AMED - Gazeteci Dicle Müftüoğlu’nun tahliye edilmemesini değerlendiren MLSA Eş Direktörü Veysel Ok, mahkemenin tutukluluk durumunu uzatmak için itirafçı beyanlarını dikkate aldığını belirterek, “İtirafçı beyanı olmazsa zaten o iddianame gazeteciliğin tescilidir" dedi.
Dicle Fırat Gazeteciler Derneği (DFG) Eşbaşkanı ve Mezopotamya Ajansı (MA) editörü Dicle Müftüoğlu’nun mesleki faaliyetleri gerekçe gösterilerek, "örgüt üyesi olmak" ve "örgüt kurmak ve yönetmek" iddialarıyla yargılandığı davanın ilk duruşması dün Diyarbakır 5’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Duruşmada Müftüoğlu’nun savunmasının ardından savcılık mütalaa sunarak, tutukluluğun devamını istedi. Ardından avukat Resul Temur savunma yaptı. Savunmanın ardından diğer avukatlar savunma henüz yapmadan ve mütalaaya karşı Müftüoğlu ve avukatların beyanları dinlenmeden mahkeme “tutukluluğun devamına” karar verdi. Mahkemenin verdiği karara avukat Veysel Ok itirazda bulundu. Kararın ardından kayıt altına alınması amacıyla Ok, iddianameye ilişkin savunma yaptı. Mahkeme DFG Eşbaşkanı Müftüoğlu’nun tutukluluğuna devam kararı vererek, bir sonraki duruşmayı 18 Ocak 2024 tarihine erteledi.
‘HUKUKTAN UZAK YARGILAMA OLDU’
Medya ve Hukuk Çalışmaları Derneği (MLSA) Eş Direktörü Veysel Ok, mahkeme kararını ajansımıza değerlendirdi. Ok, savcının tutuklama mütalaası sonrası ceza hukukunda öncelikle sanığın beyanlarının olup, olmadığının sorulması gerektiğini belirtti. Ok, “Dicle tutuklamaya karşı beyanda bulunamadı. Avukatlar beyanda bulunamadılar ve kararı açıkladılar. Biz bunu mahkemede ifade ettik. Bu benim kişisel hukuk tarihimde belki de hukuk tarihinde ilk defa gördüğüm bir şey. Avukatlar ve sanık savunma yapmadan tutuklama kararı açıklandı. Hukuktan bu kadar uzak bir yargılama oldu. Bu yargılamada ceza usulü uygulanmadı. Ona rağmen biz iddianameyi değerlendirdik ve kayıt altına alınmasını istedik” diye konuştu.
‘ÖDÜL YERİNE TUTUKLAMA VERİLDİ’
Dicle Müftüoğlu’nun iddianamesinde haber, haber için yaptığı seyahat dışında bir şey olmadığını belirten Ok, “iki profesyonel itirafçı” eliyle Müftüoğlu’nun 7 aydır tutsak edildiğini belirtti. “Bunun hukukla, akılla izanla açıklanacak tarafı yok” diyen Ok, “Bu tamamen keyfi ve hukuktan uzak bir karar. Yargıçların hukuku bu kadar bilmediği en önemli duruşma buydu. Değil Dicle’nin tutuklanması, gözaltına bile alınmaması lazımdı. İyi habercilik yaptığı için ödüllendirilmesi lazımdı. Ama görüyoruz ki karar önceden açıklandı ve tutuklanmaya devam kararı verildi” diye kaydetti.
‘İTİRAFÇI BEYANLARI TUTUKLAMAYI UZATMAYA DÖNÜK’
Gazetecilik yargılamalarında gerekçe yapılan itirafçı beyanlarına da değinen Ok, itirafçı beyanlarının olağan bir hukuk sisteminde çöpe atılması gerektiğini belirtti. Ok, “Bunlar kendini kurtarmaya yönelik beyanlardır. O insanlar hakkında davalar var. O davalardan kurtulmak için gazetecilere, aktivistlere, iftira atıyorlar. Bunun hukuki bir karşılığı yok. AYM, Yargıtay AİHM kararları belli. Tutuklamayı ne kadar uzun tutabiliriz diye ihtiyaç duydukları şey itirafçı beyanı. İtirafçı beyanı olmazsa zaten o iddianame gazeteciliğin tescilidir” şeklinde konuştu.
‘HABER KAYNAKLARININ İFŞASI’
Gazetecilerin baz istasyonu, MASAK raporları gibi nedenlerle de yargılanmasına ilişkin değerlendirmelerde bulunan Ok, “Basın Kanunu’nun 11’inci maddesinde çok net olarak yazıyor; haber kaynakları gizlidir, ifşa edilemez. Bunlar AYM’de, AİHM’de yazıyor. Siz bir gazetecinin telefon kayıtlarını istediğiniz gibi dökemezsiniz. Bu gazetecilerin haber kaynaklarıdır. Eğer gazetecinin haber kaynaklarını ifşa ederseniz haber yapılamaz. Çünkü haber kaynakları korkup, çekinecekler. Bu tür kurallara riayet edilmeyen yargılama olduğunu burada gördük. Eminim üst mahkemelerde bu hususlarla ilgili tespitler yapılacaktır” dedi.
SEDAT YILMAZ’IN DURUŞMASINA ÇAĞRI
MA editörü Sedat Yılmaz’ın da tutuklu olduğunu ve 14 Aralık2ta duruşmasının görüleceğini hatırlatan Ok, “Sedat’ın da Dicle’den farkı yok aslında. Yaptığı mesleki faaliyetler, seyahatler ve bir itirafçı dışında herhangi bir delil söz konusu değil. Haftaya duruşması var. Bizim Adalet Bakanlığı’ndan isteğimiz dosyayı bilen yargıçların bu yargılamayı yapması” diyerek bütün uluslararası ve ulusal kurumları Yılmaz’ın duruşmasına davet etti.
MA / Müjdat Can