Yüksekdağ: Bu davanın savcısı da yargıcı da biziz, siz hesap vereceksiniz

img
ANKARA - Kobanê Davası'nda savunmasına başlayan HDP eski Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ, “Siz, bize sözümüzün hesabını soramazsınız. Bu davanın savcısı da yargıcı da bizleriz. Hesap vermesi gerekenler de sizlersiniz" dedi. 
 
Ankara'da 18’i tutuklu 108 siyasetçinin yargılandığı Kobanê Davası sürüyor. Sincan Cezaevi Kampüsü'nde Ankara 22'nci Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen duruşmayı bugün, Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Eş Genel Başkanları Tülay Hatimoğlulları ve Tuncer Bakırhan'ın yanı sıra çok sayıda siyasi parti ve sivil toplum örgütü temsilcisi izledi. 
 
Kimlik tespitinin ardından dosyaya eklenen evraklar okundu. Tutsak Halkların Demokratik Partisi (HDP) eski Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ, esasa dair savunmasına başladı. Mahkeme heyetine ve yargıya "siyasetin maskesi" nitelendirmesi yapan Yüksekdağ, "Bize karşı maskeli bir yargılama yapıyor siyasi iktidar. Yüzünü göstermeye cesaret edemiyor. Yüzünü gösterecek kadar kendisine güvenemiyor. Önceden de söyledim yine söylüyorum; yazık size, HSK onların elinde, bizim için kurulmuş özel bir mahkeme bu. Sıkıyönetim mahkemesinden, DGM’den farkı yok. Bizim için hazırlanmış heyete, ek heyet olarak yerleştirdiler” dedi.
 
‘GERÇEKLERİ SÖYLEMEYE GELDİM' 
 
İktidarın "siyasi hesaplaşma mücadelesini dürüstçe vermediğini" söyleyen Yüksekdağ, 7 yıldır “namert ve kirli bir savaşla yüz yüze olduklarını" ifade etti. “Dünya tarihinde ender görülen bir siyasi kırım ve soykırım operasyonla karşı karşıyayız” diyen Yüksekdağ, "Bugün bu Kobanê Kumpas Davası bu soykırımın parçasıdır. Bir dava adı verilen bu hukuk davasında hangi hukuk gerçekleştirildi? Hukukun gözünü kıra kıra bizi bu noktaya getirdiniz. Siyaset esnafları tarafından pazarlansın ve iktidar tarafından kullanılsın diye önceden yazılmış bir kararı okuyacaksınız. Bugün burada yüz yüze karşınızdayım ama emin olun ki sizin adaletinize güvendiğim için gelmedim buraya. Gözünüzün içine baka baka, yüzünüze bakarak gerçekleri söylemeye geldim. Ama karşımda bir yüz var mı o tartışmalı. Bize bu yıkımı ve zulmü yaşatanlar hala büyük bir arsızlıkla bu zulme devam ederek bu operasyonu sürdürüyor" dedi. 
 
'BU DAVADA YARGILAYAN BİZİZ' 
 
“Kobanê Davası bir insanlık davasıdır” diyen Yüksekdağ, tutsak siyasetçiler hakkında 38 kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istendiğini hatırlattı. Yüksekdağ,  "O davanın savcısı da heyeti de hakimi de bizleriz, kadınlardır, gençlerdir, Alevilerdir, ezilen tüm halklardır, inançlardır, emekçilerdir. Bu insanlık davasının yargılayanları, yargıçları bizleriz. Kobanê Davası’nın, hak ve halk davasının gereğini yapmak için bugüne kadar nasıl mücadele ettiysek, bundan sonra da mücadeleye, hesap sormaya ve yargılamaya devam edeceğiz” diye konuştu. 
 
