İSTANBUL – Cezaevlerinde 13’üncü gününe giren açlık grevi konusunda herkese büyük sorumluluk düştüğünü söyleyen MA TUHAY-DER Eşbaşkanı Dilek Demir, “Eğer bu toplumsal harekete sahip çıkarsak, daha refah, huzurlu ve barış dolu bir dünyaya yelken açabiliriz” dedi.
Cezaevlerindeki politik tutsaklar tarafından İmralı Ada Hapishanesi’nde tecrit altında tutulan PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın fiziki özgürlük koşullarının sağlanması talebiyle 27 Kasım’da başlatılan dönüşümlü açlık grevi eylemi 13’üncü güne girdi.
Marmara Tutuklu ve Hükümlü Aileleriyle Yardımlaşma Derneği (MA TUHAY-DER) Eşbaşkanı Dilek Sönmez Demir, devam eden açlık grevi eylemine dair konuştu.
PKK Lideri Öcalan'dan 3 yıldır haber alınmadığını belirten Demir, aile ve avukatlarının görüşmek için yaptığı tüm başvuruların sonuçsuz bırakıldığını anımsattı. Bu hukuksuzluğa karşı siyasi parti ve hak örgütleri tarafından Gemlik’e yapılan ‘Özgürlük Yürüyüşü’ ile demokratik bir hamle başlatıldığını dile getiren Demir, cezaevindeki politik tutsakların da açlık grevi kararı alarak bu hamleye karşılık verdiğini kaydetti.
Demir, “Açlık grevleri bir cevap olarak, tecridin kaldırılması ve Sayın Abdullah Öcalan’ın fiziki özgürlüğünün sağlanması için başladı” dedi.
Marmara Bölgesindeki 10 cezaevindeki politik tutsakların şuan açlık grevinde bulunduğu bilgisini paylaşan Demir, başlatılan eylemle birlikte siyasi tutsaklara dönük baskıların arttığını kaydetti. Demir, Antalya S Tipi ve Samsun Bafra S Tipi cezaevlerinde siyasi tutsakların tekli hücreye atıldığı, bazılarının sürgün edildiği bilgisinin kendilerine ulaştığını aktardı.
‘TECRİDİN KALKMASI TOPLUMSAL BARIŞI SAĞLAR’
Demir, tecridin sadece İmralı Cezaevi ile sınırlı olmadığını, aynı zamanda bütün toplumun tecrit altında olduğunu ifade etti. Demir, “Sayın Abdullah Öcalan özgür olmadan toplumda ve cezaevlerindeki tecrit son bulmaz. Çünkü biliyoruz ki Öcalan üzerindeki tecrit kalkarsa, cezaevlerinde yaşanan hak ihlalleri, hukuksuz yargılamalar ve tutsakların infazlarının yakılması ortadan kalkar. Bu da toplumsal barışı sağlar” şeklinde konuştu.
‘BİZLERİN VE TOPLUMUN ÜZERİNE DÜŞEN ÇOK SORUMLULUK VAR’
Tutsak yakınlarının açlık grevi kararını desteklediklerini ve bu konuda son derece duyarlı olduğunun altını çizen Demir, siyasi tutsakların aldığı bu karara toplumun sahip çıkması gerektiğini söyleyip, 2018-2019 yıllarında yapılan açlık grevlerini hatırlattı. Demir, “2018-2019’deki açlık grevleri toplumda karşılık buldu. O süreçle benzer bir hava yakalanacağını düşünüyorum. Sürecin daha ılımlı bir hal alması için siyasi tutsakların aldığı bu karara toplumun sahip çıkması gerekiyor. Bu noktada bizlerin ve toplumun üzerine düşen çok sorumluluk var. Eğer bu toplumsal harekete sahip çıkarsak, toplum olarak daha refah, huzurlu ve barış dolu bir dünyaya yelken açabiliriz” dedi.
‘KAPI KAPI DOLAŞIP ANLATACAĞIZ’
Tecrit ve açlık grevlerinin son bulmasının toplumun elinde olduğunu vurgulayan Demir, gerçekleştirecekleri paneller, toplantılar, basın açıklamalarının yanı sıra kapı kapı dolaşıp herkese tecrit ve açlık grevini anlatacaklarını söyledi.
Demir, son olarak “Bu hukuksuzluğa, adaletsizliğe ve çürümüşlüğe ‘dur’ demek lazım” diyerek duyarlı bütün kesimlere çağrıda bulundu.