ANKARA - İçişleri Bakanlığı bütçesi üzerine söz alan DEM Parti milletvekillerinden Çiçek Otlu, “Polis ile jandarma, çetelerin ve AKP'nin güvenlik gücü haline gelmiş" derken, Mehmet Rüştü Tiryaki de “Adalet ve Kalkınma Partisi Türkiye'yi dünyanın suç üssü hâline getirmiş” dedi.
Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Êlîh Milletvekili Mehmet Rüştü Tiryaki ile İstanbul Milletvekili Çiçek Otlu, Meclis Genel Kurulu’nda İçişleri Bakanlığı ile bağlı kuruluşların bütçesine dair konuştu.
‘TÜRKİYE HİBRİT REJİM OLARAK KABUL EDİLİYOR’
Türkiye’nin uzun süreden bu yana demokratik ülkeler kategorisinde değerlendirilmediğini söyleyen Tiryaki, Demokrasi Endeksi Raporu’na işaret ederek, “36 ülke hibrit rejim olarak değerlendiriliyor, son olarak 59 ülke de otoriter rejim olarak vasıflandırılıyor. Şimdi, bu 167 ülke arasında Türkiye 103’üncü sırada. Türkiye tam demokrasi olarak kabul edilmiyor, Türkiye kusurlu demokrasi olarak kabul edilmiyor, Türkiye hibrit bir rejim olarak kabul ediliyor ve bu hibrit rejim içerisinde sayılan 36 ülke arasında da Türkiye 31’inci sırada. Yani otoriter ülkeler, rejimler arasına girmeniz için sadece 5 ülke kalmış durumda” dedi.
‘TÜRKİYE EN KÖTÜ 14’ÜNCÜ ÜLKE OLDU’
Tiryaki, “Türkiye demokratik bir ülke değil. Ekim ayında dünyada küresel suç organizasyonu raporu hazırlandı, Türkiye 193 ülke arasında en kötü 14’üncü ülke oldu. Yani Adalet ve Kalkınma Partisi Türkiye'yi dünyanın suç üssü hâline getirmiş. Şimdi, güvenlik meselesine gelelim, Türkiye güvenli bir ülke mi? Kesinlikle Türkiye güvenli bir ülke ama kimin için? Asıl soru bu. Türkiye kimin için güvenli? Bakın, Türkiye, patronlar için güvenli bir ülke. Siz, hiçbir patronun işçiyi işten çıkardığı için, asgari ücretin altında ödeme yaptığı için, sendikasız çalışanların sendika üyesi olmasını engellediği için gaz yediğine tanık oldunuz mu? Coplandığına tanık oldunuz mu? Yerde sürüklendiğine tanık oldunuz mu? Olamazsınız” diye konuştu.
‘KAYYIMLAR BELEDİYELERİ YAĞMALIYOR’
Seçilmiş belediyelere kayyım atamalarına da değinen Tiryaki, “Maalesef ülkedeki siyasi partilerin büyük bir bölümü bunun farkında değil. Peki, ne yapıyor o kayyumlar? Kürt halkının seçme ve seçilme hakkının yok sayılması babında değil, başka işlere de imza atıyorlar. Emin olun; kelimenin tam anlamıyla belediyeleri yağmalıyorlar. Bakın hazineye en borçlu 10 tane belediye açıklandı. Bunların içinde 3 tane kayyum var: Batman Belediyesi var, Siirt Belediyesi var, Diyarbakır Belediyesi’nin bir tane şirketi var. İşte halkın öz malları kayyımlar eliyle böyle yağmalanıyor” diye kaydetti
ÖLDÜRÜLENLERİ ANIMSATTI
Tiryaki’den sonra söz alan DEM Parti İstanbul Milletvekili Çiçek Otlu ise konuşmalarında polis ve asker kurşunlarıyla katledilen insanlara dikkati çekti. Uğur Kaymaz’ı, Uğur Kurt’u, Dilek Doğan’ı, Berkin Elvan’ı, Ethem Sarısülük’ü ve Medeni Yıldırım’ı anımsatan Otlu, “Sol, sosyalist, devrimci, yurtsever kitle örgütlerinden biriyseniz, işçi sınıfı ve sendikalar adına açıklama yapıyorsanız; mutlaka önünüzde polis ya da jandarma barikatıyla karşılaşırsınız. Onun belindeki silah, elindeki cop, plastik kelepçe, çantasındaki gaz, gözaltı aracı ve polis merkezlerindeki nezarethane hücreleri âdeta birer işkence aracı hâline geliyor” dedi.
‘POLİS İLE JANDARMA AKP’NİN GÜVENLİK GÜCÜ HALİNE GELDİ’
Otlu, “Polis ile jandarma; sarayın, patronların, çetelerin ve AKP il ve ilçe örgütlerinin güvenlik gücü haline gelmiş. Polis kamu gücü değil, siyasal iktidarın özel savaş gücüdür. Erdoğan ekranlardan talimat verir, hakim, savcı ve polisler harekete geçer. Evet, biz görüyoruz, polis şiddetiyle siyasal haklar engelleniyor, keyfî bir şekilde tüm gösteriler, özellikle de Kürdistan’da yasaklanıyor. Polis eliyle işlenen cinayetlerdeki artış, gözaltındaki kaybetme girişimleri ve katletmeler. İzmir'de katledilen üyemiz Deniz Poyraz’ı katledenin sırtını polis sıvazladı. Daha dün Somali Cumhurbaşkanının oğlu bir tane motor kuryeyi, emekçi bir motor kuryeyi katletti ama İçişleri Bakanlığına bağlı polisler tarafından intihar ettiği süsü verildi” dedi.