‘YARGI ŞİDDET MEKANİZMASINA DÖNÜŞMÜŞTÜR’
 
AKP iktidarının yargıyı bir aparat olarak kullandığına dikkat çeken Yüksekdağ, “Yargı kurumları kimi isterse terörist ilan ediyor, tutukluyor, hapse atıyor. Tam anlamıyla bir şiddet mekanizmasına dönüşmüştür. Şiddet bir meşru müdafaanın ürünü değilse, çok rezalet ve karanlık bir kuyudur. Seni çeker, herhangi bir kurumu da şiddet aracı olarak kullanıyorsanız sizi çeker ve karanlık bir girdaba döner. Bugün yargının hali budur, şizofrenik bir mekanizmaya dönüşmüştür. Hukuk denilen kavramı size anlatmama gerek yok, kaç yıl okudunuz. Hukuk, içinin boşaltıldığı bir yapıya dönüştürüldü. Bunları çıkardığınız zaman geriye sadece çıplak bir şiddet kalır. Mahkemeler kuruluyor, siyasi iktidar talimat veriyor, savcılar jet hızıyla tutuklama kararı çıkarıyor. Ağır cezalar ve kesin hüküm vermekte birbiriyle yarışıyor. Özellikte toplumsal muhalefete böyle bir şiddet mekanizması olmuştur. Bir iktidar merkezi ve şiddet organı haline dönmüştür. Bu şiddet organı içinde her türlü pislik dönmeye başlar ve birbirine karşı çekilen silahlara dönüşür” ifadelerini kullandı.
 
'HUKUK KATLEDİLİYOR'
 
Yüksekdağ, şunları söyledi: "Yargı şuan tam bir kıyım mekanizması. Hukuk katlediyor, insanların adalete olan inancını katlediyor ve yine kendi içinde bir yarışa giriyor. Heyet başkanın bir suç şebekesinin üyesi çıkması buna örnektir. Resmen kara mizah gibi. Ne pislik yapmak istiyorsanız dolandırıcılık için bile “ben MİT’e çalışıyorum’ diyor. Gerçek anlamda bakanla bir fotoğraf çektiğinde bir ayrıcalığa ulaşıyor. Devlet kurumları doğrudan bir çete yapılanmasının içine geçmiştir. 90’lı yıllardaki Susurluk süreci budur. Gerçek çok keskindi, devletin mafyalaştığı gerçeği önümüzdeydi. Birisine ceza mı vermek istiyorsun; basıyorsun parayı veriyorsun. Yargı böyle işliyor. FETÖ borsası deniliyordu. FETÖ’cülerin nasıl bölündüğünü ve FETÖ borsasında nasıl tahliye satın aldığını iktidar temsilcileri söyledi, biz söylemedik. Borsa diye adlandırılan çarklar kuruldu. Savcılar bugün sırf kendi çıkarları için, otopark için avukatları dövdürüyor. Şimdi bu koşullar içinde yargıya güven nasıl olacak?”
 
'5 BİN 267 SAYFADA DAİŞ YOK'
 
5 bin 267 sayfalık mütalaada DAİŞ isminin tek bir yerde dahi geçmediğini söyleyen Yüksekdağ, Türkiye’de son birkaç yıl öncesine kadar da “hatırı sayılır” bir DAİŞ yargılamasının yapılmadığını ifade etti. Yakalanan DAİŞ üyelerinin savcılıklar ya da mahkemeler tarafından serbest bırakıldığını hatırlatan Yüksekdağ, "Mahkeme tarafından kazara tutuklansa bile tez zamanda tahliye ediliyor, beraat ettiriliyor. İstihbarat birimleri tarafından bilinen DAİŞ’liler yakalanıyorlar, gözaltına alınıyorlar, çeşitli biçimlerde ya savcılık aşamasında ya mahkeme aşamasında salıveriliyorlar. Bu zamana kadar siyasi iktidar IŞİD’e nasıl davrandıysa, siyasi iktidarın güdümündeki yargı mekanizması da IŞİD’e öyle davrandı. Yargı mekanizması doğrudan siyasi iktidarın güdümünde tavrını planlıyor. Siyasi iktidar uzun yıllar IŞİD’i korudu ve kolladı. IŞİD doğrudan iktidarın kanatları altında palazlandı, Kobanê saldırısını da Türkiye sınırları içinde gerçekleştirdiği saldırıları da iktidarın çeşitli birimlerinin gözetimi altında gerçekleştirdi. Bu gözetim sırasında tek bir IŞİD’li sanık yargılanmadı. 2017 yılına kadar Türkiye, Uluslararası Koalisyona girene kadar IŞİD’i terör örgütü olarak görmüyordu. El Nusra’yı hala görmüyor ve ona bağlı kurumları hala görmüyor. Nasıl bir saflaştırma var? Eğer toplumu çürüten suçları işlemişsem, uyuşturucu kaçakçılığı, insan ticareti, kadın cinayeti, işkence suçları işleniyorsa, yargı mekanizması ve siyasi iktidar tarafından açık biçimde kollanıyor” diye belirtti.
 
