HABER MERKEZİ - Cenazelere dönük saldırılara ilişkin farklı kentlerde yapılan açıklamalarda, toplum vicdanında geri dönülemez ve derin yaralar açan bu politikadan bir an önce vezgeçilmesi çağrısında bulunuldu.
Çatışmalarda yaşamını yitiren örgüt mensuplarının cenazelerine dönük saldırılar ve insanlık dışı yaklaşımlar birçok kentte yapılan açıklamalarla protesto edildi.
Amed'de Medeniyetler Beşiğinde Yakınlarını Kaybeden Ailelerle Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği (MEBYA- DER) şube binaları önünde açıklama yaptı. Açıklamaya Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (HEDEP) İl Eşbaşkanları Pınar Sakık Tekin ve Abbas Şahin, kent vekilleri, Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) İl Eşbaşkanı Mehmet Şirin Gürbüz, çok sayıda sivil toplum örgütü ve yurttaş katıldı. Açıklama öncesinde üzerinde Türkçe ve Kürtçe olarak “Rêzgirtina ji miriyan re, rêzgirtina li rûmeta mirovahiyê ye", "Ölüye saygı insanlık onuruna saygıdır” yazılı pankart açıldı.
Yapılmak istenen açıklama polisler tarafından engellenmek istendi. HEDEP Milletvekili Serhat Eren, polise “Bir insan, yaşamını yitirdikten sonra her ne olursa olsun onun örf, adet ve dini ritüellere göre gömülme ve yas hakkı vardır. Bu aynı zamanda yasada da var. Mezarına saygı duyma hakkı da var. Yapılan engellenme gayri hukukidir” diyerek tepki gösterdi.
Açıklama yapmakta ısrar edilmesi üzerine izin verilmek zorunda kalındı. Ancak polisler o anlarda kalkanlarını kaldırarak gazetecilerin çekim yapmalarını engellemeye çalıştı.
‘CENAZELERE SALDIRI İNSANLIK ONURUNA YAKIŞMIYOR’
Açıklamayı MEBYA-DER Eşbaşkanı Mehmet Emin Kılıç okudu. Kılıç, son yıllarda yaşamını yitirenlerin cenazelerine yönelik şiddet, kötü muamele ve saldırıların katlanarak artığını söyledi.
Adli Tıp Kurumu’nda (ATK) yıllarca bekletildikten sonra ailelere verilen cenazelerin insanlık onuruna yakışmayan şekilde teslim edildiğini belirten Kılıç, “Agit İpek, Yılmaz Uzun, Güler Özbay, Hakan Aslan ve son olarak da Menfiyat Elçiçek vakalarında görüleceği üzere cenazeler insan onuruna yakışmayacak şekillerde karton kutularda, torbalarda veyahut kargo kutularında ailelere teslim edildi. Bunların hepsinde dini vecibeleri yerine getirilmediği gibi taziyeleri kolluk tarafından engellendi, cenaze taşıma araçları verilmedi ve aileler kendi imkanları ile cenazelerini götürmek zorunda kaldı. Bazılarında köy imamları cenaze namazı kıldırmasınlar diye Müftülüklerce köyden geri çektirildi veya köylüler cenazeye katılmaması için kolluk tarafından tehdit edildi” şeklinde konuştu.
‘İKTİDAR SALDIRILARI NORMALLEŞTİRİYOR’
Devletin ölülere ve cenazelere yönelik şiddetinin bu örneklerle sınırlı olmadığını söyleyen Kılıç, “Ne yazık ki iktidarın şiddet dilinden kaynaklı hemen hemen her gün mezar tahripleri ve taziye yasakları gibi vakalar yaşanmakta, ölülere yönelik şiddet normalleştirilmek istenmektedir. Aynı şiddet sadece cenazeleri değil, aynı zamanda cenaze sahiplerini de etkilemektedir. Aileler, ölülerini örf, adet ve dini ritüellerine göre gömemekte ve temel haklardan olan eşitlik hakkından faydalanamamaktadır. Bu durum toplum vicdanında geri dönülemez ve derin yaralar açmaktadır” dedi.
WAN
Cenezelere yönelik saldırılara karşı Wan’da Medeniyetler Beşiğinde Yakınlarını Kaybeden Ailelerle Yardımlaşma Dayanışma Birlik ve Kültür Derneği (MEBYA-DER) öncülüğünde bir araya gelen çok sayıda kurum ve platform, tepkilerini ortak açıklama ile gösterdi.
