü Kızıl Devrim kitabı okuyucuyla buluştu. Aram Yayınevi’nden çıkan kitap, Birinci Dünya Savaşı'ndan sonra Çarlık Rusya topraklarında meydana gelen devrimleri ele alıyor. Önsözünde Fikret Başkaya'nın yazısının yer aldığı 270 sayfalık kitap, 1917 Şubat Devrimi, Ekim Devrimi ve Rus İç Savaşı’nın tahlilini yapıyor. 
 
Konak kitabın hazırlanış süreci, içeriğini anlatırken, Soyvet Devrimi ve Rojava Devrimi’nin de karşılaştırmasını yaptı.  
 
KİTAP RUSÇA KAYNAKLARDAN BESLENDİ
 
Rusça kaynaklarla hem devrimin hem de savaşın sentezini yapmaya çalıştığını anlatan Konak, “Tabii bir başka ülkede meydana gelen devrimle ilgili inceleme yapmak oldukça zor ve zahmetli bir iş. Bu açıdan gayet çetrefilli bir süreç oldu ama diğer taraftan da oldukça heyecanlı ve verimli oldu” dedi.  Devrim tarihini ekseriyetle Rusça kaynaklardan öğrendiğini söyleyen Konak, “Eskiden daha çok İngilizce, Fransızca, Almanca vb. kaynaklara bakıp analiz yapıyorduk ama bu kez doğrudan kaynaklara gidip inceleme fırsatı buldum. Bu açıdan önemliydi. Türkçe kaynaklarda bu konuda bazı eksiklikler var. Rus devrimleri genel hatlarıyla biliniyor, fakat Rus İç Savaşı yeterince bilinmiyordu. Bu savaşa dair kitapta bazı bilgiler sunuyoruz. Okuyucu Rusça kaynaklar ışığında devrimin daha iyi bir tahlilini yapabilir" diye konuştu. 
 
Rus devrimlerini genel hatlarıyla değerlendiren Konak, "Troçki’nin deyimiyle 1917 yılındaki Şubat Devrimi’yle kitleler yeniden tarih sahnesine çıktı. Fikret Başkaya hocamız, 'Devrim gerçekleştiğinde sıradan insanlar radikal önderlere dönüşürler' diyordu. Gerçekten de Şubat Devrimi'nde böyle oldu. Metalurji, tekstil işçileri ve diğer işçiler sokağa çıktı. Aslında Bolşevikler, Menşevikler ve Sosyalist-Devrimciler kitlelere -devrimci hareketin alt üst olma ihtimalini düşünerek- destek vermekten imtina ediyorlardı. Çünkü şartlar uygun değildi, tasfiye olma ihtimali vardı. Fakat buna rağmen işçilere destek vermek zorunda kaldılar. Akabinde Petrograd Sovyeti kuruldu” ifadelerinde bulundu.  
 
Petrograd Sovyeti’nin henüz sosyalizme hazır olmamasından dolayı ülkeyi yönetme yetkisini geçici hükümete devrettiğini belirten Konak, bunun tarihi bir hata olduğunu kaydetti. Konak, “Bu aslında devrimi çıkmaz ayın son çarşambasına ertelemek demekti. Diğer taraftan da sosyalist fraksiyonların kendilerine güvenmediği anlamına geliyordu. Geçici hükümet ülkeyi yönetme yetkisini eline aldı. Kitlelerin temel talepleri olan kalıcı barış, toprak reformu, işçinin üretim üzerindeki himayesini sağlayacak adımları atmadı. Bu bakımdan geçici hükümetin yetersiz kaldığını görüyoruz” şeklinde konuştu. 
 