KADIN CİNAYETLERİ
 
Yargıdaki cezasızlık politikasının sadece DAİŞ üyeleriyle sınırlı olmadığını dile getiren Yüksekdağ, kadın katillerinin de cezasızlıkla ödüllendirildiğini ifade etti. Yüksekdağ, "Bu memlekette kadına yönelik şiddet suç değil zaten; İstanbul Sözleşmesi iptal edildi, 6284 sayılı yasa tehdit altında. Onu da siyasi iktidar ortaklarına pazarlık, anlaşma ikramı olarak kullanma niyetinde. Kadına yönelik şiddet, kadın cinayeti işlemek bu memlekette caydırıcı cezalara karşı karşıya kalmıyor. İnfaz düzenlemesinde kadına suç işleyen erkekler açık cezaevinden çıkıp yarım bıraktığı işi tamamladı. Böyle dehşet olayları yaratan, dehşet örgüsünü yaratan siyasi iktidarın zihniyetidir, o zihniyet paralelinde dizilmiş ve örgütlenmiş doğrudan iktidarın uzantısına dönüşmüş yargı mekanizmasıdır” diye konuştu. 
 
'SANIK OLMASI GEREKENLER SERBEST BIRAKILDI'
 
"Halk adına siyaset yaptığımız için yargılanıyoruz" vurgusu yapan Yüksekdağ, iddianamede azmettirici olarak yer aldıklarını söyledi. Yüksekdağ, iddia edilen suçların faillerinin ise yargılanmadığına işaret ederek, "Çünkü Tayyip oradan çıkıp ‘benim 41 Kürt kardeşimin katilleridir bunlar’ dediği için yapılmadı, yargılanmadı. Başka katillerin bulunması gerekiyordu. Siyasi iktidarın ve iktidarın başındaki şahsın işine gelen buydu. Siyasi hasmını, rakibini devre dışı bırakmak için kirli savaş yöntemlerine başvurmaktı en iyi yol. Bu davada sanık olması gereken Hizbullahçılar, Cumhurbaşkanı affıyla ya yeniden yargılama kararlarıyla birer birer serbest bırakıldı. Doğrudan cinayetten, katliamdan suçlu bulunmuş ve ceza almış insanlardı bunlar. Yapmak istersen kılıf bol, kirli kılıflar çok, kılıfına uydurup serbest bırakıldı, tahliye edildi” dedi.
 
'DOSYADAKİ MÜŞTEKİLER YARGILANMALI' 
 
Dosyadaki kimi müştekilerin cinayet suçundan yargılanmaları gerektiğini dile getiren Yüksekdağ, "Bizim onlara hesap sormamız gerekiyor” dedi. Dosyada müşteki olarak yer alan ve cinayet zanlısı olmasına rağmen serbest bırakılan bir korucuyu örnek veren Yüksekdağ, "Kobanê halkına sahip çıkan, katledilen insanlar hakkında yürütülmüş ceza davaları yok bugün. Bu koşullar içinde bu dosyayla bu gerçeklikle muhatap oluyoruz. Öyle bir manipülasyon ve provokasyon mekanizması işliyor ki başladığı yerde durmadı. Bu yargılama da Kobanê manipülasyonunun devamıdır. Kobanê’nin provoke edilmesi, bizlere karşı işlenmiş bir suçtu. Bugün 9 yıl öncesi olaylardan yola çıkarak bu davaların açılması, cezaların istenmesi, manipülasyon ve provokasyonun devamıdır" diye kaydetti. 
 
