ANKARA- PKK Lideri Abdullah Öcalan’a yönelik tecrit nedeniyle başlatılan açlık grevlerine dikkat çeken HEDEP’li Gülistan Kılıç Koçyiğit, “Bindiğiniz bu yanlış gemiden inin. Bunun bu ülkedeki yurttaşa, yoksula, Kürde, Türke, kadına bir faydası yok, hiç kimseye bir faydası yok” dedi.
Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (HEDEP) Qers Milletvekili Gülistan Kılıç Koçyiğit, Meclis Genel Kurulu’nda 25 yıldır İmralı Adası’nda bulunan F Tipi Yüksek Güvenlik Cezaevi’nde ağır tecrit altında tutulan ve 33 aydır kendisinden haber alınması engellenen PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın durumuna dikkat çekti.
‘MÜESSES NİZAMIN DEVAMI İÇİN’
Konuşmasına katledilen Tahir Elçi’e işaret ederek başlayan Koçyiğit, “Hrant Dink'i, Musa Anter'i, gerçekten bu ülkenin en değerli insanlarını aramızdan alan karanlığın üzerini örten bir siyasi aklın bu ülkede hep olduğunu, aslında siyasi cinayetlerin öylesine, menfur, kendiliğinden işlenen cinayetler olmadığını, müesses nizamın devamı için birilerinin eliyle işletildiğini çok iyi biliyoruz. O anlamıyla, sadece ‘Tetiği çeken katildir.’ demek çok hafif kalıyor. O gün Tahir Elçi'yi hedef gösteren çukur medyası, onu hedef gösteren siyasi anlayışın kendisi ve bugün cinayetin ardından cinayeti aydınlatmayan, katliamı aydınlatmayan iktidarın kendisi de bu sürecin sorumlusudur ve bizzat bu cinayetin sorumluluğunu üstleniyordur” dedi.
PKK LİDERİNDEN HABER ALINAMIYOR
Siyasi cinayetlerin ancak herkesin kendisini özgür hissedeceği bir demokratik cumhuriyeti kurmak ile son bulabileceğini ifade eden Koçyiğit, “En büyük hukuksuzluklardan biri olan İmralı Ada Cezaevindeki tecride dair, geçenlerde de söyledik, çokça milletvekillerimiz, eş başkanlarımız, grup başkan vekillerimiz kürsüden defaatle dile getiriyorlar ama hâlâ bu Meclisten bir ses çıkmıyor, hâlâ duymazdan gelen, görmezden gelen, üzerini örtmeye çalışan, sırtını dönüp giden bir yaklaşım var. Ama bütün bunlar olurken bu ülkede otuz üç aydır bir ada cezaevinden, Türkiye Cumhuriyeti devletinin sınırları içerisinde olan bir cezaevinden biz hiç haber alamıyoruz. Sayın Öcalan yaşıyor mu, Sayın Öcalan'ın sağlığı nasıl, güvenlik koşulları nasıl bunu bilmiyoruz” diye konuştu.
MECLİS SESSİZ
PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın ailesi ve avukatları ile görüştürülmediğini anımsatan Koçyiğit, ayrıca dışarından hiçbir heyet ile de görüştürülmediğini ve dışarıdan izole bir şekilde bırakıldığını kaydetti. Koçyiğit, Meclis’in buna sessiz kaldığını ifade ederek, “Ben soruyorum: Nasıl olabiliyor, nasıl sessiz kalabiliyoruz bütün bu hukuksuzluklara? Bunlar bu ülkede yaşanıyor, Guatemala'da yaşanmıyor, Ebu Gureyb Cezaevinde yaşanmıyor ya da bugün İsrail'de yaşanmıyor, Filistin'de yaşanmıyor. Gelin, bunu konuşalım, buna dair söz söyleyin, cümle kurun; nasıl bir gerekçeniz var?” diye sordu.
‘VARACAĞINIZ LİMAN YOK’
Koçyiğit, daha önceki görüşme engelli için sunulan “Koster bozuk ve hava muhalefeti” gerekçelerine de işaret ederek, şunları söyledi: “Bugün ne yapıyorsunuz? Sistematik disiplin cezaları veriyorsunuz, üç ayda bir, dört ayda bir periyotlarla disiplin cezası uygulanıyor ve avukatlar o disiplin cezalarının gerekçelerine bile ulaşamıyorlar yani sizin yargınız, o talimatlı yargınız, emir verdiğiniz yargınız lütfedip disiplin cezasının gerekçesini bile açıklamıyor. Bunun sonucunda ne oluyor? Türkiye bütün endekslerde en gerilerde. Ekonomik krizden tutun, dünya kadar çoklu kriz var, savaş derinleşmiş, almış başını gidiyor; siz kendinizi kaptırmışsınız bir milliyetçi hezeyana. Milliyetçi bir gemiye binmişsiniz, bir yerlere gitmeye çalışıyorsunuz ama söyleyelim varacağınız bir liman yok. Bu hukuksuzluklarla, torbanıza koyduğunuz bütün bu gayrimeşru yöntemlerle varacağınız bir liman yok. Yönteminiz yanlış, buradan çıksa çıksa faşizm çıkar ve siz bunu yapıyorsunuz.”
