ANKARA - Dünyada zeytinyağı üretiminin düştüğünü ancak Türkiye’de ise bunun iki kat arttığına işaret eden DEM Partili Gülderen Varli, “20 milyondan fazla zeytin ağacının olduğu Efrin’in zeytinyağının bu rekora katkısı ne kadardır? diye sordu.
Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Milletvekilleri, Meclis’te görüşülen Ticaret Bakanlığı ve Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı ile bağlı kuruluşların bütçelerine ilişkin konuştu.
Ticaret Bakanlığı ve Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı ile bağlı kuruluşların bütçesi üzerine söz alan DEM Parti Wan Milletvekili Gülderen Varli, PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın fiziki özgürlüğü için başlayan açlık grevlere dikkat çekti. Açlık grevinde bulunan tutsakları ve sonrasında başlayan Adalet Nöbetlerini sürdüren anneleri selamlayan Varli, “Haksız yere cezaevlerinde tutulan, sürgünlerde olan arkadaşlarımızı sevgiyle, hasretle selamlıyorum. Mücadele yolundan vazgeçmeyen, haksız, hukuksuz gözaltı ve işkencelere rağmen direnen tüm halkımızı buradan selamlıyorum” diye konuştu.
‘EKONOMİDEKİ TEKELCİ TABLONUN SORUMLUSU AKP-MHP İKTİDARIDIR’
Varli, Türkiye’de hak ve özgürlüklerin baskı altında olduğu ve demokrasinin askıya alındığını ve nedenle ticaretin gelişmesinin mümkün olmadığına dikkat çekti. Hem siyaset hem de ekonomi alanında tekelleşme olduğuna vurgu yapan Varli, bu durumun Cumhurbaşkanı Hükümet Sistemi ile birlikte zirveye çıktığını söyledi. Varli, “Siyasetteki tekelleşme paralel bir biçimde ekonomide de -tekelleşmeye- tabiri caizse coşmuştur. Türkiye ekonomisi tekelci bir ekonomidir. Bir taraftan muazzam sermayesiyle şen kahkahalar atan bir avuç sermayedar varken, diğer tarafta 7 bin 500 lira emekli maaşı alan, 11 bin 402 liraya reva görülen on milyonlarca asgari ücretli vardır. Ekonomideki bu tekelci tablonun sorumlusu sermaye yanlısı AKP-MHP iktidarıdır” diye konuştu.
ÊFRÎN TEPKİSİ
Ticaret Bakanlığı ve Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nın bünyesinde yer alan Rekabet Kurumu’nun görevini yapmadığını belirten Varli, “Bu Bakanlığa bağlı bir kurum daha var, adı Helal Kurumu. Bu Kurum yerli ve yabancı kuruluşlarla helal sertifika vererek ülkeye büyük gelir getireceği iddiasıyla faaliyete başlamıştır. Merak ediyoruz: Helal nedir, haram nedir? Kime göre helal, kime göre haram? Bunlar nesnel kriterler değildir. Gasp edilen ve başkasının hakkının alındığı ürünler helal değildir, bunu hepimiz biliyoruz. Helal ürün üreten ve helallik üzerinden kendini var eden bu kuruma ve bakana soruyoruz; Afrin’den getirilen zeytin ve zeytinyağı ya da kökünden sökülüp paketlenen ağaçlara ne yaptınız? Afrin halkının emeğini, ağacını gasp etmek helal mi? Bakın, Afrin üzerinden yapılan talan diğer ülkelerin de gündeminde. Türkiye'nin Afrin’den alınan zeytinleri işleyerek Avrupa Birliği ülkelerine sattığı İsviçre Parlamentosunda bile konuşulmuş, tartışılmıştır. Yapılan bu ticaret helal ürün mü? Helal ticaret mi oluyor Sayın Bakan? Buna var mı bir cevap?” diye sorarak, tepki gösterdi.
EFRİN ZEYTİNLİKLERİNE DİKKAT ÇEKTİ
Varli, iklim değişikliği nedeniyle diğer ülkelerdeki zeytin üretiminin düştüğünü ancak Türkiye’deki zeytin üretiminin iki kat arttığına dikkat çekerek, “Zeytinde yok yılı olmasına rağmen bu rekor nasıl gelmiştir? 20 milyondan fazla zeytin ağacının olduğu Afrin’in zeytinyağının bu rekora katkısı ne kadardır? İnsanların en helali olan, kutsalı olan yaşam hakkını, düşünme hakkını, rızkını gasp eden değerlerini yok etmeye çalışan ve helal olan hakkını yok sayan bir haram yönetimin helali bizim helalimiz olamaz. En başta ana dili engelleyen, Kürt cenazelerini kutu ve kargoyla gönderen ve Allah’ın verdiği canı yerde sürükleyen bu yönetimin helali bizim helalimiz olamaz. Kayyumların irade gaspı halkın alın terine göz koyma, artan faizler haram değil mi? Hani faiz haramdı, bunu siz diyordunuz. Yakalandığınız haklılık hastalığıyla beraber bunları siz yapınca; mı helal oluyor?”
‘ESNAF BORCU BORÇLA KAPATIYOR’
Varli, Kurdistan’a yatırım yapılmadığını ve buna gerekçe olarak ise “güvenlik sorunları” gösterildiğini söyledi. Varli, “Seçim bölgem Van ticari avantajları olan bir sınır şehridir. İran'la kara sınırı 295 kilometre olan Van şehri, sınır hattı ticaret faaliyetleri yönünden kullanılmamaktadır. Van'da bulunan Gelincik ve Çilli Kapısı hâlen kapalı tutulurken aktif olan Kapıköy Sınır Kapısı talep edilen transit geçişi hâlen yerine getirilmiş değildir. Sınır hattında yapılan ticari faaliyetlerin yanında bir de yayla yasakları meselesi var. Özel güvenli bölgeler nedeniyle girişi yasaklı bölgeler artıyor. Uygulanan bu politikalarla birlikte yok edilmeye çalışılan tarım ve hayvancılık; Van ilinin iç bölgeler arası ticaretini de yok etmekte. Bunların yanında on üç yıldır yapımı süren çevre yolu hâlen bitmemiştir. Ticaret güzergâhlarının yollarının bakımı da yapılmamaktadır. Van'da yaşanan bu sıkıntılarla beraber, tüm ülkenin sorunu olan yüksek faiz ve kredi borçları esnafı iş yapamaz duruma getirmiştir. Esnaf yüksek faizden dolayı kredi alamıyor ya da krediyi ödeyemiyor. Borcu borçla kapatan esnafın sorunları, kayyumun çözümsüzlükleriyle de artmakta. Örneğin Erciş'te esnafın çoğu borç batağında. Borçtan, borçlardan ve üst üste yapılan zamlardan dolayı iş yerleri kapatılmıştır. Altyapı sorunlarıyla beraber yazın tamamı susuz geçirilmiştir. Doğal gaz altyapısının hâlâ tamamlanmaması esnafı zarara uğratmaktadır” diye belirtti.