‘TOPLUMUN TUTACAK DALI KALMADI'
 
Yüksekdağ, şöyle devam etti: "O kadar içinden çıkılmaz duruma geldik ki; yozlaşma sorunundan bahsediliyor. En çok bahseden de siyasi iktidardır. Bu yozlaşmanın sebebinin kendileri olduğu gerçeğini örtmek için yine sağda solda sorun ve müsebbip aramaya çalışıyorlar. Sağa sola çamur atmaya çalışıyorlar. Siyasetin bu kadar çürüdüğü yerde yozlaşmanın olmaması düşünülemez. Savaşın bu kadar arttığı, insanların bu kadar yoksullaştığı koşullarda yozlaşmanın gelişmemesi düşünülemez. İnsanlar çok büyük bir çaresizlikle yüz yüze. Bize karşı savaşın bedelini tüm Türkiye halkları ödedi. Milliyetçi hareketle, ‘teröristler ile savaşıyoruz’ yalanlarıyla toplumu kutuplaştırdılar. Bir kesimi bize karşı hale getirdiler. Bu toplumun bütün haklarını elinden aldılar. Bu toplumun tutacak dalı kalmadı. Yoksulluk almış başını gidiyor. Bu memlekette yapılan en büyük yatırım savaş yatırımı ise, yoksulluğun gelişmemesi düşünülemez ki. Bizlere karşı sergilenen siyasi tasfiye operasyonunun doğal ve kaçınılmaz sonuçlarından biri yaşanıyor. Toplum ekonomik olarak, değerler yapısı olarak dibe vuruyor. Bununla birlikte yozlaşma, bıkkınlık, sosyal dinamiklerini yitirme durumu yaşanıyor. Bu zamana kadar sergilenen baskı ve şiddet politikasının, korku yayma politikasının sonucu toplumun damarlarının kesilmesidir.
 
HİÇKİMSE BİZE SÖZÜMÜZÜN HESABINI SORAMAZ
 
Türkiye toplumu savaş politikaları ve açlıkla terbiye ediliyor. Bugün Türkiye toplumunda çok önemli bir kesim işsiz kalmamak için, o kadar büyük saygısız hakaretlere maruz kalıyor ki bu bir toplumun onursuzlaştırılmasıdır. Bugün bir kadının yaşamını idame etmesi için hakaretleri kabul etmek zorunda kalması büyük bir saldırıdır. Böyle psikolojik bir şiddetle karşı karşıyayız.
 
Yargının içinde bulunduğu bu toplam tabloda gerçek bir hukuk ve adaletten bahsetmek imkansızdır. Biraz hak mücadelemizden bahsedeceğim; Kobanê bir halk ve hak davasıdır. Halkların bir direniş davasıdır. Dayanışmanın tel örgüler ve sınırlarla bitmeyeceği sanılan bir kardeşlik davasıdır. Bu davanın savcısı da yargıcı da bizleriz. Hesap vermesi gerekenler de sizlersiniz. Bizler hesap verenler değil, hesap soranlar olabiliriz ancak. Bizim alacağımız çok. Bizler, ezilenlere yasak sayılan hakları kazanacağız ve alacağız. Hayatta her şey sözle başlar, bazen kutsal kitaplar ‘oku’ der, bazen ‘konuş’ der. Tüm kutsal kitaplar doğru sözü hak sözü iletmek için aracılar kılar. Tarihten bu yana herkes doğru söz arayışındadır. Bizler de bu tarihten ve gelenekten gelen insanlarız. 
 
Geçmiş sadece geçmiş değil, birikimdir. Tüm hak mücadelesini geçmişten gelenlerle birleştiririz. Yeter ki adalet, özgürlük ve ezilen halklar için kurulan sözler olsun. Eğer insan düşünen bir varlıksa düşündüklerini ifade etme hakkını da sahiptir. Söz hakkı en temel ve bu evrenin en öncelikli hakkıdır. Siz bize sözümüzün hesabını soramazsınız. Sadece siz değil, hiç kimse soramaz, hiç bir kral, hiçbir iktidar soramaz. Biz söz hakkını sizden değil, insanların tarih boyunca verdiği mücadele ve birikimden aldık. Bu söz hakkı nice kıyım ve mücadele sonucu ortaya çıkmıştır. Biz sözümüzün gereği için kurmak istediğimiz yaşamı savunduğumuz için size hesap vermeyiz.
 
