İSTANBUL - Açlık grevindeki tutsakların "Abdullah Öcalan’a özgürlük, Kürt sorununa çözüm" talebinin toplumun taleplerinden bağımsız olmadığını söyleyen ÖHD’li avukat Berivan Bekçi, sivil toplum ve hukuk örgütlerinin eylemi sahiplenmesi gerektiğini belirtti.
İmralı Adası'nda bulunan cezaevinde mutlak tecrit altında tutulan PKK Lideri Abdullah Öcalan’dan ve 33 aydır kendisinden haber alınamıyor. Abdullah Öcalan'ın fiziki özgürlüğün sağlanması için 27 Kasım'da cezaevlerinde başlatılan dönüşümlü açlık grevi eylemi 12’nci gününde devam ediyor. Özgürlük İçin Hukukçular Derneği (ÖHD) İstanbul Şubesi Hapishane Komisyonu üyesi Berivan Bekçi, İmralı tecridi ve tutsakların taleplerini değerlendirdi.
Özgürlük İçin Hukukçular Derneği (ÖHD) İstanbul Şubesi Hapishane Komisyonu üyesi Berivan Bekçi
'TALEPLER İÇİN BİR SÜREÇ YÜRÜTÜLECEK'
İmralı tecridinin tüm cezaevleri ve topluma yayıldığına dikkati çeken Av. Bekçi, tecridin ulusal ve uluslararası sözleşmelerde de olmadığını belirtti. Bekçi, "Sayın Öcalan'dan 25 Mart 2021 tarihinde yapılan kısa bir telefon görüşmesinden bu yana haber alınamıyor. Sağlığı ya da koşulları hakkında hiçbir bilgi mevcut değil. En son Avrupa İşkencenin Önlenmesi Komitesi (CPT) bir ziyaret gerçekleştirdi. Ancak herhangi bir bilgi kamuoyu ile paylaşılmadı. Yani sağlığı ve koşulları hakkında endişe duyan halka hiçbir bilgi verilmiyor" dedi.
Bekçi, söz konusu duruma karşı tutsakların başlattığı açlık grevi eylemlerine işaret ederek, "Bu açlık grevleri İmralı hapishanesine ziyaretlerin gerçekleşmesi ve Kürt sorununa ilişkin demokratik çözümün gerçekleşmesi taleplidir. Bu taleplerin gerçekleşmesi için bir süreç yürütülecek. Şu an 15 Şubat’a kadar bir süre belirtildi" diye kaydetti.
Açlık grevi sürecinde olası sorunlarla karşı karşıya kalınabileceğini söyleyen Bekçi, "Açlık grevleri sürecinde yine hastaneye sevklerde sorunlar yaşanacaktır. Bizim açımızdan cezaevleri basit bir ilacı bile temin etmemişken, grev süresince gerekli vitaminlerin ya da ihtiyaçların temin edebileceği çok fazla öngörülmüyor. Şu anki koşulların açlık grevleriyle daha çok zorlanacağına eminiz. Ne yazık ki farklı bir tutum sergilenmeyecektir ve giderek artan şiddet durumu ortaya çıkacaktır. İşkence, hak ihlalleri ve disiplin cezalarının meydana geleceği mümkün görülüyor” diye konuştu.
TUTSAKLARIN TALEPLERİ
Marmara Bölgesi’nde bulunan cezaevlerinin tamamını ziyaret edemedikleri için kaç tutsağın açlık grevinde olduğunu henüz bilmediklerini aktaran Bekçi, Bakırköy Kadın Kapalı Cezaevi’ndeki tutsaklarla görüşmelerine değindi. Bekçi, "Mutlak özgürlük ve tecridin kaldırılması temelli bir açlık grevi süreci başlatmışlar. Bir talepleri daha var; o da bu süreçte girdikleri açlık grevinin kamuoyunda yankılanması. Yani bir ses ya da bir karşılık bulması. Onlar ‘Biz burada bir açlık grevi sürecine girdik. Bir talebimiz var’ diyor. Ama aynı zamanda bu talep halkın talebinden bağımsız değil. Çünkü Kürt sorununda demokratik çözüm talebiyle başlatıldı bu grev. Bu yüzden kamuoyunun basın açıklamalarıyla, başvurularla ya da nöbetlerle onların sesi olmasını istiyorlar" diye konuştu.
Bekçi, devamla şunları söyledi: "Başta sivil toplum ve hukuk kurumlarını açlık grevi sürecini sahiplenmeye davet ediyor. Adalet Bakanlığı’nı da bu süreçte görev almaya ve sorumluluklarını yerine getirerek, İmralı’daki tecridin kaldırılması yönünde adımlar atmaya davet ediyoruz. Ayrıca ÖHD olarak tüm bu sürecin takipçisi olacağımızı da belirtmek isterim.”
MA / Ömer İbrahimoğlu