‘GEÇİCİ HÜKÜMET EMPERYAL POLİTİKAYI YÜRÜTTÜ’
 
Geçici hükümetin temelde burjuvazi ve feodal beylerden oluştuğunu söyleyen Konak, “Yani mülk sahibi sınıftan oluşan bir hükümetti. Asıl amacı Birinci Dünya Savaşı’ndan kalan o emperyalist politikayı yürütmekti. İngiltere, Fransa ve ABD 'Ne yaparsan yap bir an önce bu politikayı devam ettir' diyerek baskı uyguluyordu. Geçici hükümet de bu noktada İtilaf devletlerinin ‘dizdarı’ gibi hareket etti ve emperyalist politikayı kaldığı yerden devam ettirdi. Hatta Lenin, geçici hükümete genelde geçici hükümet demiyordu, Milyukov-Guçkov hükümeti diyordu. Kim bunlar, Milyukov Dışişleri Bakanı, Guçkov ise Savaş Bakanıydı. Bu iki kişi aynı zamanda Rusya'daki büyük burjuvaziyi temsil ediyordu. Burjuvazinin savaş politikası kendi çıkarı için de önemlidir. Onların planına göre yeni topraklar elde edilecek, yeni piyasalar oluşturulacak, kâr payı arttırılacak, artı-değer sağlanacaktı. Lenin bu durumla ilgili 'Savaşlar kapitalizmin yol arkadaşıdır' diyordu. Gerçekten de bu böyleydi” diye kaydetti.
 
‘SOSYALİST DEVRİME GEÇİŞ ZORUNLUYDU’
 
Şubat Devrimi’nin beklentileri karşılamamasının ardından Bolşeviklerin yeni çözüm yolları bulmaya çalıştığına işaret eden Konak, “Lenin o sırada İsviçre'den Rusya'ya gelerek, ünlü Nisan Tezlerini öne sürdü. Bu tezler aslında birçok kesim tarafından yeterince kabul görmemişti. Bu tezlerde Lenin temelde 2 strateji çizmişti. Birincisi, bu hükümet emperyalist bir hükümet, kesinlikle iktidarın Sovyetlere geçmesi gerekiyordu. İkincisi ise yeni bir devrim, yani sosyalist bir devrime geçilmesi gerekiyordu. Ama Bolşevikler sosyalist devrime 'barışçıl bir geçiş yapalım’ diyorlardı. Ne zaman bu taktiği değiştirdiler? Ağustos 1917'de 6'ncı kongrede. Bu kongrede silahlı direniş yöntemi benimsendi. Neden? Geçici hükümet Bolşevikler üzerindeki hâkimiyetini artırmış ve birçok Bolşevik devrimciyi tutuklamıştı. Lenin ve Zinovyev Finlandiya'ya kaçmak zorunda kalmışlardı. Artık Bolşeviklerin önünde silahlı direniş yöntemi kalmıştı” diye konuştu.
 
‘EKİM DEVRİMİ’YLE KÖRDÜĞÜM KESİLDİ’
 
Şubat Devrimi sonrası yine 1917’de gerçekleşen Ekim Devrimi’ni “Mülksüzleştirenler, mülksüzleştirildi” şeklinde tarifleyen Konak, devrim öncesi nehrin önünü tıkayan kördüğümün kılıç darbesiyle kesildiğini belirtti. Devrimden hemen sonra kalıcı barış, basın, toprak reformu, işçinin üretim üzerindeki himayesi ile ilgili önemli kararnamelere imza atılarak, geçici hükümetin yaptığı yanlışlara düşülmediğinin altını çizen Konak, “Bolşevikler özellikle barış meselesinde çok önemli ve kritik adımlar attılar. Partinin içerisinde dahi barışa karşı çok sayıda çatlak ses vardı. Karşı devrimciler zaten Brest-Litovsk Antlaşması'nı asla kabul etmediler. Partinin içerisinde özellikle iki figür karşı çıkmıştı. Troçki ve Buharin. Troçki o dönemde 'Ne savaş ne barış' gibi oldukça anlamsız bir politika uygulamıştı. Genç Sovyet Cumhuriyeti'ni zor durumda bırakan bir tutumdu. Troçki ilk aylarda Brest-Litovsk görüşmelerine gönderilen kişiydi. Hükümette Dışişleri Halk Komiseriydi. Yine Buharin de ısrarla 'devrimci savaş' çağrısında bulunuyordu. Bu da doğru bir tutum değildi. Sovyet Cumhuriyeti, Almanya, Osmanlı ve diğer güçlere karşı savaş yürütecek, bir konumda değildi. Bu antlaşmayı bir an önce imzalayıp kendi pozisyonlarını güçlendirmeleri gerekiyordu. Buharin'de bu süreçte bir dar kafalılık vardı. Hatta Lenin, Buharin'i de kastederek 'Sol Komünizm: Bir Çocukluk Hastalığı' adlı eseri yazmıştı” dedi. 
 