ASLA SÖZÜMÜZE İHANET ETMEDİK
 
Biz sözümüzün niteliğini ve içeriğini hiçbir zaman bozmadık, yitirmedik. Sözümüze ihanet etmedik. Bugün bize bu mahkeme 'sözünüze ihanet edin' diyor, çok beklersiniz. Daha çok bekleyeceksiniz. Biz sözümüze sadık kaldık. Bundan sonra da sözümü saptıracak ve çarptıracak bir zihniyette olmadığımızı onlar da çok iyi biliyor. Bugün bu halk da çok büyük bir saldırıyla karşı karşıya. Dün HDP’ydi, bugün DEM Parti. Devam ediyoruz ama çok ağır bedeller karşısında bunlar gerçekleşiyor. DEM Parti hiçbir zaman siyasi olarak özgürce örgütlenme alanına sahip olmadı.
 
ATEŞ ALTINDA ÇALIŞMA YÜRÜTTÜK
 
HDP tarihi ders kitaplarında konu olur, bölüm olur. Böyle bir imkansızı nasıl başardığı ders olarak okutulması gerekir. Yarın öbür gün belki geç olacak. 7 Haziran seçimlerinde 6 buçuk milyon insan oy verdi ve biz hiçbir zaman örgütlenme hakkına sahip olarak başaramadık bunu. Ateş altında örgütlenme çalışması yürüttük. Saldırı, kurşun yağmuru, gaz bombaları altında siyasi parti faaliyeti yürüttük." 
 
Örgütlenme haklarının güvence altında olmadığını ifade eden Yüksekdağ, Yargıtay’ın Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi’nin kısa ismine dönük aldığı karara atıfta bulundu. Yüksekdağ, şunları söyledi: "Bu dahi örgütlenme özgürlüğüne dönük darbenin kesintisiz devam ettiğini gösteriyor. Sadece DEM Parti’nin siyasi tüzüğüne yönelik olarak değil, alanlarda, sokaklarda yerleşim alanlarında sürdürülmesine karşı da yoğun saldırılar gerçekleştiriliyor. Bunların her biri bizim sözümüzün ve sözümüzün gereği olan düşüncemizin, hareketimizin, örgütlenmemizin ne kadar değerli ve ne kadar her koşulda savunulması gereken bir gerçek, hakikat olduğunu gösterir."
 
Duruşma, verilen aranın ardından devam edecek.

