İZMİR - KHK ile ihraç edilen kamu emekçilerinin işe dönme talebiyle yaptığı oturma eyleminin 273'üncü haftasında, MEB Bakanı Yusuf Tekin'in tarikat ve cemaatlerle ilgili açıklamasına tepki gösterilerek, laik, demokratik ve anadilde eğitim mücadelesi çağrısı yapıldı.
Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK) İzmir Şubeler Platformu, Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile ihraç edilen kamu emekçilerinin işlerine iadesi talebiyle Karşıyaka Çarşıda düzenlediği oturma eylemine 273’üncü haftasında devam etti. "Eğitim sistemi protokoller üzerinden tarikat ve cemaatlere teslim edilemez" pankartı açılan açıklamada sık sık "Kurtuluş yok tek başına ya hep beraber ya hiçbirimiz", "Asla yalnız yürümeyeceksin", "Yaşasın örgütlü mücadelemiz" ve "Faşizme karşı omuz omuza" sloganları atıldı.
Açıklamada konuşan KESK İzmir Şubeler Platformu Dönem Sözcüsü Bülent Karakaş, haksızlığı anlatmaya meşru fiili mücadeleyi sürdürmeye devam edeceklerini vurguladı. Meclis'te devam eden 2024 bütçe görüşmelerinde Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, "Tarikat ve cemaatlerle protokol yapmaya devam edeceğiz" açıklamasına hatırlatan Karakaş, "Yıllardır eğitim sistemi üzerinden sürdürülen 'eğitimde dinselleşme' uygulamalarını bakanlık politikası olarak sürdüreceklerini itiraf etmiştir. Bakan Tekin'in eğitim sistemini yıllardır kuşatan dini tarikat ve cemaatleri, "sivil toplum örgütü" olarak tanımlaması dikkat çekicidir. Türkiye'de yaşanan yoğun dinselleşme, eğitim sürecinde dinsel sömürüye kaynaklık eden kimi pratik uygulama ve söylemlerin yaygınlaşması, son yıllarda eğitimin bütün kademelerinde yaşanan bir sorun olarak dikkat çekmektedir" dedi.
DİNCİ EĞİTİM
Okulların uzun süredir tek bir inancı ve tek bir mezhebi temsil eden zihniyetin kuralları ve uygulamaları ile karşı karşıya olduğunu belirten Karakaş, "MEB bir taraftan ÇEDES projesi ile okullarda 'manevi danışman' sıfatıyla imamları görevlendirirken diğer taraftan dini dernek ve cemaatlerle art arda protokoller imzalamaktadır. Biz Kesk olarak;DevIetin, inanç alanına girerek, şu ya da bu biçimde elindeki olanakları kullanıp,devleti belli bir dinin ya da bir mezhebin savunucusu ve destekçisi durumuna getirmek yönündeki girişimlerine karşın ve anadilinde eğitim mücadelesini yükseltmeye davet ediyoruz" diye belirtti.
EĞİTİMDE ŞİDDET
Antalya ve İstanbul'da öğretmenlere karşı şiddet uygulandığını aktaran Karakaş, öğretmenlere yönelik saldırıların bu kadar rahat gerçekleşmesinin eğitimin geldiği noktayı gözler önüne serdiğini dile getirdi. Şiddetin, iktidarın politikalarının doğal sonucu olduğuna dikkati çeken Karakaş, "İktidar bir an önce öğretmen ve diğer meslek gruplarının iş başında şiddete uğramaktan korumak için hukuki adımları atması gerekiyor!Ayrıca en önemlisi iktidar toplumsal barışı sağlamalı ve bunun için gerekeni yapması gerekiyor" diye konuştu.