ANKARA - İmralı'da hukukun ihlal edildiğini belirten CRED Eşbaşkanı Fabio Marcelli, “CPT, daha kararlı bir tavırla Öcalan'ın durumuna ilişkin açıklama yapmalı" dedi.
İmralı F Tipi Yüksek Güvenlikli Kapalı Cezaevi’nde tecrit altında tutulan PKK Lideri Abdullah Öcalan’dan 33 aydır haber alınamıyor. İmralı’daki duruma dair kaygıları artan Abdullah Öcalan'ın ailesi ve avukatlarının yaptığı görüşme başvuruları, "disiplin cezası" gerekçeleriyle engelleniyor.
Tecridin kaldırılması, Abdullah Öcalan'ın fiziki özgürlüğünün sağlanması ve Kürt sorununun çözümü için dünya genelinde başlatılan kampanya ise devam ediyor. Türkiye ve Kurdistan’da 106 cezaevinde de tutsaklar, “Abdullah Öcalan’a özgürlük, Kürt sorununa çözüm” talebiyle 27 Kasım’dan açlık grevi eylemi başlattı. Ayrıca Amed, Mersin, Wan ve Adana’da Adalet Nöbeti eylemleri başlatıldı.
İtalya’daki Ulusal Araştırma Konseyi Uluslararası Hukuk Araştırmaları Enstitüsü'nün (ISGI) eski başkanlığını da yapan Demokrasi Üzerine İnceleme ve Araştırma Merkezi’nin (CRED) Eşbaşkanı avukat Fabio Marcelli da İmralı tecridine karşı çıkan isimlerden.
Marcelli, İmralı'da yaşananlar ve uluslararası düzeyde başlatılan özgürlük talepli kampanyayı Mezopotamya Ajansı’na (MA) değerlendirdi.
CRED Eşbaşkanı Fabio Marcelli
‘ÇÖZÜM ÖCALAN’IN ÖZGÜRLÜĞÜYLE BAĞLANTILI'
Açlık grevindeki tutsakların "Abdullah Öcalan’a özgürlük, Kürt sorununa çözüm” talebinin meşru bir talep olduğunu vurgulayan Marcelli, "Kürt sorununa siyasi çözüm elbette Kürt halkının tarihi lideri Abdullah Öcalan'ın özgürlüğüyle bağlantılıdır. Türkiye'de cezaevlerinde çok sayıda açlık grevi yapıldı. Bu geleneğin başka örnekleri de var. Örneğin Kuzey İrlanda'da da gerçekleşti. Ama Türkiye'de bu açlık grevlerinin hala devam ediliyor olması aslında durumun ne kadar çetin olduğunun ve siyasi çözüme şu ana kadar ulaşılmadığının göstergesidir" dedi.
Marcelli, "Son seçimlerde gördük ki Türkiye halkının yüzde 50'lik bir kesimi Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan yana ve diğer yüzde 50'si de Erdoğan'a karşı. Bu bölünme durumu çok tehlikeli bir durumdur. Bu bölünme hali daha başka sorunlara, yani toplumsal ve siyasal sorunlara yol açabiliyor. Dolayısıyla açlık grevindekilerin taleplerinin kabul edilmesi aynı zamanda derin sorunlara çözüm bulma ve bu kutuplaşmayı bir ölçüde aşma iradesinin göstergesi olduğunu düşünüyorum" şeklinde konuştu.
'ÇÖZÜM İÇİN ÖCALAN'A İMKAN SAĞLANMALI'
Tecridin kaldırılması ile Kürt sorununun çözümü arasında doğrudan bir ilişki olduğuna dikkati çeken Marcelli, "PKK Lideri Öcalan'ın özgürlüğü ile Kürt sorununun çözümü arasında güçlü bir bağ var. Öcalan sadece Kürt halkı ve partisi için değil, Türkiye için de çözümün kaynağını temsil ediyor. Türkiye'nin huzur ve refahı için bu kaynağa imkan sağlanması gerekir" dedi.
'İMRALİ'DAKİ DURUM HUKUKUN İHLALİDİR'
İmralı'da hukukun temel ilkelerinin ihlal edildiğini söyleyen Marcelli, bu durumun Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) tarafından da birçok kez dile getirildiğini anımsattı. Marcelli, "Türk hükümetinin, Öcalan'ı Türkiye toplumundan izole etmeye çalışıyor. Ancak Türkiye'nin bu seçimi yanlış bir seçimdir. Çünkü Öcalan'a Türkiye toplumuyla ve Kürt halkıyla etkileşim olanağı verilmesi, temel bir sorun olan Kürt sorununun siyasi çözümü için daha fazla şansa sahip olmak demektir" diye kaydetti.
Marcelli, İmralı'da "terörle mücadele" adı atlında istisnai bir durum yaratıldığını ve Abdullah Öcalan'a da böyle yaklaşıldığına işaret ederek, "Bu temel bir hatadır. Çünkü Öcalan'ı 'terörist' gibi bir kategoriyle cezai açıdan değil, siyasi açıdan değerlendirmek gerekir" dedi.
'ÖCALAN'IN DÜŞÜNCESİ SON DERECE DEĞERLİ'
Tüm sınırlamalara rağmen Abdullah Öcalan'ın barış çabası içerisinde olduğunu ve bu durumu "takdir ettiğini" söyleyen Marcelli, "Öcalan, 24 yıldır adada ve mutlak tecrit altında tutuluyor. Öcalan buna rağmen pek çok kitap yazdı. Öcalan'ın yazdığı kitaplardan bazılarını okudum. Bunlara son uluslararası hukuk kitabımda da yer verdim. Öcalan'ın bu entelektüel katkısının çok önemli olduğunu düşünüyorum. Öcalan'ın bu katkısı, tüm sınırlara veya fiziki sınırlamalara rağmen çok önemlidir" ifadelerini kullandı.
PKK Lideri Öcalan'ın sadece Türkiye toplumunun mevcut sorunlarına ışık tutmadığını söyleyen Marcelli, şunları söyledi: "Daha genel sorunlara katkı sağlıyor. Devlet, kadın hakları, çevrenin korunması, şu anda karşı karşıya olduğumuz savaş sorununa, halkın kendi kaderini tayin etme hakkına, farklı etnik, dini ve siyasi düşünceye sahip insanların bir arada yaşamama sorunlarına da katkı sunuyor. Öcalan'ın düşüncesinin son derece değerli olduğunu ve her yere yayılması gerektiğini düşünüyorum."
'CPT AÇIKLAMA YAPMALI'
Marcelli, İmralı’daki mutlak tecride karşı uluslararası kuruluşlara şu çağrıda bulundu: "Bu mutlak tecrit ortadan kaldırılmalıdır. Bu da özellikle İmralı'daki durumla ilgilidir. Avrupa Konseyi İşkenceyi Önleme Komitesi'nin (CPT) de daha kararlı bir tavırla Öcalan'ın durumuna ilişkin açıklama yapması gerektiğini düşünüyorum. Hala yaşayıp yaşamadığını bile tam olarak bilmiyoruz. Resmi bir doğrulaması da yok."
MA / Sterk Sütcü