Diğer başlıklar

21/12/2023
20:02 Prag'da bir üniversitede silahlı saldırı
19:33 HDK: Mereş Katliamı’nın hesabını sormaya devam edeceğiz
19:14 TTB Başkanı Sağkan’dan darp edilen avukat Akbay’a ziyaret
19:01 Amed’te bir okulda gıda zehirlenmesi
18:33 Öztürk: Sayın Öcalan’a yönelik tecritle birlikte Türkiye de tecrit edildi
18:18 Şakran Kadın Cezaevi'nden tecride karşı mücadele çağrısı
18:13 Ablukaya alınan Hespist köyüne giriş-çıkışlar yasak
18:00 Bozan’dan cami satan kayyıma tepki: Şeytanın aklına gelmez
17:44 KDP’ye 8 sandıktan yalnızca 2 oy çıktı
17:39 Nisêbîn’de Kürt liderlerinin fotoğrafları asıldı
17:30 ABD’nin Eyn Esad üssüne saldırı
17:27 Oluç: Abdullah Öcalan Kürt halkının değeridir
17:10 Uysal’dan Adalet Bakanlığı’na: Abdullah Öcalan’ın fikirlerine ses verin, tecridi bitirin
16:49 DTSO: DBB’nin OSB’deki hissesinin devredilmesi kabul edilemez
16:48 ÇED süreci başlatılan granit ocağı halka sorulacak
16:10 KESK Meclis önünde 2024 bütçesini protesto etti
16:03 Mezopotamya Kitap Fuarını 5 günde 237 bin kişi ziyaret etti
15:42 'Açlık grevindeki tutsaklar disiplin soruşturmalarına maruz bırakılıyor'
15:32 Can’ın Arkadaşları: AYM kararı uygulansın
15:29 Adalet Nöbeti’nden birlikte mücadele çağrısı
15:27 Menemen Cezaevi'nde 7 tutsağın görüşçüsüne yasak
15:25 Korucubaşından 10 yaşındaki çocuğa şiddet: Dişleri kırıldı
15:18 RES'i protesto eden köylüler: Telafisi zor zararlara neden olur
15:10 Merkez Bankası bir kez daha faiz arttırdı
15:08 ‘Çözüm çok net, Öcalan’ın dışarıya ve içeriye seslenmesi gerekiyor’
14:49 DİAYDER davası ertelendi
14:46 PTT'de emekli dağıtımcılar taşeron işçi olarak çalıştırılacak
13:58 Almanya 10 ayda 13 bin 512 kişiyi sınır dışı etti
13:48 Aydeniz: Meclis tecride karşı inisiyatif almalı
13:45 11 kentte kuvvetli yağış bekleniyor
13:43 'Kürt halkının değerlerine saldırıları kabul etmiyoruz'
13:19 AYM'den Can Atalay için ikinci kez ihlal kararı
13:06 WHO: Kovid'in yeni varyantı hızla yayılıyor
11:52 İYİ Parti’den bir vekil daha istifa etti
11:38 Tarımsal girdi fiyatları yüzde 40 arttı
10:19 KDP'nin alıkoyduğu gazeteciden 58 gündür haber yok
10:11 THY 11 seferini iptal etti
09:58 Eren Keskin'den İçişleri Bakanı'na: Soylu, Ağar ve Akşener’in yöntemlerini kullanma
09:53 Tutsaklar 25 gündür açlık grevinde
09:48 İran'da kadınlara dönük yargı baskısı artıyor: 'Mobil mahkemeler' kurulacak
09:38 Yoksulluk derinleşiyor: Ucuz ürün için market market geziyoruz
09:28 İş Güvenliği Uzmanı Salaz: Cinayetler tedbir alınarak önlenebilir
09:22 Sivil toplum örgütü temsilcileri: Tutsakların talepleri karşılanmalı
09:20 Hastanede başlattığı 'özgürlük' talepli eylemini hücrede sürdürüyor
09:19 'Vejînek Ciwan' kongresine çağrı: Örgütlü bir yaşam inşa edelim
09:13 Depremzede Romanlar 11 aydır çadırda
09:12 Tutsaklarla görüşen avukatlar: Özgürlük ve çözüm istiyorlar
09:07 Kadınlar 2023’te 'özgürlük' dedi
09:05 AKP hangi il ve ilçelere 'seçmen' taşıyor?
09:00 21 ARALIK 2023 GÜNDEMİ
08:56 MSD'nin yeni eşbaşkanları belli oldu
20/12/2023