Dernek binası önünde yapılan açıklamada HEDEP, HDP, DBP, TJA, TUHAY-DER, Medya ve Hukuk Derneği, Çev-Der, ARSİSA, DİSK, Barış Anneleri Meclisi, ŞanoWan, Serhat Göç-Der, KESK, Star Kadın Derneği, ÖHD, TTB İnsan Hakları Kolu ve İHD temsilcileri yer aldı.
HEDEP Wan Milletvekili Gülderen Varlı da açıklamaya katıldı.
‘HAKKİKAT VE YAS HAKKINA SALDIRI’
Ortak açıklamayı paylaşan Wan MEBYA-DER Eşbaşkanı Hanım Kaya, “Hakikat ve yas hakkına bir saldırı olan bu vakalar, halkımızın hafızasında derin yaralar açmaktadır. Bu suçların faili olan zihniyetin tarih ve toplum önünde bir meşruiyeti yoktur. Kürtlerin mezarlıklarına, evlatlarının cenazelerine reva görülen bu durum, yüz yıllık Kürt sorununda çözümsüzlükte ısrarın sadece bir göstergesidir. Çatışmalarda yaşamını yitirenlerin cenazeleri ile cezaevlerinde yaşamını yitiren hasta tutsakların cenazeleri ailelerine hakikat ve evrensel hukukun gerektirdiği şekilde ve gecikmeksizin teslim edilmelidir” dedi.
Açıklama, atılan “Baskılar bizi yıldıramaz” sloganıyla son buldu.
ŞIRNEX
Şirnex’in Hezex ilçesinde de MEBYA-DER cenazelere dönük işkence ve ihlallere ilişkin açıklama yaptı. HEDEP İlçe Örgütü binası önünde yapılan açıklamaya HEDEP Şirnex Milletvekili Mehmet Zeki İrmez, çok sayıda kurum temsilcileri katıldı. Açıklama esnasında cenazeleri kutu ve torba içinde verilen ailelerin fotoğrafları taşındı.
Açıklama metnini okuyan MEBYA-DER Şirnex Yöneticisi Nuri Salğucak, cenazelere dönük uygulamaların işkenceye dönüştüğünü ifade etti. Salğucak, “Ölülere ve cenazelere yapılan eziyeti kabul etmiyoruz" diyerek, tüm demokrasi ve barış güçlerini bu eziyete, işkencelere ve saldırılara karşı seslerini yükseltmeye davet etti.
RIHA
Riha'da Kadim Topraklarda Yakınlarını Kaybeden Ailelerle Yardımlaşma, Dayanışma ve Kültür Derneği (KATDER), Ahmet Bahçıvan iş merkezi önünde açıklama yaptı. Cenazeleri karton kutu içerisinde ailelerine teslim edilen HPG ve YJA-STAR’lıların fotoğraflarını taşıyan kitle, Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (HEDEP) Riha İl Örgütü önünde bir araya gelerek, iş merkezine doğru yürüyüşe geçti. Yürüyüşün ardından yapılan açıklamaya, Barış Anneleri Meclisi üyeleri, Özgür Kadın Hareketi ( Tevgera Jinên Azad-TJA) aktivistleri, Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) ve HEDEP il yöneticileri ile HEDEP Riha milletvekili Dilan Kunt Ayan’ın yanı sıra birçok kişi katıldı.
Açıklamayı okuyan DBP Riha İl Eşbaşkanı Hamide Göktaş, ailelerin en temel hakkı olan cenazelerini gömme hakkının ihlal edildiğine vurgu yaptı. Cenazelere yönelik kötü muameleye karşı tepkilerini sürdüreceklerinin altını çizen Göktaş, “Ölülerin saatlerce polis ablukasına alındığı, mezarların tahrip edildiği, cenazelerin ailelere haber verilmeden kimsesizler mezarlığına alelacele defnedildiği, bir kutu içerisinde teslim edildiği bir toplumda demokrasiyi, eşitliği ve barışı inşa ederek bir ortaklık kurmak mümkün değildir. Bizler bir kez daha ifade ediyoruz; ölülere ve cenazelere yapılan eziyeti kabul etmiyoruz. Tüm demokrasi ve barış güçlerini bu eziyete, işkencelere ve saldırılara karşı seslerini yükseltmeye davet ediyoruz” dedi. Açıklama, alkışlarla son buldu.
MERSİN
Çukurova Tutuklu ve Hükümlü Aileleri ile Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği (Çukurova TUAY-DER), Akdeniz Yakınlarını Kaybeden Ailelerle Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği (AKKAY-DER) Mersin Temsilciliği
cenazelerine yönelik politikalara karşı ortak açıklama yaptı. Cenazeleri torbada ve kutularda teslim edilen ailelerin fotoğraflarının yer aldığı pankartın açıldığı açıklamada, “Yaşasın zindanların direnişi” sloganı atıldı.
