COLEMÊRG - Açlık grevindeki tutsakların durumunu yakından takip eden ÖHD, İHD ve DEM Parti, açlık grevindeki tutsakların uzun süreli hücre cezası da dâhil olmak üzere disiplin soruşturmalarına maruz bırakıldıklarını belirtti.
Özgürlük için Hukukçular Derneği (ÖHD), İnsan Hakları Derneği (İHD) Colemêrg şubeleri ve Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Gever ilçe örgütü, PKK Lideri Abdullah Öcalan’a yönelik ağırlaştırılmış tecrit politikaları ve cezaevlerindeki açlık grevlerine ilişkin basın açıklaması düzenledi.
DEM Parti Gever İlçe Örgütü binasında düzenlenen açıklamaya çok sayıda kişi katıldı.
GREV SONRASI TUTSAKLARLA YAPILAN GÖRÜŞME
Açıklamada konuşan ÖHD Colemêrg Şube Eşbaşkanı Cevahir Ağrali, tutsakların sağlık ve hapishane koşullarını yakından takip ettiklerini vurguladı. Birçok cezaevinde açlık grevinde olan tutsaklarla yapılan görüşmeleri aktaran Ağrali, “İdare tarafından açlık grevi için gerekli olan vitamin takviyeleri ve açlık grevi protokolüne uygun beslenme ihtiyaçlarının yeterince karşılanmadığı görüldü. Ayrıca tutsaklar hakkında disiplin soruşturmalarının başlatılarak 1 ay boyunca etkinliklerden yasaklama şeklinde ceza verildiği görüldü. Yetkililerin bu uygulamaları, kişileri yıldırmak ve eylemlerine son vermeleri için baskı yapmak amacıyla gerçekleştirdikleri gözlenmiştir. Ek sağlık sorunlarının ortaya çıkmasını engellemek amacıyla; açlık grevi eylemi gerçekleştiren mahpusların sağlık çalışanları tarafından onamlarına uygun olarak düzenli takip edilmesi, ihtiyaçları olan su, tuz, şeker ve B vitamininin sağlanması, kendilerine bakamayacak duruma geldiklerinde refakatçi imkânı sağlanması, tecrit altında tutulmamaları ve zor kullanmaktan kaçınılması gerekmektedir” dedi.
Çok sayıda politik tutsağın açlık grevine katılımlarından ötürü, sosyal ve kültürel etkinliklere katılma yasağı ve uzun süreli hücre cezası da dâhil olmak üzere disiplin soruşturmalarına maruz bırakıldığını belirten Ağrali, yetkililerin ifade özgürlüğü, uluslararası insan hakları hukuku ve standartlarını ihlal edecek şekilde zalimane, insanlık dışı ve küçültücü muamele ya da cezalandırmaların devreye koyduğunu vurguladı. Ağrali, yetkililerin söz konusu disiplin soruşturması uygulamasından vazgeçmeleri yönünde çağrıda bulundu.
'ÖCALAN'A UYGULANAN TECRİT ULUSLARARASI HUKUKA AYKIRIDIR'
Cezaevi yönetiminin politik tutsakların yaşam hakkı ve sağlık hakları başta olmak üzere tüm haklarının devletin sorumluluğunda olduğunu söyleyen Ağrali, “Asgari düzeyde alınması gereken maddelerin kısıtlanması durumunda, geçmiş yıllardaki açlık grevlerinde olduğu gibi, mahpusların vücut ve beyin fonksiyonlarında kalıcı hasarlara ve hatta ölümlere sebep olacaktır. Yine, İmralı hapishanesinde Abdullah Öcalan’a uygulanan tecrit iç hukuk normları ile uluslararası hukuk normlarına aykırıdır. Ayrımcılık karşıtı hak savunuculuğunun bir gereği olarak ceza infaz sisteminde her türlü ayrımcı uygulama derhal sonlandırılmalıdır. Kürt sorununun demokratik çözümü, toplumsal ayrışma üreten her soruna eşit-ortak yaşam temelinde yaklaşılması, ekonomik refah ve toplumsal adaleti hedefleyen bütünlüklü bir toplumsal barış projesinin bir an önce hayata geçirilmesi elzemdir” diye konuştu.
TALEPLER SIRALANDI
Ağrali, son olarak siyasal iktidarın ve yetkililerin ilgilileri görevlerini yerine getirmeye ve demokratik kamuoyunu cezaevlerinde devam eden süreli ve dönüşümlü açlık grevleri konusunda duyarlı olmaya çağırarak şu talepleri sıraladı:
"*Açlık grevinde bulunan mahpusların düzenli sağlık kontrollerinin yapılması ve TTB tarafından görevlendirilecek hekimlerin cezaevlerinde muayene yapmalarının sağlanması,
*Açlık grevine girmek suretiyle gösteri yapmak da dâhil olmak üzere tutuklu ve hükümlülerin ifade özgürlüğüne saygı gösterilmesi,
*Açlık grevinde bulunanların talepleri ile ilgili olarak Adalet Bakanlığının diyaloga geçmesi ve bu taleplerin konuşulması amacı ile başta milletvekilleri olmak üzere hak, hukuk ve sağlık örgütleri temsilcileri ile görüşmeler yapılması, bağımsız heyetlerin cezaevlerinde inceleme ve ziyaret yapmalarına izin verilmesi."