HABER MERKEZİ - Kocaeli'nde konuşan DEM Parti Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları, partilerinin halen kilit parti olduğunu vurgulayarak, "Kent Uzlaşısı stratejisini en güçlü şekilde batıda hayata geçireceğiz" dedi.
Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti), Kocaeli'nden kongreye gitti. Çok sayıda kişinin yanı sıra Eş Genel Başkan Tülay Hatimoğulları da kongreye katıldı. Kongre divanı üyelerinin seçiminin ardından konuşan Eş Genel Başkan Hatimoğulları, katılımcıları Kürtçe selamladı.
Kocaeli'nde parti çalışmalarında yer alanlara teşekkür eden Hatimoğulları, Denizli Acıpayam ilçesinde krom maden göçüğü altında kalan emekçileri andı. Hatimoğulları, "Buradan kaybettiğimiz emekçilerimizin ailelerine başsağlığı dileklerimi iletiyorum. Ne yazık ki işçilerin katledildiği bir ülkede yaşamak zorunda kalmanın utancını yaşıyoruz. Soma dün gibi akıllarımızda. Maden göçüklerinde yaşamını yitiren işçiler dün gibi akıllarımızda ve hala böyle güvenliksiz iş ortamlarında yaşamını kaybeden işçi ve emekçi kardeşlerimiz var. Buradan kendilerini saygıyla anıyorum. Esasen emek mücadelesinin ne kadar önemli olduğunu bir kez daha vurgulamak isterim" dedi.
'EKMEK KAVGASI KAZANACAK'
Kocaeli'nin bir işçi havzası olduğuna dikkati çeken Hatimoğulları, "Burada insanlar ne yazık ki asgari ücrete mahkum edilmiş durumdadır. Biz buna DEM Parti olarak Meclis’te bütçe görüşmeleri devam ederken işçinin, emekçinin durumunun iyileştirilmesi için, asgari ücretin yoksulluk sınırına çekilmesi için parlamentoda da alanlarda da mücadele ediyoruz. Her yerde işçi ve emekçi kardeşlerimizle birlikte mücadele ediyoruz. Sözümüz olsun ki emek kazanacak, alın teri kazanacak, ekmek kavgası kazanacak bu ülkede" şeklinde konuştu.
FİLİSTİN İÇİN ÇAĞRI
Hatimoğulları, İsrail'in Filistin'e yönelik saldırılarına işaret ederek, "Mazlum Filistin halkının yanındayız dedik. Mazlum Filistin halkı şu anda yalnızlığa terk edilmiş durumdadır. Onu en iyi biz anlayabiliriz. Çünkü biz Rojava'da, Efrîn'de bugün Gazze’de yaşananların aynısını Kürt halkının yaşadığını biliyoruz. Biz yine İsrail’deki işgalin ne anlama geldiğini biliyoruz. Çünkü Rojava, Kuzey ve Doğu Suriye topraklarında Kürt halkının orada nasıl katledildiğini, Türkiye’den kalkan İHA ve SİHA’larla oradaki siyasi öznelerin, demokratik mücadele veren öznelerin nasıl katledildiğini çok iyi biliyoruz. Bugün Rojava’da Kürt halkı statü elde etmesin diye mevcut iktidarın Kürt düşmanı politikalarını çok iyi biliyoruz. Bunu dün de teşhir ettik ve karşısında mücadele ettik, bugün de teşhir ediyor ve karşısında mücadele ediyoruz. Mazlum Filistin halkı için timsah gözyaşı döken AKP iktidarına hatırlatıyoruz; siz iktidarsınız, yetki elinizde, yürütme elinizde. Eğer gerçekten Mazlum Filistin halkının yanındaysanız, öncelikle bütün insani ve ticari anlaşmalardan vazgeçin diyoruz. Bunları feshedin. Eğer siz Filistin sorununda garantör olmak istiyorsanız başta Türkiye olmak üzere Suriye’de ve dört parça Kürdistan’da Kürt sorununun barışçıl ve demokratik çözümünün önünü açarsınız. Bugün kendi topraklarınızda Kürde her türlü katliamı, her türlü baskıyı reva görürken Filistin halkının yanında olamazsınız, bu gerçek bir duygu ve düşünce değildir" ifadelerini kullandı.
'ADALET NÖBETİ TUTAN AİLELERİN YANINDAYIZ'
Hatimoğulları, İmralı tecridine de değindi. Hatimoğulları, konuşmasının devamında şunları söyledi: "İmralı’da devam eden ağırlaştırılmış tecridin ortadan kaldırılması için ve Sayın Öcalan’ın fiziki özgürlüğüne kavuşması için şu an 106 cezaevinde açlık grevi var. Dönüşümlü başlayan açlık grevlerine destek mahiyetinde dışarda aileler de adalet nöbetinde. Bizler buradan bir kez daha haykırıyoruz. Tecrit derhal kaldırılsın ve bu mücadeleyi yürütenlere analarımıza, adalet nöbetine buradan selamlarımızı iletiyoruz. Yanınızdayız. Sizinle beraberiz.
