AMED - DBP Amed İl Eşbaşkanı Mehmet Şirin Gürbüz, demokratik bir ortamın sağlanması için ilk olarak İmralı tecridinin kaldırılması gerektiğini vurguladı.
İmralı F Tipi Yüksek Güvenlikli Kapalı Cezaevi’nde tutulan PKK Lideri Abdullah Öcalan’a dönük tecrit, 2015 yılı sonrası mutlak iletişimsizlik halini aldı. Abdullah Öcalan ve İmralı’da tutulan Ömer Hayri Konar, Hamili Yıldırım ve Veysi Aktaş’tan 33 aydır haber alınamıyor. Bu duruma karşı dünya genelinde “Abdullah Öcalan’a özgürlük, Kürt sorununa çözüm” kampanyası başlatıldı. Kampanya kapsamında eylem ve etkinliklerin sürdüğü yerlerden birisi de Amed. Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Amed İl Eşbaşkanı Mehmet Şirin Gürbüz, tecrit ve kampanyayı değerlendirdi.
'TECRİT KIRILMALI'
İmralı’da uygulanan tecridin derinleşerek devam ettiğinin altını çizen Gürbüz, Kürt sorununda dayatılan çözümsüzlük ısrarına karşı da “Abdullah Öcalan’a özgürlük, Kürt sorununa çözüm” kampanyası yürütüldüğünü hatırlattı. Bu kampanyanın bir ayağının da cezaevlerinde başlatılan süreli-dönüşümlü açlık grevleriyle sürdüğünü anımsatan Gürbüz, kentlerde başlatılan Adalet Nöbeti’nin de kampanya kapsamında olduğunu belirtti. Demokratik bir sürecin başlatılması için tecridin kırılması gerektiğini kaydeden Gürbüz, “İnsan onuruna yarışır bir çözümün, demokrasinin sağlanması gerekiyor" dedi.
‘YAŞANILABİLİR COĞRAFYA İÇİN…’
Türkiye’deki siyasal, sosyal ve ekonomik alanda yaşanan krizlerinde İmralı’da uygulanan tecritten bağımsız olmadığını aktaran Gürbüz, bu etkilerin yansımalarını her platformda dile getirmeye ve çözümün muhatabının İmralı olduğunu söylemeye devam edeceklerini belirtti. Sorunların temelinin tecrit olduğunun altını çizen Gürbüz, 2013-2015 sürecini herkesin hatırlaması gerektiğini vurguladı. Barış ve kardeşlik ortamında toplumun refah içerisinde yaşadığını aktaran Gürbüz, demokratik ortamın ve yaşanılabilir bir coğrafyanın ortaya çıkması için başta tecridin kaldırılması gerektiğini belirtti.
'MÜCADELEYE DEVAM EDECEĞİZ'
Kampanyaya açlık grevleriyle destek veren cezaevindeki tutsakların seslerinin duyulması gerektiğini kaydeden Gürbüz, “Süreli dönüşümlü açlık grevi eylemleri 15 Şubat'tan sonra ölüm orucuna dönüşebilir. Bizler insan hayatına mal olacak böylesi etkinliklerin, eylemlerinin sesinin duyulmasını istiyoruz. Cezaevinde dört duvar arasında kalan siyasi tutsakların açlık grevleri bizleri derinden endişelendiriyor. Tecrit kaldırılıncaya kadar mücadeleye devam etmeliyiz" diye konuştu.