MERSİN / HATAY - Üzerinden 45 yıl geçen Mereş Katliamı'nın yıl dönümünde yapılan anmalarda, "insanlığa karşı suç" olarak tanımlanan olayla ilgili devletten özür talep edildi.
Mereş'te yaşayan Aleviler, Kürtler ve solcuları hedef alan ve 19 Aralık 1978'de başlayıp, bir hafta süren katliama dair açıklamalar yapılıp, hayatını kaybedenler anıldı.
MERSİN
Demokratik Alevi Dernekleri (DAD) Mersin Şubesi, 45’inci yılında katliamda hayatını kaybedenler için anma etkinliği düzenledi.
Dernek binasında yapılan etkinliğine kentteki bazı sivil toplum örgütü temsilcilerinin yanı sıra katliamın tanıklarından Birgül Sarıkaya ve Hüseyin Bakır katıldı.
‘KATLİAMLAR BİZLERİ YOLUMUZDAN, İNANCIMIZDAN DÖNDÜREMEDİ’
Burada konuşan DAD Şube Eş Başkanı Hüsniye Çelik, Mereş Katliamı’nda 500’den fazla insanın öldürüldüğünü hatırlatarak bunun bir katliam olduğunu vurguladı. Devletin 12 Eylül askeri darbesine zemin hazırlamak için böyle bir katliam yaptığını söyleyen Çelik, Türkiye tarihinde Alevilere yönelik yapılan katliamların ve asimilasyon politikalarının Alevileri yolundan döndürmeyeceğini dile getirdi. Çelik, “Koçgiri, Çorum, Dersim, Gar, Suruç ve Sivas Katliamları bizleri yolumuzdan, inancımızdan döndürmedi. Bizler hak yolunda yürümeye devam ediyoruz. Bizler 72 millete aynı nazarla bakan bir inancın, kültürün evlatlarıyız. Her zaman halkların kardeşliğini savunduk ve savunmaya devam edeceğiz” dedi.
Ardından katliamın tanıkları, tanık oldukları olayları ve iktidarın bu katliam sonrası tutunduğu tavrı aktardı. Etkinlik lokma dağıtımının ardından son buldu.
HATAY
İnsan Hakları Dernepi (İHD) Hatay Şubesi de, katliamın 45’inci yılı dolayısıyla açıklama yaptı. Hazırlanan basın metini okuyan İHD MYK Üyesi Servet Üstün Akbaba, Mereş Katliamı'nda yaşamını yitirenleri anarak, "Katliam faillerinin yargı önüne çıkarılmasında da her zaman olduğu gibi cezasızlık yolu tercih edilmiştir" dedi.
Akbaba, iktidara ise şöyle seslendi: "Siyasal iktidara bir kez daha sesleniyoruz. Hakikat ve adalet için mutlaka bir komisyon kurulmalı ve böylece dünyada onlarca ülkede yapıldığı gibi Türkiye’de de gerçekler halka açıklanmalıdır. İnsan hakları savunucuları olarak hakikat ve adaletin sağlanmasında ısrarcıyız. Maraş Katliamı, insanlığa karşı işlenen bir suçtur. Maraş Katliamı başta olmak üzere tüm suçlar ile ilgili yaşayan faillerin yargı önüne çıkarılmasını ve hesap sorulmasını istiyoruz. Bütün bu suçlardan sorumlu olan devletin özür dileme ve gerçeği açığa çıkarma sorumluluğu olduğunu bir kez daha hatırlatıyoruz."