GİRESUN - Giresun'un 3 ilçesinde geniş bir alanı kapsayan maden ocağının kapasite artışı ile ilgili yapılan ÇED toplantısına katılan yurttaşlar, madenin şimdiye kadar bölgeye verdiği zararları sıralayarak, kapasite artışına tepki gösterdi.
Giresun'un Doğankent, Görele ve Tirebolu ilçelerini kapsayan bir alanda Alagöz Maden isimli şirket tarafından işletilen maden ocağının kapasite artışı ve maden atık depo tesisi yapılması için Çevresel Etki Değerlendirme (ÇED) süreciyle ilgili bilgilendirme toplantısı yapıldı. Doğankent ilçesinde yapılan toplantı için gelen Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürlüğü ve şirket yetkililerine tepki gösteren yurttaşlar, madenin kapasite artışına karşı çıktıklarını söyledi.
Toplantıda konuşan yurttaşlardan Ramazan Doğru, ÇED raporunda, dünya genelinde küresel ısınma nedeniyle sel yaşandığını, fakat bu bölgede sel ve heyelan riski olmadığının yazdığını aktardı. Fakat ilçede 1992 yılında büyük bir sel ve heyelan felaketinin yaşandığını kaydeden Doğru, "Bu bölge Türkiye'de sayılı heyelan riski bulunan bir bölge olarak gösterilmesi gerekirken şirketin bunu görmezden gelmesi bir sorumsuzluktur. Maden sahasında yapılacak patlamalar bölgedeki köyler için deprem kadar tehlikeli sarsıntılara neden olacak. Bu patlamalar sonucu bölgedeki yeraltı sularının yok olacağını, içme sularının, derelerin kaybolma riski aşikardır. Ancak maden şirketinin talimatlarıyla bunlar bilinçli olarak es geçiliyor" dedi.
KÖYLÜLER BİLGİLENDİRİLMEDİ
Bu kadar büyük bir alanda yapılacak olan orman katliamının görmezden gelinmesinin sorumsuzluk olduğu belirten Doğru, "2007 yılından itibaren aktif olarak işleyen maden sahasının etrafında bulunan köylerin bilgilendirilmesi gerekirken bugüne kadar es geçilmiş. Bakanlıklardan valiliklere kadar bu sahalara kararlar verilmiş. Bir imzayla halkın kaderiyle oynuyorlar. Madende kullanılan kimyasal atıkların sulara karışma riski, buradaki insanların hayatlarının olumsuz etkilenme riski var. Bu ÇED toplantısı usule aykırıdır. Bu raporların herkesin elinde bulunması ve algılaması gerekiyor. Bu insanların hayatıyla kimse oynayamaz. Kimse kendini bilmez bir firmaya buraları peşkeş çekeceğini sanmasın" diye konuştu.
'FINDIK KALMAYACAK'
Toplantıda söz alan yurttaşlardan Temel Bilecen ise toplantı için İstanbul'dan geldiğini ifade etti. İstanbul ve Bursa'da da madene ilişkin toplantılar düzenlediklerini aktaran Bilecen, "Çatalağaç'ta bir maden yapılmış ve bu madenin topluma zararları olmuştur. Bizlerin bu vadi üzerinde açılacak yeni madenlerle birlikte sadece bulunduğu bölgeye değil tüm vadiye zarar vereceği ortada. Sulara karışan, siyanür, kurşun, çinko ve diğer maddeler buharlaşacak ve yağmurla yeniden toprağa düşecek. Dünyada birinci kalitede ifade edilen fındığı yiyemeyeceğiz bir aşamaya geleceğiz. Burada daha halka bilgilendirme yapılmamış ama imza toplanıyor. Bu ne saygısızlıktır. Buraya atacağımız imzalar 20 yıl sonra kendi çocuklarımızın kanserden ölmesine atılacak imzalardır" ifadelerini kullandı.
SIZINTI İDDİASI
Diğer yurttaşlar ise madende sızıntı olduğuna dair iddiaları hem bakanlık hem de şirket yetkililerine sordu. Yetkililerden bölgede inceleme yaparak buna dair bir bulgu bulup bulmadığına dair cevap alamadıklarını belirten yurttaşlar, bakanlık yetkililerine tepki göstererek, "Sizin göreviniz denetim yapıp insanların zehirlenip zehirlenmediğini belirlemek değil mi" diye sordu.