'DEVRİMDE KADINLARIN POZİSYONU ZAYIFTI’ 
 
Rus Devrimi’nin kadın katılımı konusunda eksik olduğunu söyleyen Konak, devrimde yer alan bazı kadınlara ilişkin şunları söyledi: “Devrimlerde Nadejda Krupskaya (Lenin’in eşi), İnessa Armand, Aleksandra Kollontay gibi kadınlar öne çıktı. Mesela Kollontay 1917 Şubat Devrimi gerçekleştiğinde Petrograd Sovyeti'nin Merkez Yürütme Komitesi'nde yer alıyor. Sonraki süreçte Lenin'in Nisan Tezleri'ne destek veriyor. Ekim Devrimi'nde 10 Ekim 1917’de Parti Merkez Komitesi devrim kararı aldığında o komitede yine var. Hükümet kurulduğunda da Kollontay'ı, Devlet Yardımı Halk Komiseri olarak görüyoruz. Yine 1919'da Jenotdel (Kadın Birimi) kuruldu. Bunun bünyesinde İnessa Armand, Aleksandra Kollontay gibi isimler vardı. Nadejda Krupskaya özellikle eğitim politikasında önemli bir rol oynadı. Aynı zamanda iç savaşta sık sık cepheye gidiyor, Kızıl Ordu'yu savaşa adapte ediyordu. Psikolojik olarak onlara bazı ajitasyonlar da bulunuyordu. Tüm bunlara rağmen Sovyet Devrimi bence kadınlar konusunda eksikti. Aktör değillerdi. Aracın şoförü hiç olamadılar daha çok aracın içerisinde bir yolcu muamelesi gördüler. General olamadılar, daha çok bir nefer muamelesi gördüler. Günümüzdeki Rojava Devrimi gibi değildi. Oradaki kadınların pozisyonu günümüze oranla daha zayıftı.” 
 
ROJAVA DEVRİMİ VE EKİM DEVRİMİ’NDEKİ FARKLILIKLAR
 
Bugün gerçekleşen Rojava Devrimi ve Ekim Devrimi arasındaki farklılıklara işaret eden Konak, bu farklılıkların başında “devlet” kavramının geldiğini söyledi. Rojava Devrimi’nin devlet konusunda yeni bir paradigma geliştirdiğini ifade eden Konak, “Mesela Rojava Devrimi'nde gerçekleşen sürecin ismi PKK Lideri Abdullah Öcalan'ın da sık sık formüle ettiği Demokratik Konfederalizm'dir.  Demokratik Konfederalizm'de; halk meclisleri, komünler, kantonlar, direkt demokrasi, liberter sosyalizm gibi formüller oldukça önemlidir. Burada amaç devleti minimalize etmektir. Minimal devlet ilkesi burada geçerlidir. Devleti sadece ‘gece bekçisine’ çevirme anlayışı var ki bu çok doğru bir anlayış. Devleti ne kadar küçültürseniz, toplum o kadar hareket alanı kazanır, daha fazla özgürleşir. Bu açıdan Rojava Devrimi önemli. 
 
