ŞIRNEX - Açlık grevindeki tutsak çocuklarının “Abdullah Öcalan’a özgürlük” talepli eylemlerinin arkasında olduklarını vurgulayan aileler, "Onlara karşı sorumluluğumuzu yerine getirmemiz gerekiyor" diye kaydetti.
İmralı F Tipi Yüksek Güvenlikli Cezaevi'nde ağır tecrit koşulları altında tutulan PKK Lideri Abdullah Öcalan'dan haber alınamıyor. Abdullah Öcalan’dan haber alınamama durumuna karşı tepkiler de sürüyor. Cezaevlerinde siyasi tutsakların 27 Kasım’da başlattığı “Abdullah Öcalan'ın fiziki özgürlüğü ve Kürt sorununa çözüm” talepli açlık grevi her geçen gün büyürken, tutsak yakınları da Amed, Çukurova, Wan ve İstanbul’da Adalat Nöbeti başlattı.
Eylemler giderek yayılırken, Botan'da bulunan tutsak ailelerinden “talepleri karşılayın” çağrısı yapıldı.
'TALEPLERİ TALEBİMİZDİR'
Antalya S Tipi Kapalı Cezaevi’nde tutuklu bulunan Mustafa Acet'in annesi Taybet Acet, tecride karşı tavır geliştirmenin her bireyin sorumluluğu olduğunu söyledi. Acet, “Yeter artık çocuklarımızı tecrit altında tuttukları. Artık bu zulme son versinler. Çocuklarımızın talepleri bizlerin de talepleridir. Biz onların taleplerinin ve davalarının takipçileriyiz. Sonuna kadar onların taleplerine destek veriyoruz. Bu ülkeye adalet gelmeden biz davamızdan geri dönmeyeceğiz. Eğer ki biz dışarıdakiler üstümüze düşen sorumluluğu yerine getirseydik belki bugün cezaevleri yine bu yükü almazlardı. Dışarıda kimse bir şey yapmıyor. Cezaevlerinin koşulları zaten ağır ama yine de sürece daha sorumlu yaklaşıyorlar. Bizlerin de onlara karşı sorumluluğumuzu yerine getirmemiz gerekir" dedi.
'SESLERİNİ DUYURMALIYIZ'
Ahlat T Tipi Kapalı Cezaevi’nde hasta tutsak Naif İşçi'nin annesi Nebahat İşçi, ağırlaştırılmış tecride tepki göstererek, siyasi tutsakların mazlumlar için direndiklerinin altını çizdi. İşçi, “Cezaevlerinde direnen tutsakları selamlıyorum ve eylemlerini kutluyorum. Barışın, özgürlüğün anahtarı İmralı'da. Eğer bugün Sayın Öcalan cezaevinden çıkarsa sorunlara bir çözüm bulunur. Ama ne ailesi ne de avukatları kendisiyle herhangi bir görüşme gerçekleştiremiyor. İmralı şahsında cezaevleri üzerinde uygulamaya sokulan bu tecridi kınıyorum. Artık Sayın Öcalan'da bütün dünya halklarının öncüleri gibi özgürlüğüne kavuşmalıdır. Hepimizin el ele verip ayağa kalkması ve sesimizi bütün dünyaya duyurmamız gerekir. Ancak bu şekilde çocuklarımız ve Sayın Öcalan üzerindeki tecridi kırabiliriz. Gerekirse hepimizin cezaevleri önüne gidip bu sesi duyurmalıyız” diye belirtti.
'TECRİT KIRILANA DEK AYAKTA OLACAĞIZ'
Elazığ T Tipi Kapalı Cezaevi’nde bulunan tutsak Celallettin Demir'in annesi Şirin Demir, tutsak aileleri olarak talepler karşılanana kadar sokaklarda olacaklarını söyleyerek, “Çocuklarımız bugün dönüşümlü açlık grevindeler ancak bir sonuç alınmazsa ölüm orucuna başlayabilirler. Bu da cezaevlerinde cenazelerin çıkması demektir. Kürtlerin elinden ne geliyorsa yapmalılar. Tecrit kırılana kadar ayakta olacağız" ifadelerini kullandı.
'BU İNSANLIK MI?'
Cizîr bodrumlarında katledilen Cizir Halk Meclisi Eşbaşkanı Mehmet Tunç'un annesi Esmer Tunç, herkesi tutukluların sesine ses olmaya davet ederek şu çağrıda bulundu: “Üstümüze düşeni yapmamız lazım. Çocuklarımız yıllardır dört duvar arasında tutuluyor. Boş gerekçelerle tutuklandılar. Ama kendi yandaşları bir insan bile öldürdüğü zaman bir yıl dahi cezaevinde kalmıyor. Ama Kürt ise ve Kürt mücadelesini veriyorsa cezaevine atar yıllarca hapis cezası da verir. Uluslararası devletler de biliyor ki Kürt halkının üstünde tecrit var ama ona rağmen sessizler. 3 yıldır milyonlarca insanın önder olarak gördüğü bir insandan haber alınamıyor. Bu insanlık mı? Artık kan dökülsün istemiyoruz bu tecride son verin."
Son olarak konuşan Nafya Küçük, tecrit kırılana kadar ve PKK Lideri Abdullah Öcalan fiziki özgürlüğüne kavuşana dek durmayacaklarını belirterek, "Çocuklarımız bu tecrit son bulsun diye açlık grevindeler. Bu zulmün kalkması ve tecridin kırılması gerekir. Tecrit kalkana dek bizler ayakta olacağız. Bu zulüm son buluna dek bizler mücadele edeceğiz" dedi.