AMED - Amed'te Adalet Nöbeti’ne katılanlar, toplumsal sahiplenmenin önemine işaret ederek, “Mutlaka başaracağız” dedi.
İmralı F Tipi Yüksek Güvenlikli Cezaevi'nde tutulan ve 33 aydır kendisinden haber alınamayan PKK Lideri Abdullah Öcalan’a dönük “mutlak tecridin” sonlandırılması ve fiziki özgürlüğünün sağlanması için cezaevlerinde başlatılan dönüşümlü açlık grevi eylemi 11’inci gününe girdi. Eylemdeki tutsaklarla dayanışmak amacıyla Tutuklu Aileleriyle Yardımlaşma Derneği (TUAY-DER) Amed Şubesi, 4 Aralık’ta “Adalet için tecridi kıralım, toplumsal barış için zindanlara ses olalım” şiarıyla Adalet Nöbeti başlattı. Eylem kapsamında Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (HEDEP) Rezan İlçe Örgütü binasında, 3’er günlük nöbet tutuluyor.
Eyleme katılan ve ziyaret edenler, nöbetin önemi ve bulunma gerekçelerine dair konuştu.
‘TEK İSTEĞİMİZ TECRİDİN KALKMASI’
Nöbete katılan ve iki çocuğu cezaevinde tutulan Şaide Hayme, Bolu F Tipi Kapalı Cezaevi’nde tutuklu oğlu Mehmet Hayme’nin de açlık grevinde olduğunu söyledi. Tek taleplerinin tecridin kalkması olduğunu vurgulayan Hayme, “Çocuklarımızın sağlık durum kötüye gitmeden avukatların İmralı’ya gitmesi gerekir. Dışardakiler bir empati kursunlar; 10 gün yemek yemeyip, sadece çay ve şerbetle idare etsinler acaba yaşayabilirler mi? Cezaevinde açlık grevleri sürdüğü sürece eylemimiz devam edecek” diye belirtti.
Nöbeti ziyaret eden Remziye Donak, barış ve adalet için eylemde bulunduklarını belirterek, “Biz savaş istemiyoruz. Tecridin kırılması için halkımız ayağa kalkmalıdır” dedi.
‘TOPLUMSAL SAHİPLENME OLMALI’
Nöbeti ziyaret eden Şükriye Saruhan, cezaevlerindeki baskı ve hak ihlallerine dikkat çekerek, “Bizden uzakta oldukları için çocuklarımızı bazen aylar bazen de yıllarca göremiyoruz. Onları hücreye atıyorlar. Önderliğimiz üzerinde tecrit var. 2 yıldan fazla bir süredir hiçbir şekilde haber alınamıyor. O’nunda aile ve avukat görüş hakkı var. Ancak hiçbir şekilde görüştürülmüyor. Bunu kabul etmiyoruz. Bu sorun bu şekilde çözülmez. Bugüne kadar korkmadık, korkmayacağız. Annelerin ağlamaması için Türk annelerin de eyleme destek vermesi gerekiyor. El ele verildiği takdirde tecridi de kırabiliriz, bu savaşı da durdurabiliriz. Bu nedenle toplumsal bir sahiplenme olmalıdır” ifadelerini kullandı.
‘MUTLAKA BAŞARACAĞIZ’
İnsan Hakları Derneği’nin (İHD) hasta tutsak listesinde yer alan Hamdusena Ada’nın kız kardeşi Reşahat Ada da, Adalet Nöbeti’ne katılma gerekçesini şöyle açıkladı: “Cezaevinde tutsaklar açlık grevindeler. Onlarla dayanışmak ve seslerine ses olmak için Adalet Nöbeti başlattık. Kanımızın son damlasına kadar tutsaklarımızla birlikteyiz. Cezaevlerinde açlık grevi ve tecrit devam ettiği sürece üzerimize düşen sorumluluğu sürdüreceğiz. Artık yeter çocuklarımızın ölüm oruçlarına girmesini istemiyoruz. Başta İmralı tecridi olmak üzere cezaevleri üzerinde devam eden tecrit ve baskılar sonlanmadan hiçbir barış sağlanmaz. Halkımız eyleme destek versin. Mutlaka başaracağız.”
ONURLU BİR BARIŞ İÇİN
Nöbet eylemini ziyaret eden Yaşar Saykan ise, onurlu bir barış istediklerini söyleyerek, “Bunun için devletin adım atması, tecridin kalkması gerekiyor. Bu eylem herkes için önemlidir. Tecrit kalkmadan barış gelmez. Tecridin kırılması demek aynı zamanda barışın gelmesi demektir” diye belirtti.
MA / Mehmet Güleş