İSTANBUL - Gemlik'e düzenlenen "Özgürlük Yürüyüşü"nün bir dönüm noktası olduğunu belirten HEDEP İstanbul İl Eşbaşkanı Gonca Yangöz, "Sonuç alana kadar devam edeceğiz. Tecridi kıracağız. Bütün mücadelemiz bunun için” dedi.
Halkların Demokratik Kongresi (HDK), Demokratik Toplum Kongresi (DTK), Özgür Kadın Hareketi (Tevgera Jinên Azad -TJA), Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (HEDEP), Demokratik Bölgeler Partisi (DBP), Med Tutuklu ve Hükümlü Aileleri Hukuki ve Dayanışma Dernekleri Federasyonu (MED TUHAD-FED) ile Medeniyetler Beşiğinde Yakınlarını Kaybeden Ailelerle Yardımlaşma Dayanışma Birlik ve Kültür Derneği (MEBYA-DER) öncülüğünde 18-19 Kasım’da Bursa’nın Gemlik ilçesine “Özgürlük Yürüyüşü” düzenlendi.
Yürüyüş boyunca İmralı F Tipi Yüksek Güvenlikli Kapalı Cezaevi'nde 32 aydır kendisinden haber alınamayan PKK Lideri Abdullah Öcalan'ın fiziki özgürlüğünün sağlanması ve Kürt sorununun çözümü talep edildi. Polisler, her iki günde de Özgürlük Yürüyüşçüleri engellemek istedi. Bu kapsamda yürüyüşün yapılacağı kentler ablukaya alındı, yüzlerce kişi gözaltına alındı, bir o kadar da araba bağlandı. Ancak bu baskılar ve engeller yürüyüşçüleri durduramadı. Kurdistan ve Türkiye'den çok sayıda yürüyüşçü, olumsuz hava koşullarına da aldırış etmeden Gemlik'e ulaştı ve yaptıkları açıklamayla taleplerini bir kez daha dile getirdi. HEDEP İstanbul İl Eşbaşkanı Gonca Yangöz, tüm engellere rağmen gerçekleşirilen yürüyüşü değerlendirdi.
KİTLENİN KARARLILIĞI
Yürüyüşe dair yaptıkları çağrıların karşılık bulduğuna dikkati çeken Yangöz, "Sayın Abdullah Öcalan’ın özgürlüğüne kavuşmasının yolu bizlerin bu tecridi kırma mücadelesiyle gerçekleştirileceğinin bilincindeyiz. Bu bilinçle çalıştık" dedi. Yürüyüşün bir kez daha engellenmek istendiğini beliren Yangöz, "Savaşla ve kanla beslenen, halkları yok sayan bu iktidar, bizim bu yürüyüşü yapmamızı ve hedefe ulaşmamızı engellemek istiyor. Bu nedenle saldırıyor. Çevre illerdeki bütün kolluk güçlerini de üzerimize salarak, yürüyüşümüzü engellemeye çalıştı. Bazı arkadaşlarımız daha evlerinden çıkarken ablukaya alındılar" diye kaydetti.
Tüm baskı ve engelleme girişimlerine rağmen yürüyüşün gerçekleştiğini ifade eden Yangöz, "Bütün olumsuz koşullara ve baskılara rağmen hiç kimse kararlığından vazgeçmedi. Sonuç olarak 19 Kasım’da İstanbul’da herkes bulunduğu noktadan hareketle Gemlik’e yürüdü. Çok kötü bir hava vardı ama buna rağmen Barış Anneleri, adalet isteyen herkes yanımızdaydı. Sonuçta hedefimize ulaştık. Gemlik’teydik ve diğer kentlerden gelen arkadaşlarımızla buluştuk. Bu kararlı ve inançlı kitlenin önünde durabilecek bir engel yok" ifadelerini kullandı.
YÜRÜYÜŞLE VERİLEN MESAJ
Gerçekleştirdikleri yürüyüşün amacına ulaştığını ve temel taleplerini tüm kesimlere duyurduklarını ifade eden Yangöz, yürüyüşün yeni dönemde izleyecekleri mücadele hattına dair ipuçları da taşıdığını söyledi. Yangöz, "Yürüyüş, ‘biz bu tecridi kıracağız ve halklar özgürleşene kadar yolumuza devam edeceğiz’ mesajıydı. İmralı tecridi kırılana kadar bu mücadele devam edecek. Biz 25 yıldır bu tecridin kırılması için mücadele ediyoruz ve bundan sonra da yolumuza devam edeceğiz. Çünkü Sayın Abdullah Öcalan’ın fiziki özgürlüğüne kavuşması ve muhataplarla bir barış sürecinin açılması Kürt sorununa kökten çözümün önünün açılmasıdır” şeklinde konuştu.
'ÊDÎ BES E DEDİĞİMİZ DÖNEMDEYİZ'
Yürüyüşün bir başlangıç niteliğinde olduğunu dile getiren Yangöz, Kürt sorununun demokratik ve barışçıl temelde çözümünü talep eden tüm kesimlerin yürüttükleri mücadeleyi sahiplenmesini isedi. Yangöz, şöyle devam etti: "Bu tek bir şeyle kendimizi hatırlatıp geri çekileceğimiz bir durum değil. Sonuç alana kadar devam edeceğimiz bir durum. O nedenle de bu tabi ki bir başlangıç ve devamı da gelecektir. Yani günün koşulları, artan baskılar, yol haritamız tamamen buna endeksli. Yani ilk hedefimiz burası. Bu bir dönüm noktası. ‘Êdî bes e (Artık yeter)' dediğimiz bir dönem. Yani bundan ötesi yok. Bu tecridi kıracağız. Bütün mücadelemiz bunun için.”
MA / İbrahim Irmak