İZMİR - İzmir'deki hak ve hukuk örgütleri, PKK Lideri Abdullah Öcalan'ın özgürlüğünün sağlanması için tutsakların başlattığı açlık grevi eylemlerine dikkat çekerek, barış için İmralı Cezaevi'nin kapatılması gerektiğini söyledi.
Kurdistan ve Türkiye cezaevlerindeki siyasi tutsaklar, PKK Lideri Abdullah Öcalan’a yönelik tecridin kaldırılması, fiziki özgürlüğünün sağlanması için 27 Kasım'da başlattıkları süreli-dönüşümlü açlık grevi eylemi devam ediyor. İzmir'deki hak ve hukuk örgütü temsilcileri tutsakların taleplerinin derhal karşılanması gerektiğini belirtti.
İHD: İMRALI KAPATILMALI
İnsan Hakları Derneği (İHD) İzmir Şubesi Hapishaneler Komisyonu üyesi avukat Nehir Bilece, tecrit uygulamasının siyasi iktidarın bir politikası haline geldiğini belirterek, hukukun ise bir baskı aracı olarak kullanıldığını söyledi. Bilece, "Tecritte karşı açlık grevinin başlatılması ile mahpuslar üzerinde tecrit daha da yoğunlaştı. Şu an hapishanelerde keyfi uygulamalar yapılıyor. 34 aydır başta Abdullah Öcalan ve yanında bulunan tutsakların aileleri ile görüştürülmemesi toplumu ve aileleri izole etmektir. Onurlu bir barışın sağlanması için başta İmralı Cezaevi olmak üzere F tipi cezaevlerinin kapatılması gerekiyor. Çünkü tecrit sadece hapishanelerde değil, yaşamın her alanında kendisini gösteriyor” dedi.
THİV: TÜRKİYE TAAHHÜTLERE UYMALI
Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV) Genel sekreteri Coşkun Üsterci de, tutsakların fiziksel ve psikolojik olarak zarar görmesine neden olan izolasyon ve tecrit uygulamalarının çözülemeyen kronik bir sorun olarak varlığını sürdürdüğünü söyledi. İzolasyon uygulamasının özel bir biçiminin İmralı Cezaevi’nde yaşandığını ifade eden Üsterci, bunun Avrupa Konseyi İşkenceyi Önleme Komitesi (CPT) raporlarında da yer aldığını anımsattı.
CPT’nin İmralı Cezaevi'ne yönelik 2017-2019 yıllarında yaptığı ziyaretlerin sonrasında açıkladığı raporlarda yer verilen tavsiyelere uyulmadığını da vurgulayan Üsterci, "CPT Eylül 2022’de İmralı'ya Ad-Hoc usulü bir ziyaret daha gerçekleştirdi. Ancak ziyaret sonrası hazırladığı raporu kamuoyu ile henüz paylaşmamıştır. Sonuç olarak Türkiye’nin altına imza attığı uluslararası taahhütlere uymalı ve CPT tavsiyelerinin gereklerini ivedilikle yerine getirmeli ve tüm cezaevlerinde izolasyon sorunu insanı merkezine alan bir yaklaşımla çözülmeli” diye belirtti.
ÖHD: TUTSAKLARIN SESİ OLMALIYIZ
Özgürlük İçin Hukukçular Derneği (ÖHD) İzmir Şubesi Eşbaşkanı Şükran Öztürk, Abdullah Öcalan üzerinde sürdürülen kesintisiz iletişimsizlik ve tecrit nedeniyle tutsakların açlık grevi eylemi başlattığını vurguladı. Cezaevlerinde yaşananların hukuka, insan haklarına ve uluslararası normlara uymayan bir tecrit sistemi olduğunu sözlerine ekleyen Öztürk, "Tecrit sadece Kürt halkı veya dostlarının meselesi değil. Bu sorun bütün Türkiye halklarının sorunudur. ÖHD olarak bu hukuksuz uygulamaların son bulması için çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Önümüzdeki süreçte de çeşitlik eylem ve etkinliklerimiz olacak. Bu anlamda biz resmi makamlardan ziyade topluma; Tutsakların sesi olması çağrısını yapıyoruz. Çünkü, yargı dahil olmak üzere siyasi iktidarın bütün kurumları bu uygulamaları kendi siyasi anlayışı doğrultusunda kullanıyor” ifadelerini kullandı.
'DEVLET YASAYA UYSUN'
Hak İnisiyatifi Genel Başkan Yardımcısı Arif Koçer, cezaevlerinde başta hasta tutsakların tedavi edilmemesi olmak üzere birçok hak ihlalinin yaşandığını belirterek, Abdullah Öcalan üzerindeki tecride dikkat çekti. Tecridin Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi içtihatlarında "onur kırıcı muamele" olarak görüldüğünü anımsatan Koçer, "Bir insanın özgürlüğünü kısıtlamışsanız. Onu kısıtlanmışlık hali içerisinde sosyal bir alanda tutmak zorundasınız. Tek başına bir hücrede tutmanız ve kimseyle görüştürmemek onur kırıcı işkencedir. Türkiye'nin yeniden bir hukuk devletine dönmesi gerekiyor. Şuan da keyfilikler tavan yapmış durumda. Devlet kendi yaptığı yasaya uymazsa toplumdan da bunu bekleyemez. Toplumda mutluluğun saadettin güven ortamının sağlanması da beklenemez. Bir an önce evrensel hukuka uygun bir şekilde hukukun uygulandığı bir toplum olmayı umut ediyoruz" diye konuştu.
MA / Delal Akyüz