TÜM HAKARETLERİ BAHÇELİ'YE İADE EDİYORUZ
Bizler, cumhuriyetin ikinci yüzyılında ve aynı zamanda dünya 21’inci yüzyılı yaşarken hala bu tür konuları konuşuyor olmanın aslında acısını çekiyoruz. Eğer AİHM kararları bu ülkede uygulansaydı, Kürt düşmanlığından devrimcilere, demokratlara ve sosyalistlere olan düşmanlıktan vazgeçmeyi başarabilselerdi Kobanê Kumpas Davası'nda yargılanan arkadaşlarımız Sebahat Tuncel, Figen Yüksekdağ, Selahattin Demirtaş ve bütün arkadaşlarımız zaten şu anda içeride olmayacaktı. Bakın Bahçeli dünkü konuşmasında, DEM partiyi vurmaya çalışıyor. Gece rüyalarına giriyoruz Bahçeli’nin. Çünkü her gün her konuşmasında bir çift laf etmeden uyuyamıyor. Bağımlımız olmuş, demiş ki 'DEM Parti, teröre hizmet ediyor yok olması gerekir. AYM için bile kapatılması gereken bir mahkeme' diye konuşan bir insanın bizimle ilgili bu söylediklerini ciddiye almadığımızı ifade ediyorum. Şunu bilmeli ki Bahçeli bu ülkede Kürt düşmanlığı yaparak, Kürt dilini tanımayarak, başka dilleri yan dil olarak görmeye kalkışarak bu ülkeye en büyük düşmanlığı yapan, en büyük nifak tohumları eken, en büyük ayrıştırıcı, kutuplaştırıcı, kötü ve küfürlü dili kullanan insandır. Bahçeli’yi size anlatacak değilim, siz biliyorsunuz. Bize ettiği bütün hakaretleri buradan Kocaeli’den sizlerin huzurunda hepsini kendisine iade ediyoruz.
GENÇLİK TÜRKİYE'NİN UMUDUDUR
Değerli halklarımız bizler kongremizi burada gerçekleştirirken, aynı zamanda İzmir’de ve birçok ilimizde kongrelerimiz var. Seçim arifesindeyiz, ama aynı zamanda DEM Parti Türkiye genelinde ve Kürdistan’da kongrelerini gerçekleştiriyor. Bizler hem kongre faaliyetlerimizi hem örgütlenme çalışmalarımızı hem yeniden yapılanma faaliyetlerimizi genel kongremizi yaptığımız günden itibaren Türkiye’nin ve Kürdistan’ın dört bir yanında devam ettiriyoruz. Yerel seçimlere de güçlü bir hazırlık gerçekleştiriyoruz. 24 Aralık’ta Amed’te Gençlik Kongresi gerçekleştirilecek. Gençlik Türkiye'nin umududur, Türkiye yurtsever ve devrimci tarihine baktığımız zaman gençler her zaman için mücadelenin ana öncüleri olmuştur. Kürt gençliği de Türkiye gençliği de böyle. Bunu bildikleri için Gençlik Meclisi Sözcümüz ve MYK üyemiz olan sevgili Edanur yoldaşımıza polisin gösterdiği şiddeti yüzünü, gözünü nasıl morarttığını sizler gördünüz. Biz bunu hiçbir zaman kabul etmedik, kabul etmeyeceğiz.
DEM PARTİ HALA KİLİT PARTİ
Sizlerin de bütün Türkiye kamuoyunun da en çok beklediği gündemlerden birisi ve ne diyeceğimize bakılan gündemlerden birisi seçimler. Doğaldır, DEM Parti'nin tutumu. Mayıs seçimlerinde arada çıkan bazı partiler oldu, bazı güçler oldu. Önceki ismimizle söylüyorlardı, habire ismimizi değiştirmemizi istiyor ve baskı kuruyorlar. DEM Parti için diyorlar ki 'kilit parti olma rolünü kaybetti.' Biz de onlara o zaman da söyledik, şimdi de söylüyoruz; kilit parti olmaya devam ediyoruz. Çünkü Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi kilit parti olma rolünü seçim sandıklarındaki hilelerle elde etmiş değil. Sahte protokollerle elde etmiş değil. Kendini bilmez insanlar gibi ortaya çıkarak 'ben siyaset yapıyorum' deyip halkın duygu ve düşünceleriyle alay eden bir yaklaşım içinde olmadık. Demokrasiyi yürekten savunduk. Özgürlüğü, kadınların eşitliğini, doğanın, işçinin, emekçinin hakkını yürekten savunduk. Kürt halkı başta olmak üzere bu ülkede yaşayan bütün halkların anadilleri ile eğitim yapma hakkını yürekten savunduk. Alevi kardeşlerimiz başta olmak üzere bu ülkede yaşayan bütün farklı halklar ve inançların haklarını, eşit yurttaşlık temelinde haklarının anayasal güvenceye alınmasını yürekten savunduk. İşte biz o nedenle bu ülkenin kilit partisi olma rolümüzü dün yitirmedik, bugün de yitirmiş değiliz.
