AMED - Elazığ 1 No’lu Yüksek Güvenlikli Cezaevi’nde kalan 6 tutsağın tahliyeleri, "iyi halli olmadıkları" iddiasıyla engelleniyor.
Elazığ 1 No'lu Yüksek Güvenlikli Cezaevi’ndeki 6 tutsağın tahliyesi, İdare ve Gözlem Kurulu'nun "iyi halli değil" yönünde verdiği görüş gerekçesiyle engelleniyor. Fendi Yiğit’in üç kez 6 ay; Emrah Kandemir ve Serdar Şitilay’ın iki kez 6 ay; Sadık Aslan’ın bir kez 6, bir kez de 3 ay; Süphi Güler ve Emrah Akyol’un ise 3 ay sürelerle birer kez tahliyeleri ertelendi.
GEREKÇE: SORULARA ESASTAN YANIT VERMEDİ
2006 yılından bu yana tutuklu bulunan ve Mayıs ayında tahliyesi 6 ay ertelenen Sadık Aslan'ın, 14 Kasım’da tahliyesi bekleniyordu. Ancak Cezaevi İdare ve Gözlem Kurulu, 14 Kasım’da tahliyeyi 3 ay daha erteledi. Kararın gerekçesinde, Aslan’ın "psiko-sosyal görüşmede değerlendirme sorularına cevap vermekten kaçındığı, değerlendirme raporu defterini sadece doldurmak amacıyla görüşme yaptığı" belirtildi.
Kararda, mülakatta Aslan'ın "tekrar suç işleme, toplumla bütünleşmeye hazır olup olmadığına kanaat edilmesini sağlayacak sorulara cevap vermekten kaçındığı" iddia edildi. Kararda, "suçtan pişmanlık duyma” hususunda kanaate varılmadığı savunuldu. Ayrıca Aslan’ın "eğitim-öğretim faaliyetlerinde istek ve çabasının bulunmadığı, kendisiyle aynı suçlamadan tutuklu bulunanlarla açlık grevine girdiği, diğer tutuklularla hareket ettiği, Aslan’ın bu şekilde cezaevinin güvenliği için konulmuş kurallara uymadığı" iddialarına yer verildi.
Kararda, Aslan’ın söz konusu gerekçelerle "toplumsal bütünleşmeye hazır olmadığı, tekrar suç işleme riskinin düşük olmadığı ve tekrar değerlendirmeye tabi tutulması gerektiği" kaydedildi. Tüm bu iddialar, Aslan'ın “iyi halli olmadığına" gerekçe yapıldı.
'TAHLİYE OLACAĞI GÜN İNFAZI UZATILDI'
Tahliyenin 3 ay daha ertelenmesi nedeniyle Aslan'ın ailesi, karşılama için gittiği Elezîz'den geri dönmek zorunda kaldı. Aslan’ın ablası Yüksel Acer, "Cezaları bittiği halde yeniden ceza veriliyor. 14 Kasım’da tahliye edilmesi gerekiyordu. Biz tahliye oluyor diye cezaevine gittik, tahliye edilmedi. Bu hem aileler üzerinde hem de tutuklular üzerinde uygulanan bir psikolojik yöntemdir. Keyfi bir yetki söz konusudur” tepkisinde bulundu.