23:51 AB, tepki çeken yeni sığınma ve göç anlaşmasını kabul etti
20:09 İsrail, Refah ve Han Yunus’a saldırdı: 42 kişi hayatını kaybetti
20:00 Çin’deki depremde 131 kişi yaşamını yitirdi
19:55 Bafra T Tipi Cezaevi müdüründen tutsaklara keyfi uygulama
19:47 Polis saldırısına tepki: Ne direniş kırılacak ne nöbetimiz bitirilecek
19:24 AP Türkiye Raportörü Amor’dan DEM Parti’ye ziyaret
19:10 İzmir'de Mereş Katliamı anması
19:04 KHK eyleminde MEB bakanına 'tarikat' tepkisi
18:57 Suruç Katliamı 101’inci ayında: Dava hukuksuzca yürütülüyor
18:49 AFAD’tan 6 il için turuncu kodlu uyarı
18:03 Cenevre’de Abdullah Öcalan için eylem: Özgürlük çağrısına kulak verin
17:28 Engellemeye rağmen Adalet Nöbeti'ne katıldılar
17:03 Amedspor kırmızı kart gördüğü maçı kazandı
16:57 Bursasporlu oyuncular, Diyarbekirsporlu oyunculara saldırdı
16:56 ILO’ya Özak Tekstil işçileri için çağrı
16:54 Kendilerini istihbarat elemanı olarak tanıtıp muhbirlik teklif ettiler
16:40 İzmir'de 3 sözleşmeli öğretmen için 'sürgün' kararı
16:38 DEM Parti Eş Genel Başkanları: Vicdansızlar ensenizde olacağız
16:14 Gergerlioğlu: Uluslararası sermaye Türkiye’yi ciddiye almadı
16:02 Sanıkları yüzlerini görmeden teşhis etti
15:46 Sanatçı Ferhat Tunç’un davasında emniyetten yazı istenecek
15:24 Sanatçılardan Milli Eğitim Bakanı Tekin'in görevden alınması için çağrı
15:19 Yeni Yaşam Gazetesi’ne sansür Meclis Başkanına soruldu
15:00 Adalet Nöbetlerine ziyaretçi akını: Tecrit, toplumsal barışın önünde engel
14:32 Riha’da 2 kardeş gözaltına alındı
14:32 Emine Şenyaşar’a para cezası
13:56 'Adalet Bakanlığı açlık grevleri için harekete geçsin’
13:40 Tutsaklardan 'Çave Cûdî' şarkısı
13:39 Açlık grevlerine dair yetkilere sorumluluklarını hatırlattılar
13:14 STÖ’lerden Amedspor’a: Her zaman seni destekleyeceğiz
12:55 Tutsak yakınlarından İmralı'ya mektup ve kart gönderme kampanyası
12:31 Adana'da kadın ve gençlere başvuru daveti
12:25 'ÇEDES Projesi' kapsamında öğrencilere mezarlık temizletildi
12:15 DEM Parti: Türkiye geçmişindeki utançlarla yüzleşmeden demokratikleşemez
12:10 DEM Parti tek tek adresleri açıkladı: Polis ve askerler gezici seçmen yapıldı
11:39 Çin'de depremzedeler soğuğa karşı yaşam mücadelesi veriyor
11:19 Temelli: Krizlerin nedeni tecrit ve Kürt sorunundaki çözümsüzlüktür
11:02 Gün cinayeti: Emekli korucu tutuklandı, 3 isim 9 gündür yakalanmadı
10:32 Gazeteci Özdemir: AKP-MHP siyaseti Kerkük’te yenilgiye uğradı
10:01 Ağır hasta tutsak Tursun’un infazı 3’üncü kez ertelendi
09:47 Kayyım imzalı usulsüzlük
09:45 KDP’nin alıkoyduğu gazetecinin akıbeti 57 gündür bilinmiyor
09:44 Cezaevlerindeki 'Abdullah Öcalan’a özgürlük' eylemi 24’üncü gününde
09:41 Afyon'da 3'ü kadın 4 kişi katledildi
09:17 Ekonomist Önder: Asgari ücret artışı zamlar karşısında eriyecek
09:12 2023 yılına Abdullah Öcalan’a özgürlük talebi damga vurdu
09:08 6 çocuğun öldüğü yangında müftü ‘asli kusurlu’ bulundu
09:05 Asker baskınında hayatını kaybedenlerin aileleri icraya verildi
09:04 Kongreye hazırlanan gençler: Kurtuluş örgütlenmede
09:03 Amed'te hem fuara hem Kürtçeye ilgi yoğun