Peki, Ekim Devrimi ne yaptı? Bu noktada biraz patolojikti. Lenin mesela Marx ve Engels'in devlet formülasyonunu benimsemişti. Marx ve Engels diyorlardı ki 'Sosyalist devrim gerçekleşirse devlet kendiliğinden ortadan kalkar', 'Devlet, proletaryanın elinde devrim düşmanlarına karşı bir güç olmalı' diyorlardı. Bu tez oldukça sorunluydu. Sovyet Devrimi'nde ilk yıllardan itibaren sönmeye başlayan bir devlet değil de otoriterleşen bir devlet vardı. Otoriterleşmenin ayak seslerini ilk önce 1921'deki 10'uncu kongrede gördük. Parti içi fraksiyonlar bu kongrede yasaklandı ve partide bir merkeziyetçilik inşa edildi. O süreçte Aleksandra Kollantay bu kongrenin kararlarına çok karşı çıktı. Kendisi İşçi Muhalefeti içerisindeydi ve Lenin'in bahçesine adeta taş atıyordu. Diyordu ki ‘benim gördüğüm kadarıyla bir komiserokrasi inşa ediliyor, şeflik var.’ Yani Lenin'i şef olmakla suçluyordu. Yine 1924'te partide genel sekreterlik makamı tesis edildi.  Bu makamın inşa edilmesiyle birlikte Stalin giderek kültleşti. Sonraki yıllarda büyük felaketler yaşandı” şeklinde konuştu. 
 
‘STALİN DÖNEMİNDE OTOKRASİ İNŞA EDİLDİ’
 
Stalin’in Leninist çizgiden tamamen koptuğunu, iyi ya da kötü işleyen karınca yuvasını saman çöpüyle doldurmaya başladığını belirten Konak, “Buharin'in Stalin'e daha dikkatli olunup iyi bir iktisadi model uygulanması gerektiği şeklinde uyarıları vardı. Mesela Buharin 1921’de başlatılan NEP’in (Yeni Ekonomik Politika) 1927’de sonlandırılmasından yana değildi. Tarımın kamulaştırılmasına karşı çıkmıştı. Sovyet sistemine biraz daha nefes aldırma taraftarıydı. Bilindiği üzere bu politikada özel sektör de yararlanmaktaydı. Ancak Stalin yönetimi bütün bunları ‘sağ sapmacılık’ olarak değerlendirdi. Aynı Buharin 1938'de kurşuna dizildi. Bunun gibi çok sayıda örnek var. 1930'larda Sovyet yönetimi bana göre yozlaştı. Otoriter bir sistem inşa edildi. Bir parti var. Partinin üzerinde bir kişi var, bu kişi mevcut makamını kötüye kullanıyordu. Monolitik bir devlette ‘monomit’ olmuştu. Bir bakıma Sovyetlerin iradesi gasp edildi. Bir zamanlar hükümeti denetleyen bir Tüm Rusya Sovyetleri Kongresi vardı, ama artık o da işlevsiz hale getirilmişti. Mesela günümüzde Rojava Devrimi'nde oldukça dikkatli hareket ediliyor. Tek kişi yönetimi yok, herhangi bir otokrasi yok. Kararlar yatay düzeyde ele alınıyor. En önemlisi de kadınlar bu devrimde öncüdür” diye kaydetti. 
 