Açıklamaya HEDEP milletvekilleri Perihan Koca ve Ali Bozan'ın yanı sıra birçok siyasi parti ve kurum temsilcisi katıldı.
‘ÖLÜYE YÖNELİK ŞİDDET NORMALLEŞTİRMEK İSTENMEKTE’
Polisin engelleme çabalarına rağmen yapılan açıklamada konuşun AKKAY-DER üyesi Bahattin Bektaş, cenazelera torba ya da karton kutu içerisinde ailelerine teslim edilen Agit İpek, Yılmaz Uzun, Güler Özbay, Hakan Aslan ve Menfiyat Elçiçek’i hatırlatarak sözlerine başladı.
Söz konusu vakalarda cenaze namazları ve taziyelerin kolluk tarafından engellendiğine, cenaze taşıma araçlarının verilmediğini dile getiren Bektaş, “Aileler kendi imkanları ile cenazelerini götürmek zorunda kaldı. Bazılarında köy imamları cenaze namazı kıldırmasınlar diye müftülüklerce köyden geri çektirildi veya köylüler cenazeye katılmaması için kolluk tarafından tehdit edildi. Bu örnekler devletin ölülere ve cenazelere yönelik şiddeti hususunda tekil örnekler değiller. Ne yazık ki, iktidarın şiddet dilinden kaynaklı, hemen hemen her gün mezar tahripleri ve taziye yasakları gibi vakalar yaşanmakta, ölülere yönelik şiddet normalleştirmek istenmektedir” diye konuştu.
ÖLÜYE SAYGISIZLIĞA KARŞI SES YÜKSELTME ÇAĞRISI
Devletin söz konusu politikasının toplum vicdanında geri dönülmez yaralar açtığını söyleyen Bektaş, şunları belirtti: “Cenazelerin usulüne uygun defnedilmesi sadece bir temel insan hakkı meselesi değil, aynı zamanda nasıl bir toplum içinde yaşayacağımıza dair devletin politik olarak irade beyanıdır. Bu beyana her açıdan itiraz etmek ve reddetmek boynumuzun borcudur. Barış inşası, ancak tüm cenazelerin insan haysiyetine yakışır şekilde defnedildiği bir toplumda mümkündür. Ölülerin saatlerce polis ablukasına alındığı, mezarların tahrip edildiği, cenazelerin ailelere haber verilmeden kimsesizler mezarlığına alelacele defnedildiği, bir kutu içerisinde teslim edildiği bir toplumda demokrasiyi, eşitliği ve barışı inşa ederek bir ortaklık kurmak mümkün değildir. Ölülere ve cenazelere yapılan eziyeti kabul etmiyoruz! Tüm demokrasi ve barış güçlerini bu eziyete, işkencelere ve saldırılara karşı seslerini yükseltmeye davet ediyoruz.”
MÊRDÎN
MEBYA-DER Mêrdîn şubesi de, HEDEP Nisêbîn ilçe örgütü binası önünde cenazelere ve mezarlıklara yönelik gerçekleşen saldırılara dair açıklama yaptı. Açıklama HEDEP, DBP il ve ilçe örgütleri, Barış Anneleri, TJA ile beraber HEDEP Mêrdîn Milletvekili Kamuran Tanhan ve çok sayıda kişi katıldı. Açıklama metnini MEBYA-DER Mêrdîn Eşbaşkanı Gurbet Tekin okudu.
Son yıllarda ölü bedenlere ve cenazelere yönelik şiddetin, kötü muamele ve saldırıların katlanarak arttığına işaret eden Tekin, iktidarın şiddet dilinden kaynaklı, hemen hemen her gün mezar tahripleri ve taziye yasakları gibi vakaların yaşandığını ve ölülere yönelik şiddetin normalleştirilmek istendiğini kaydetti. Aynı şiddetin sadece cenazeleri değil aynı zamanda cenaze sahiplerini de etkilediğini kaydeden Tekin, “Bu eziyetin ne politik ve etik düzeyde ne haklar ve özgürlükler düzeyinde ne de dinsel ve etik gerekçelerle açıklanması, meşrulaştırılması, normalleştirilmesi ve kabul edilmesi mümkündür. Bizler bir kez daha ifade ediyoruz; Ölülere ve cenazelere yapılan eziyeti kabul etmiyoruz! Tüm demokrasi ve barış güçlerini bu eziyete, işkencelere ve saldırılara karşı seslerini yükseltmeye davet ediyoruz” şeklinde konuştu.
Açıklama "İnsanlık onuru işkenceyi yenecek" sloganları eşliğinde son bul