09:01 Tanık oldukları katliama karşı öfkeleri 45 yıldır dinmedi
09:00 20 ARALIK 2023 GÜNDEMİ
08:50 32 ilde oy kullanma saatleri değişti
08:27 Balıkesir'de deprem
19/12/2023
23:56 Halep’in kuzeyinde Türkiye’ye bağlı gruplar arasında çatışma
23:25 DTÖ, Türkiye karşısında ABD’yi haklı buldu
22:36 DEM Parti Eş Genel Başkanları: Kerkük halklarının iradesi Ortadoğu’ya umut oldu
22:11 Tahliyesi ertelenen tutsağa meme kanseri teşhisi konuldu
21:01 ‘Ülkenin her karış toprağı müteahhitler çetesinin eline geçiyor’
20:33 Sokak hayvanları için oturma eylemi
20:10 Mêrdîn Barosu: Süryanice konuşmaya müdahale edilmesi kabul edilemez
20:01 Kerkük il meclisi seçimlerinde YNK birinci parti
19:03 Nergis Muhammedi duruşmaya çıkmayı reddetti
18:56 Birdal: Savaşın ilacı barıştır
18:21 ÖHD: Müvekkilimiz İmrak ölümle tehdit edildi
18:13 İsrail ve Hamas’tan peş peşe açıklama
17:44 DEM Parti Milletvekilleri: Bab’ta Efrin’de açtığınız gençlik merkezlerinde ne yapıyorsunuz?
17:35 Kobanê Davası: Çözüm sürecinin resmi muhatabı Sayın Öcalan tanık olarak dinlenmeli
17:17 78’liler Girişimi Sözcüsü Celalettin Can tahliye edildi
17:11 AYM Başkanı Arslan: Uzaktan kumandalı yargı da yargıç da olmaz
17:02 Wan Gölü sahilinde kaçak yapı protestosu
16:38 Foça'da 'Ekoköy' adı altında rant projesine tepki
16:29 Eski hastane binasında yangın çıktı
16:20 Taybet Ana vurulduğu yerde anıldı: İnkar ettiğiniz Kürtler bugün her yerde
16:09 Yüksekdağ: Kürtlerin davasına sahip çıkmak bize Denizlerin vasiyetidir
15:04 ‘Talebimiz kabul edilene kadar nöbeti sürdüreceğiz’
14:36 Mereş Katliamı için devletten özür talep ettiler
14:18 Sağlık emekçileri ödeme yapılmazsa iş bırakacak
14:17 Kürkçüler Cezaevi'nde hasta tutsakların tedavi hakkı engelleniyor
14:01 '19 Aralık’ı unuttuk sanılmasın!'
13:59 Gazeteci Kaya’nın duruşması ertelendi
13:32 Tecavüz faili korucuya 24 yıl hapis cezası
13:11 İSİG: 10 yılda 364 tekstil işçisi yaşamını yitirdi
12:58 Yüksekdağ: Bu davanın savcısı da yargıcı da biziz, siz hesap vereceksiniz
12:52 Seçimlere katılım oranı Kerkük’te yüzde 65'i buldu
12:50 Avukatlardan İmralı’ya gitmek için başvuru
12:07 DEM Parti’den ‘19 Aralık’ mesajı: Tecrit sistemi yeni bir boyut kazandı
11:33 DEM Parti batıda aday çıkarılacak 27 ilçeyi açıkladı
10:11 Halide Türkoğlu: Kobanê Davasını kabul edenler insanlığa karşı suç işledi
10:09 Bölge kentlerindeki intiharların nedenleri: Bilinçli yoksullaştırma, gözetim ve kontrol pratikleri
09:52 Gazeteci Süleyman Ahmet’ten 56 gündür haber alınamıyor
09:48 'Abdullah Öcalan’a özgürlük' talepli açlık grevi 23’üncü gününde
09:29 Prof. Dr. Biçer: Uzun süreli tecrit işkencedir
09:22 Botanlı kadınlar: Hepimizin ses çıkartması ve direnmesi gerekir
09:21 Amed'te petrol için 'acele kamulaştırma' kararı: Yeraltı suları tehlikede
09:19 Kayyım AKP çalışmalarında!
09:16 Karadeniz'de talan sürüyor: 8 günde 25 ÇED duyurusu
09:13 Gençlik kongresinin gündemi tecrit ve özel savaş politikaları olacak
09:12 Ayşe Gökkan: Nerede olursam olayım mücadeleme devam edeceğim