ROJAVA DEVRİMİ’NDE KADINLARIN ROLÜ
 
Kadınların Rojava Devrimi'nin katılımcıları değil aktörleri olduğunu söyleyen Konak, “Bir de her şey 2012'de başlamadı. Kadın hareketi Yekitiya Star ile birlikte 2005'ten itibaren başladı. O tarihten itibaren Yekitiya Star köylerde, kasabalarda örgütleniyordu. Toplumu adeta bir devrime hazırlıyordu. 2012'den sonra Kongreya Star bu görevi üstüne aldı. Sadece kadın akademilerinde değil, ekonomi, kültür, dil gibi alanlarda da kadınların öncü olduğunu görüyoruz. Aracın şoförü değişti. Sovyet Devrimi'nde aracın şoförü erkekler iken Rojava Devrimi’nde kadınlardır. Sovyet Devrimi'nde kadınlar her ne kadar üretim sürecinde yer alsalar da bir mısır koçanı veya süs biberi muamelesi görüyordu. Rojava Devrimi'nde ise tam aksi. O açıdan önemli. Ekonomi politikasında da kadınların ciddi bir pozisyonu var. Mesela Kadın Ekonomi Komitesi var, topluma orada önemli projeler sunuyor. Toplumun tekelleşmesini ve bireyselleşmeyi engellemek için ciddi uğraşlar var. 10’larca kooperatif kuruldu. Bunlara dikkat ediliyor. Sovyet Devrimi'nde bir süre sonra ‘nalıncı keseri gibi yontmak’ ortaya çıktı. Yani kişi kendi menfaatine göre hareket etmeye başladı, bunu frenleyecek bir mekanizma yoktu. Ama Rojava Devrimi'nde kendi menfaatine göre hareket etme ilkesi oldukça zayıf. Mevcut mekanizma bunu engelliyor. Kadınlar bu noktada çok dikkatli hareket ediyorlar. Pederşahi ilişkiler, tüm gelenekler ve dogmaları tartışıyorlar, tartışmaya açıyorlar. O açıdan ‘Rojava Devrimi çok sağlıklı ilerleyen bir devrimdir’ diyebiliriz. Zaten klasik Marksistler 'Kadının olmadığı devrim eksik bir devrimdir' diyorlardı. Kendileri devrim yapmalarına rağmen kadının aktör olmasını engellemişlerdi. Fakat Rojava Devrimi'nde bu eksikliğin giderildiğini söyleyebiliriz. Sonuç olarak Rojava Devrimi, halkların kendi gemisini üzerinde özgürce yüzdürebileceği bir nehirdir. Bu gemi her ne kadar 2012'den beridir korsanların saldırısına uğruyor, sık sık korsanlar tarafından gasp ediliyor olsa da seyrini devam ettiriyor” şeklinde konuştu. 
 
