ANKARA - Yunanistan’da kadınların ataerkilliğe ve kapitalizme karşı mücadele verdiğini söyleyen NAR üyesi Rosy Monaki, “Radikal feminist hareket güçleniyor. Tecavüz kültürüne, şiddete, cinsel istismara ve tacize toleransımız yok” dedi.
Kadınların ataerkil sisteme karşı mücadeleyi büyüttüğü ülkelerden biri de Yunanistan. Şiddetin artması, boşanma süreçlerinin zorlaştırılması, esnek ve güvencesiz iş koşullarına karşı kadınlar, yaşamlarına sahip çıkıyor. Son yıllarda verilen mücadelenin dönüm noktası ise 2018 yılının Kasım ayında üniversite öğrencisi Eleni Topaludi’nin tecavüz edilerek, katledilmesi üzerine başkent Atina’da gerçekleştirilen kitlesel eylemler oldu. Bu eylemlerde parlamento dışındaki sol-sosyalist partilerdeki kadınların 2016 yılında, kadın, LGBTİQ ve mültecilerin haklarını savunmak için kurduğu Sıfır Tolerans grubu önemli bir rol oynadı.
TECAVÜZ TANIMINA KARŞI MÜCADELE
Kadın katliamlarına karşı Şili'den başlayıp dünyaya yayılan “Las Tesis” eylemlerinin geniş yankı bulduğu ülkede verilen önemli mücadelelerden biri de yeni Ceza Kanunu’nun 336. Maddesi’nde yer alan tecavüz tanımına karşı verilen mücadele oldu. Sınırlı tanımlama nedeniyle madde, tecavüz suçlarını cezasız bırakıyordu. Buna karşı örgütlenen kadın grupları, tepki ve protestolarıyla maddeyi geri çektirdi. Verilen mücadeleyle Haziran 2019’da değiştirilen Yunanistan Yasası, tecavüzü “rıza olmadan cinsel ilişki” olarak tanımladı.
SINIRLARA KARŞI FEMİNİZM
Diğer yandan da Yunanistan sınırında ırkçı saldırıya maruz kalan mültecilere destek eylemlerini sürdüren kadınlar, “Sınırlara Karşı Feminizm” çağrısıyla bir araya gelerek, hükümetin mülteci politikalarını protesto ederek, mülteci kadınlarla dayanışma halinde oldu.
JIN, JIYAN, AZADÎ EYLEMLERİ
İran’da Jîna Emînî’nin işkence edilerek katledilmesi ardından başlayan "Jin, jiyan, azadî” eylemleri, Yunanistan’da da yankı buldu. Emînî’nin katledilişini protesto eden kadınların, başkent Atina’daki eylemleri günlerce sürdü.
Komünist Kurtuluş İçin Yeni Sol Akım (NAR) Üyesi Rosy Monaki, Mezopotamya Ajansı’na (MA) ülkelerinde yaşadıkları sorunları ve verilen mücadeleyi anlattı.
CİNSİYETE DAYALI EŞİTSİZLİK
Yunanistan'da ataerkilliğin pek çok aşaması olduğunu belirten Monaki, “Bunlar cinsiyete dayalı şiddet, kadın cinayetleri ve istismar olarak karşımıza çıkıyor. Her yıl binlerce kadın öldürülüyor ve binlercesi de cinsiyet temelli tacizlere maruz kalıyor. Sadece 2023'ün ilk aylarında 6 bin cinsiyete dayalı şiddet olayı kaydedildi. İşyerlerinde ücretlerdeki cinsiyet eşitsizliği, fırsat eşitsizliği, taciz ve psikolojik şiddetten bahsetmiyorum bile” ifadelerini kullandı.
KENDİ KADERİNİ TAYİN HAKKI
Yunanistan’da çıkarılan her yeni yasanın kadınlar üzerinde etkisi olduğunu söyleyen Monaki, “Bu yasalarla kadının gücünü zayıflatmak ve sömürmek amaçlanıyor. Aynı zamanda kadınların annelik hakkını da görmezden gelen yasalar var. Tabi ki bunların hepsi devlet politikası. Kilise ve aşırı sağ gruplar, kadınların kendi kaderini tayin etmesine korkunç politikalarla karşı durmaya çalışıyor. Ama Yunanistan'daki radikal feminist ve sınıf hareketi de her geçen gün ve her yıl güçleniyor. Ataerkilliğe ve kapitalizme karşı mücadele ediyoruz. Bu aşağılık sistemin krizde olduğunu biliyoruz ve maalesef bu sistem en çok dünyadaki yoksullara saldırıyor. Bu da savaşları ve vahşi sömürüyü doğuruyor” dedi.
‘EŞİT HAKLAR İSTİYORUZ'
Mültecilere yönelik politikalara da değinen Monaki, şöyle devam etti: “Göçmen insanlar ve LGBTİQ+’lar tüm bu savaşların ve insan ticaretinin ana mağdurlarıdır. 25 Kasım’da dünya kadınlarına bir mesaj vermeliyiz; feminist ve işçi hareketler birlikte bu döngüyü durdurabilecek güce sahip. Eşitlik ve özgürlük için mücadele etmeliyiz. Cinsiyete dayalı şiddetin her türünden kurtulmak için mücadele etmeliyiz. Bu bizim seçtiğimiz yoldur. Tecavüz kültürüne toleransımız yok. Kadına yönelik şiddete, cinsel istismara, tacize toleransımız yoktur. Eşit işe eşit ücret için mücadele ediyoruz. Herkes için eşit iş için eşit haklar istiyoruz. Göçmenlerin taşınma, barınma, sağlık, eğitim, istihdam haklarının tümünü istiyoruz ve en önemlisi soykırım çanları çaldığında sessiz kalmayacağız. Sömürgeciliğe ve soykırıma, ne zaman ve nerede uygulanırsa karşıyız. Hepimiz özgür olana kadar hiçbirimiz özgür değiliz.”
MA / Sterk Sütcü - Zemo Ağgöz