‘YETER ARTIK’
12 Eylül 1980 askeri darbesine işaret eden Koçyiğit, bu dönemde bile bu koşulların olmadığını vurguladı. Koçyiğit, “Bugün, siz 1980 askerî darbe koşullarının gerisinde bir yönetim sergiliyorsunuz bu ülkede. 1980'deki süreci aratacak bir yöntem, bir baskı, bir zor uyguluyorsunuz. Zulmünüz arşa vardı, arşa; yeter artık!” diyerek, tepki gösterdi.
‘ABDULLAH ÖCALAN’A ÖZGÜRLÜK’
Koçyiğit, PKK Lideri için başlayan açlık grevlerine de değinerek, şöyle dedi: “Bakın, cezaevlerinde siyasi mahpuslar dünden itibaren açlık grevine başladılar, talepleri ne biliyor musunuz? Kürt sorununa demokratik çözüm, Sayın Öcalan'a özgürlük. ‘Kürt sorununa demokratik çözüm’ demek için bu ülkede insanlar bedenini açlığa yatırıyor, size dert değil mi ya, size hiç dokunmuyor mu? Siz niye seçildiniz? Niye seçildiniz ya? Cezaevindeki insanlar Kürt sorunu çözülsün diye, sizin uyguladığınız o tecrit rejimi ortadan kalksın diye bedenini açlığa yatırıyor, ölümü göze alıyor, bunun sonucunda hasta oluyor, sakat kalıyor ama ona rağmen bu ülkenin demokrasisi için elini taşın altına koyuyor, bedenini ortaya koyuyor, bizler burada oturmuşuz bu ceylan koltuklarda kılınız kıpırdamıyor. Niye? Niye kıpırdatmıyorsunuz? Bu sizin sorununuz değil mi? Bu ülkede yaşayan milyonlarca Kürt'ün yaşadığı haksızlıkların müsebbibi bugün sizin iktidarınızdır.
KÜRDE, TÜRKE, KADINA FAYDASI YOK
Sayın Öcalan bir siyasi mahpus mu? Mahpus. Niye ailesiyle görüştürmüyorsunuz? Niye avukatlarıyla görüştürmüyorsunuz? Niye telefonla iletişim hakkı tanımıyorsunuz? Cevabınız var mı? Yok. Çünkü siz buradan besleniyorsunuz, çözümsüzlük aklından besleniyorsunuz ama bunun sonucunda o dört duvar arasında tutulan ve gerçekten bütün temel hakları bugün yok sayılan insanlar bu çıplak zora karşı, bu hukuksuzluğa karşı bakın yeniden bu ülke için elini taşın altına koyuyor. Bu, bu ülkedeki en başta iktidarın ama bu Meclisin utanç vesikasıdır, utanç vesikası. Sorun kendinize ya, sizin yönettiğiniz ülkede cezaevlerinde insanlar açlık grevinden öldüler, insanlar Sayın Öcalan'ın tecridi ortadan kalksın diye yaşamlarına son verdiler; sizin hiç mi umurunuzda değil? Bir çözüm aklınız olsun. Bindiğiniz bu yanlış gemiden inin, bunun kimseye bir faydası yok, bunun bu ülkedeki yurttaşa bir faydası yok, yoksula bir faydası yok, Kürt'e bir faydası yok, Türk'e bir faydası yok, kadına bir faydası yok, hiç kimseye bir faydası yok.”
SİSTEM ÇÜRÜDÜ
Koçyiğit, siyasi tutsakların taleplerinin talepleri olduğunu söyledi. AKP’nin hukuk rafa kaldırdığını ve Anayasa’yı tanımadığının altını çizen Koçyiğit, “Sisteminiz çürüdü, dört bir tarafından -ne derler- irin akıyor, dikiş tutmuyor. Siz palyatif önlemlerle bu süreci götüremezsiniz, ya bu ülkeyi demokratikleştireceksiniz ve o demokrasinin içine Kürt'ün hakkını, Alevi'nin hakkını, kadının hakkını, yoksulun ve emekçinin hakkını koyacaksınız ve bunun içerisinde tabii ki Sayın Öcalan'ın haklarını da tanıyacaksınız ya da böyle, dünyaya efeleneceksiniz ama geleceksiniz burada yoksul milyonların taleplerini bastırmak için her gün polis devleti olmaya daha fazla devam edeceksiniz” ifadelerini kullandı.
‘KÜRDÜN ELİNİ TUTMAYAN ORTADOĞU’DA AYAKTA KALAMAZ’
Koçyiğit, “Kürt'ün elini tutmayan Orta Doğu'da ayakta kalamaz” diyerek, sözlerini sürdürdü. Koçyiğit, sözlerini, “Ya Kürt'ün elini eşit, özgür, kardeşçe tutacaksınız ya da -çok açık ve net söyleyelim- bu sistem yıkılacak ve siz de bu sistemin altında kalacaksınız. Onun için, bakın, bütün Türkiye sizin samimiyetinizi sorguluyor. Neden sorguluyor? Çünkü şunu söylüyor: Bakın, Netanyahu gibi biri bile –‘biri bile’ diyorum çünkü her gün zulmediyor Filistin halkına- dönüp size ne diyor? ‘Sen kendi derdine bak. Kendi ülkendeki Kürt'e zulmediyorsun, bana laf söyleme.’ diyor. Şimdi siz buradan geri adım atmak istiyor musunuz? Kürt sorununu çözeceksiniz, Kürt sorununu çözmek için de Sayın Öcalan'ı muhatap alacaksınız, bu tecridi kaldıracaksınız, artık cezaevlerinde insanlara daha fazla zulmetmekten vazgeçeceksiniz” şeklinde noktaladı.