MA / Müjdat Can 
 

Diğer başlıklar

24/12/2023
16:26 'Vejînek Ciwan' kongresi sonrası en az 30 gözaltı
16:24 Muhalefetin taşımalı asker-polislere dair sessizliğine tepki
15:29 5 kentte aynı talep aynı kararlılık
14:08 DEM Parti Gençlik Meclisi’nin yönetimi belli oldu
14:07 KJAR üyesi Werîşe Mûradî Evin Cezaevi’nde tutuluyor
13:33 Bayındır: Gençlik ruhuyla Abdullah Öcalan'ın özgürlüğü sağlanır
13:18 Cezasızlık politikası tartışıldı: Ülkede ikili hukuk var
13:17 Bakırhan'dan 'çözüm' mesajı: Buyurun İmralı'ya
13:11 Gençlik örgütlerinden 'Vejînek Ciwan' kongresine: Dayanışmayla kazanacağız
12:16 DEM Parti Gençlik Meclisi kongresi: Bu irade tecridi kıracak
12:02 Jin'in 43'üncü sayısı çıktı
11:48 Gençlik kongresinde 'Abdullah Öcalan'a özgürlük' mesajı
11:38 Ekolojistlerden seçim açıklaması: Yerel yönetimlerde 'iklim değişikliği birimi' kurulmalı
11:28 Emekli asker Özelller: Pençe-Kilit harekatları yanlış
11:16 Bakan Güler, çatışmaların şiddetlenmesi sonrası sınıra gitti
10:57 Binlerce genç 'Vejînek Ciwan' kongresinde
10:02 22-23 Aralık'ta yaşananlar
09:31 Tutsak Yıldız: Özgürlük kampanyası büyük heyecan yarattı
09:15 Ücretlerini isteyen Kürt işçilere silahlı tehdit
09:14 KDP'nin alıkoyduğu gazeteciden 61 gündür haber alınamıyor
09:13 Tutsakların ‘Abdullah Öcalan’a özgürlük’ eylemi 28’inci gününde
09:11 Şengal'de kim kazandı kim kaybetti?
09:10 Kayyımların ilk hedefi kadın ve kültür kurumları oldu
09:10 İzmir sokakları: Yeni yıla perişan giriyoruz
09:09 Öğrenciler fuhuş yapılan binanın kapatılmasını istiyor
09:04 Sanatta 'Vejîn' dönemi
09:00 24 ARALIK 2023 GÜNDEMİ
00:19 DEM Parti: Partimizin siyaseti yaşam siyasetidir
00:14 Doğan: İhtiyacımız olan demokratik siyasettir
23/12/2023
23:48 Ağrı İl Kültür ve Turizm Müdürü Kösedağ istismardan gözaltına alındı
23:05 Tirbêspiyê ve Dêrik'e saldırı
21:12 Mezopotamya Kitap Fuarı’nda Ma Music konseri
20:54 ‘Aralık katliamlarını unutmadık, unutturmayacağız’
19:48 Savunma Bakanlığı: 6 asker daha hayatını kaybetti
19:43 DİSK Basın-İş’ten asgari ücrete ilişkin açıklama
19:26 Fuardaki yazarların imza gününe yoğun ilgi
18:21 Valilikten Vanspor-Bursaspor maçına seyirci engeli
17:53 Paris Katliamı yürüyüşle protesto edildi
17:49 ‘Dil çalışmalarında aydın ve kurumsallaşma’ paneli: Kürtçe tecrit altında
17:03 DEM Parti Meclis Başkanvekili Önder taburcu edildi
16:52 DEM Parti'de batıda aday çıkarıp çıkarmama kararı son aşamada
16:24 Riha’da düğüne polis baskını
16:20 Mezopotamya Kitap Fuarı'nda panel: Kürtçe yaşamın her alanında kullanılmalı
15:55 Şenyaşar’dan AKP’ye karne: Yolsuzluk, yoksulluk ve yasak derslerinde 100 aldınız
15:49 ‘Tecride cevap olma zamanı geldi’
15:36 TİP: AYM kararı uygulansın
15:31 İzmir'den Özak işçilerine destek
15:22 Mîr Perwer anmasına asker engeli
15:16 75 yaşındaki alzheimer hastası Bayram için yetkili kurumlara çağrı
15:04 Darp edilen avukata ilişkin önerge ‘kaba ve yaralayıcı’ bulundu
15:00 Adana ve Mersin'den Özak işçilerine: Direnin bizler yanınızdayız