KENT UZLAŞISI
Bu yerel seçimlerde eş başkanlar, parti sözcülerimiz olarak nasıl bir tutum içinde olacağımızı kamuoyu ile geniş geniş paylaştık. En son ki nihai kararımızı dün ve önceki gün gerçekleştirdiğimiz Parti Meclisimizde alacağımızı söylemiştik. Seçim stratejimizi gözden geçirdik. Başvurularımız devam ediyor yoğun bir şekilde başvurular var. Türkiye’nin dört bir tarafında var sadece belediyeleri kazandığımız yerlerde değil, batıda da Kürdistan'da da az farkla kaybettiğimiz ya da bir şekilde seçmen kaydırarak kazandıkları yerlerde yani her yerde aday başvurularımızı alıyoruz. Batıda da komisyonlarımız kuruldu, yine batıda başvurular devam ediyor burada başta kadınlar, gençler ve engelli kardeşlerimiz olmak üzere lütfen gidin partimize başvurun, adaylık başvurularınızı gerçekleştirin.
PM’mizde çıkan en önemli kararlardan biri de Kent Uzlaşısı'dır. Kent Uzlaşısı stratejisini en güçlü şekilde batıda hayata geçireceğiz. Ne demek istiyoruz? Kent Uzlaşısı derken kentin bütün dinamiklerini kastediyoruz. Kocaeli'de yaşayan bütün demokrasi güçlerini kastediyoruz. Demokratik kitle örgütlerini, STK’ları, yöre derneklerini, kadın ve gençlik hareketini, doğa ve insan hakları savunucuları, bütün inançların temsiliyetinin kendini o kentin yerel yönetiminde ifade edebileceği, iradesinin o kentin yönetimine yansıyacağı bir formülden bahsediyoruz. Biz il il bu formül üzerinde çalışma kararı aldık dünkü PM toplantımızda. Bununla ilgili MYK’mızla bu istişareleri gerçekleştirmek üzere Kent Uzlaşısının zeminini hazırlamak üzere merkezi görüşmeler yapmak için bir birim oluşturmaya karar verdik. Bu birimin nasıl oluşacağını ve merkezde yürütülecek çalışmaların yerellere nasıl yansıyacağını yarınki MYK toplantımızda detaylı bir biçimde açığa çıkaracağız. Masada olan batı için en güçlü seçeneklerden birisi elbette irademizin yerel yönetimlere yansımasıdır. Bu aday çıkarmak olduğu gibi aynı zamanda seçim işbirliğine açık olduğumuzu ifade etmiştik. Dünkü PM toplantımızda açığa çıkan anlayış buydu.
BİRLEŞE BİRLEŞE KAZANALIM
Buradan bir kez daha sözümüzü en yüksek tonla söylüyoruz; belediyelerimizi kayyımlardan söke söke alacağız. Halklar kendi kendini yönetecek. Kürdistan’da da batıda da böyle olacak. Ve buradan çağrımızı, Kocaeli’nden yapıyoruz. Lütfen seçim sanki yarın olacakmış gibi çalışma komisyonlarımıza son hallerine verelim. Kapı kapı gezelim. Sıkılmadık insan eli bırakmayalım. Çalmadık kapı bırakmayalım. DEM Partinin haklı davasını ve mücadelesini anlatalım. Yerel seçimlerde de irademizin sandığa ve yönetimlere yansımasını sağlayacak çalışmaları yapalım. Biz merkezlerden yerellerimize kadar bir seferberlik ilan ettik. Çalışma seferberliği. Halkımıza gitme seferberliği. Görüşmeler, buluşmalar yapma seferberliği. Buradan bütün Kocaeli’ne halklarımıza sesleniyorum; irademiz yerel yönetimlere yansısın. Anti demokratik uygulamalara karşı demokratik mücadele zeminini hep birlikte kuralım. Birleşe birleşe kazanalım. Örgütlenerek kazanalım. Dayanışmayla kazanalım."