ANKARA - Hacettepe Üniversitesi’nde çalışan sağlık emekçilerin yaşadığı sorunlara dikkat çeken SES Hacettepe İş Yeri Temsilciliği, fazla mesaiden alınan ücretin yemek ve yol ücretini dahi karşılamadığını belirtti.
Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) Hacettepe İş Yeri Temsilciliği, Hacettepe Üniversitesi’ndeki sağlık emekçilerinin yaşadığı sorunlara dikkat çekmek amacıyla hastanenin yemekhane binası önünde açıklama yaptı. “Sorunlar dağ gibi yönetemiyorsunuz” pankartının açıldığı açıklamada basın metnini SES Ankara Şubesi Yöneticisi Hülya Aydoğan okudu.
Üniversite hastanelerinde çalışan emekçilerin sorunlarına her gün bir yenisinin eklendiğini belirten Aydoğan, Sağlık Bakanlığı’na bağlı hastanelerde çalışan emekçiler ile üniversite hastanelerinde çalışan emekçiler arasındaki teşvik-performans ödemelerindeki farkın asgari ücretin yarısına yaklaştığına dikkat çekti. Aydoğan, “Bu yüzden üniversite hastanelerinin bazı bölümlerinde yandaş kadroları boş kaldı. Hemşireler istifa etti. İş yükü arttı. Hacettepe yönetimi ise sorun çözümüne odaklanmak yerine, sorun üretmeye devam etti. Kendi personelinden yatak ücreti ve bazı tetkik ve tedavilerden katkı-katılım payı almaktan geri kalmadı. Fazla çalışma ve angaryaya mecbur bırakılan zorunlu mesaiye gelen özellikle yoğun bakım ünitelerinde çalışan sağlık emekçileri, saat 08.00-16.00-mesaisinde düzenli beslenmek bir yana; karınlarını doyuramıyor, susuzluklarını gideremiyorlar. Kaldı ki, sağlık emekçilerinin fazla mesaiden aldığı ücret, çalışanın yemek ve yol ücretini dahi karşılamamaktadır” dedi.
‘ADALET DUYGUSU YARALANIYOR’
Yandaşlık ilişkisinin bir sonucu olarak liyakatsizliğin çalışanlar arasındaki adalet duygusunu yaraladığını ifade eden Aydoğan, şöyle devam etti: “Kurum içerisinde yer değişikliği taleplerinin karşılanmaması, mazeret izinlerinin kullandırılmaması, yandaşlık ilişkisinin bir sonucu olan liyakatsiz atamaların süregelmesi çalışanlar arasında adalet duygusunu yaralamıştır. Bunun yanı sıra görevde yükselme ve unvan değişikliği sınavı ise tam bir fiyaskodur. İlk ilanda açıklanmış olan kadro sayılarının sonraki ilanda düşürülmesinin nedenini bilmek istiyoruz. Yine vergi kesintileriyle gitgide azalan maaşlarımızla zorunlu ihtiyaçlarımızı bile karşılayamazken, üniversitenin kendi çalışanlarından sınav ücreti talep etmesi ise kabul edilemez.
Ya mülakata ne demeli? Yazılı puanın ne olursa olsun, düşüncene, etnik kökenine, dinine, mezhebine, hangi siyasi partiye oy verdiğine bakarak başarı kriterini belirleyeceğim demek değil midir? Ve bugüne kadar ki bütün mülakatlarda aynı şeyler yaşanmadı mı? O nedenle; Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası olarak, yukarıda ifade ettiğimiz sorunların bir an önce çözülmesini, görevde yükselme ve unvan değişikliği sınavı için kadro sayılarının yeniden ihtiyaca göre belirlenmesini, mülakatın kaldırılmasını, sınav ücretlerinin iade edilmesini, sendikamızın bu süreçte gözlemci olmasını talep ediyoruz.”