14:49 Kayıp yakınları: Failler bulunsun
14:42 Hayatını kaybeden askerlerin sayısı gizleniyor mu?
14:37 28 yıllık hasta tutsak Kocatürk'ün tahliyesi istendi
14:27 Yüzde 68 engelli raporu olmasına rağmen tahliye edilmiyor
14:26 Bakırhan: Kürt sorunu devam ettikçe Türkiye'de huzur olmaz
14:21 Emekliler bütçe görüşmeleri öncesi taleplerini yeniledi
14:12 Colemêrg’te 34 köy ve mezra yolu kapandı
14:04 Aydeniz: Mereş katliamı Türkiye’nin katliamlar silsilesinin bir devamıdır
13:41 29 yıl önce kaybettirilen İsmail Bahçeci için Galasaray Meydanı’na karanfil bırakıldı
13:33 DEM Partili Kunt: Kürtlerin iradesi çeliktendir, dimdik ayaktadır
12:35 Roboskî’de gözaltına alınanlar serbest
11:34 Riha-Dîlok otoyolunda zincirleme kaza: 1 ölü, 15 yaralı
10:30 Rojnews: 2 ay oldu, Süleyman Ahmet nerede?
10:10 'Tecrit ve ablukayı örgütlü gençlik kıracak'
09:49 Gazeteci Germyanî: Kerkük’teki vali seçiminde dış güçler belirleyici olacak
09:47 2023 konser ve festival yasaklarıyla geçti
09:44 İzmir'de bir kadın katledildi
09:36 Tutsaklar 27 gündür eylemde
09:34 Özak Tekstil işçilerine İsviçre’den destek
09:32 Mêrdîn’de 7 çocuğu istismar ettiği tespit edilen market sahibi tutuklandı
09:31 DEM Parti Gençlik Meclisi’nin kongresi yarın: Özel savaşa karşı örgütlenelim
09:26 Mele Yusuf İnal: Tecridin İslamiyet’te yeri yok
09:25 Cezaevlerinde ihlal edilmeyen hak kalmadı!
09:19 ‘Tutsaklarla dayanışmanın dışında başka yolu yok’
09:17 Mereş’te büfeler tahta, dükkanlar konteyner
09:08 Tutsak yakınları: Çözüm Öcalan’ın özgürlüğüyle mümkün
09:07 23 Aralık Paris Katliamı: Fransa davayı ‘siyasi bir dosya’ olarak yürütmek istemiyor
09:01 Amedliler: Kayyımı göndereceğiz, bu kenti halk yönetecek
09:00 23 ARALIK 2023 GÜNDEMİ
22/12/2023
23:57 Êlih’te Yelda Gecesi’ne yoğun ilgi
22:32 Kerkük’te YNK’nin oyları 4 bin 390 daha arttı
22:11 Sınırda şiddetli çatışma
21:39 BM Güvenlik Konseyi’ndeki Gazze tasarısı onaylandı
21:21 Adana Göğüs Hastalıkları Hastanesi’nde de yangın
21:18 Abdullah Öcalan'a yönelik tecrit bin günü aştı: #TecridiKırmakİçinKartGönder
21:08 Kürt liderlerin pankartı Alman Köprüsü'ne asıldı
20:27 İHD'den dayanışma gecesi: Tecride son verin
20:11 Tansiyonu düşen DEM Partili Önder hastaneye kaldırıldı
20:02 Yelda Gecesi cezaevinde direnenlere armağan edildi
19:21 İsveç'in NATO'ya katılım protokolü 26 Aralık'ta görüşülecek
18:53 İzmir'de gençler baskılara karşı yürüdü
18:22 Demokratik Modernite çalışan Dışari beraat etti
18:18 ‘Ben Rosa Luxemburg’ oyunu Amed’te sahnelendi
17:55 Eğitim Sen 12’nci Olağan Genel Kurulu başladı
17:42 Ayşe Gökkan: Barış mimarisi Abdullah Öcalan için talepler karşılanmalı
17:11 Kobanê Davası: Demirtaş savunmasına 25 Aralık’ta başlayacak
17:07 Doğan’dan bakanlığa tepki: Size göre en dirençli gazeteci ödülünü alan Müftüoğlu da gazeteci değil
16:10 Çandar: Toplumun yüzde 60’ı Kürt sorununun çözülmesini talep ediyor
15:34 Muğla'da 7 yeni projeyle ilgili ÇED süreci başlatıldı
