ERZIROM - İmralı kapısının mücadeleyle açılabileceğini belirten Erzirom’daki siyasetçiler, “Tecride karşı herkesin tavır alması gerekiyor" dedi.
İmralı F Tipi Yüksek Güvenlikli Cezaevi’nde tecrit altında tutulan PKK Lideri Abdullah Öcalan’dan 33 aydır haber alınamıyor. Aile ve avukatların görüşme talebiyle yaptığı başvurular ise, ya yanıtsız bırakılıyor ya da “disiplin cezaları” gerekçesiyle engelleniyor. Abdullah Öcalan’ın fiziki özgürlüğünün sağlanması ve tecridin kaldırılması için 10 Ekim’de uluslararası düzeyde başlatılan “Abdullah Öcalan’a özgürlük, Kürt sorununa çözüm” kampanyası çeşitli eylem ve etkinliklerle devam ediyor. Kurdistan ve Türkiye’deki cezaevlerinde 27 Kasım’da başlatılan dönüşümlü açlık grevi 106 cezaevine yayılırken, tutsaklarla dayanışmak amacıyla Amed, Mersin, Wan ve Adana’da Adalet Nöbeti eylemleri başlatıldı.
Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (HEDEP) Erzirom İl Eşbaşkanı Türkan Sümbül, HEDEP üyesi Mehmet Koçak, Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) İl Eşbaşkanı Ramazan Karakaş ile Özgür Kadın Hareketi (Tevgera Jinên Azad-TJA) aktivisti Mehtap Demirkaya, tecride dair değerlendirmelerde bulundu.
‘ÇÖZÜM TECRİDİN KALKMASIYLA MÜMKÜN’
Tecridin Abdullah Öcalan şahsında Kürt halkına uygulandığını belirten DBP Erzirom İl Eşbaşkanı Ramazan Karakaş, “Bu tecrit, Kürt hareketini benimsemiş herkese uygulanan bir tecrittir. Ülkede yaşanan sorunların çözümü için Sayın Öcalan üzerindeki tecridin bitmesi ve fiziki özgürlüğüne kavuşması gerekiyor. Haftalardır tecridin bitmesi için yürüyüşler, adalet nöbetleri ve basın açıklamaları yapılıyor. Barış ve huzur ortamı, ancak tecridin sonlanmasıyla mümkün olabilir” ifadelerini kullandı.
‘GÖREVİMİZİ YERİNE GETİRMEDİK’
Abdullah Öcalan’dan 33 aydır haber alınmamasının kendilerini kaygılandırdığını söyleyen HEDEP Erzirom İl Eşbaşkanı Türkan Sümbül, “Bir insanın en doğal hakları engelleniyor ve mahrum bırakılıyor. Bu durum büyük bir hukuksuzluktur. Tecridi kırmak için toplum olarak bizlere görev ve sorumluluklar düşüyor. Bizler yetersiz kaldık ve görevimizi yerine getirmedik” diye belirtti.
‘ÖCALAN EVRENSEL BİR ÖNDER’
HEDEP üyesi Mehmet Koçak da, Abdullah Öcalan’ın fiziki özgürlüğü ve tecridin kaldırılması için sürdürülen eylem ve etkinlikleri hatırlatarak, “Sokaklarda yeni yeni adımlar atılıyor. Cezaevlerinde insanlar bedenlerini açlığa yatırıyor. Bu şu anlama geliyor; Sayın Öcalan hepimizin iradesidir. Öcalan; Karl Marx, Lenin ve Mao gibi evrensel bir önderdir. Dolayısıyla bu tecride karşı herkesin tavır alması gerekiyor. Biz Öcalan’ın fiziki özgürlüğünü istiyoruz” ifadelerini kullandı.
‘CEZAEVLERİNE SAHİP ÇIKALIM’
Tecridin topluma anlatılması gerektiğini dile getiren TJA aktivisti Mehtap Demirkaya ise, şunları belirtti: “Toplumsal barışın inşa edilmesi için İmralı önemli bir faktör. Halkların barışa ihtiyacı var ve bunun için tecridi kırmak gerekiyor. Bunu halka anlatırsak, başarabiliriz. Cezaevlerinde açlık grevleri başladı. Halkımızın tutsaklara sahip çıkması ve eylemlerine sahiplenmesi gerekiyor. Bu halk mücadele ederse İmralı’nın kapıları tekrar açılır. Kadınlar olarak ne gerekiyorsa yapmamız gerekiyor.”