15:11 Adalet Nöbeti ziyaretçilerinden direnişi büyütme çağrısı
15:05 Polisler Kitap Fuarı’na gelenlerin üstünü aradı
14:50 30 yıllık tutsağın tahliye hakkına engel
14:26 Mêrdîn'de sis etkisini arttırdı
14:08 Kriz Haberciliği Atölyesi’nin 2’ncisi başlıyor
13:39 38 kişinin öldüğü binanın müteahhitleri için ceza istemi
13:37 Roboski’de 3 kişi gözaltına alındı
13:35 Bakanın 'tutuklu gazeteci yok' söylemine yanıt: Koca bir yalan
13:34 Mêrdîn Cezaevi İzleme Komisyonu’ndan Meclis’in olağanüstü toplanması çağrısı
13:21 Leyla Zana’ya teklif götürüldüğü iddiasına yalanlama: Adaylar ön seçimle belirlenecek
12:56 Hespist köyü dünden bu yana ablukada
12:55 Avrupa Alevi Birlikleri Konfederasyonu’ndan DEM Parti’ye ziyaret
12:55 DEM Parti Riha’da kongreye gidiyor
12:24 ABD'nin Irak ve Suriye’deki üslerine Ekim'den bu yana 102 saldırı
12:21 Colemêrg’te kar yağışı
12:15 'Bir arada yaşamanın tek gerçekçi çözümü Demokratik Konfederalizm'
12:13 Amed, Sêrt, Êlih'te petrol için kamulaştırma kararı
11:09 Aileler ve avukatlar İmralı'ya gitmek için başvurdu
11:06 Kırıklar Cezaevi’ndeki tutsaklar: Abdullah Öcalan demokrasinin garantisidir
10:54 Emine Kara'nın ağabeyi: Katliamın aydınlatılmaması Fransa için bir utanç
10:01 KDP'nin alıkoyduğu gazeteciden 59 gündür haber alınamıyor
10:00 Tutsakların ‘Abdullah Öcalan’a özgürlük” eylemi 26’ncı gününde
09:45 Yeşilay Şube Başkanı uyuşturucudan tutuklandı
09:40 İzmir'de bir kadın katledildi
09:23 İmralı tecridinde CPT’nin Türkiye ile sessiz işbirliği
09:21 YNK’li Nêrweyî: Kerkük’te barış ortamını sağlayacağız
09:19 AKP’li belediye 48 adet taşınmazı daha satılığa çıkardı
09:17 Yazar Konak, Ekim ve Rojava devrimini karşılaştırdı: Aracın şoförü değişti
09:15 Toplumsal Sözleşme yeni yaşam modeline ön ayak olacak
09:14 Gazeteci Erdinç: Gayrinizami harbin bir kolu olarak suç örgütleriyle girilen ilişki devleti çürüttü
09:12 Helin Şen’i katleden polise verilen ceza İstinaf’a taşındı
09:11 73 yaşında Adalet Nöbeti’nde: Umutluyum, zafer bizim için yakındır
09:09 Mazlum Doğan’ın ablası: Eylemler önemli, yerimizde durmamalıyız
09:08 'Bakur' yönetmenlerinden Mavioğlu: Biz de bilirdik çiçek, böcek çekmeyi ama...
09:06 Katledilen Perwer’i anlattı: Sanatçılığından ziyade devrimciydi
09:05 İrmez: Şirnex’te 3 yılda ağaçların yüzde 8'i kesildi
09:03 Sallansa çadırda, sallanmazsa enkazdalar!
09:02 Topyekûn savaşa karşı Kürtlerin topyekûn direniş yılı
09:00 22 ARALIK 2023 GÜNDEMİ
08:37 Semsûr’da iki kardeş tutuklandı
21/12/2023
22:10 Hastane çalışanlarının yemeğinden paslı metal çıktı
21:57 Wan’da Yelda Gecesi’ne yoğun ilgi
21:45 Hatay'da 4,5 büyüklüğünde deprem
21:36 Kobanê Davası: Savcı neyi kanuna uygun yaptı?
21:07 DEM Parti Hezo Eşbaşkanı tutuklandı
21:00 Adalet Bakanı Tunç: İmralı Cezaevi’nde deprem hasarı oluşmadı
20:29 Adana’da rüşvet operasyonunda 5 tutuklama
20:18 506 hakim ve savcının yeri değişti
20:02 Prag'da bir üniversitede silahlı saldırı
19:33 HDK: Mereş Katliamı’nın hesabını sormaya devam edeceğiz