HABER MERKEZİ - KNK Eşbaşkanı Ahmed Karamus, KDP yönetimini Türk ordusunun pêşmerge kılığında Zap, Avaşîn ve Metîna alanlarına yerleşmesinin önünü açmakla suçladı. Karamus, "KDP, Türk devletine ‘buyurun, ülkemi işgal et' diyor" dedi.
Türkiye’nin Federe Kurdistan Bölgesi'nin Zap, Avaşîn ve Metîna bölgelerine yönelik 17 Nisan 2022 yılında başlayan saldırıları devam ediyor. Başvurulan tüm yöntemlere rağmen bu saldırılarında istediği sonucu alamayan Türkiye’nin yardımına bir kez daha KDP güçleri koştu. Türk ordusunun ilerleyebilmesi için bir yanda bölgede yollar yapılırken diğer tarafta bölgeye konuşlandırılan KDP'ye bağlı özel güçler, savaş mevzilerinde Türk askeriyle yan yana. Zap, Metîna ve Avaşîn bölgelerine yönelik saldırılar ile KDP'nin Türk devletiyle işbirliğini Kurdistan Ulusal Kongresi (KNK) Eşbaşkanı Ahmed Karamus değerlendirdi.
SALDIRILARIN AMACI
KNK Eşbaşkanı Ahmed Karamus, Türk devletinin sahip olduğu modern silahlara ve KDP ile işbirliğine rağmen bölgede askeri olarak istenildiği gibi ilerleme kaydedemediğini ifade etti. Karamus, saldırıların amacına dair, “Türk devleti Zap, Metîna ve Avaşîn bölgelerine dönük kimyasal silahlı saldırılarını sürdürüyor. Bu üç bölgeye saldırıları stratejiktir. Amaç, bölgeyi tamamen kendi kontrolü altına almaktır. Bu şekilde bölgelerin bağlantılarını ve iletişimlerini kopartmak istiyor” dedi.
Kürt halkının direniş tarihine bakıldığında söz konusu bölgelere birçok kez saldırı olduğunu ancak saldırılardan sonuç alınamadığını ifade eden Karamus, “Bahsettiğimiz bölgeler, özgürlük savaşçılarının varlığı açısından çok önemli bölgeler. Türk devletinin ne geçmişte ne de bu dönemde bu saldırı ve işgal girişimlerinden sonuç alamayacağı açıktır. Binlerce askerine, yasaklı silahlarına, insansız hava araçları ve helikopterlerine rağmen oradaki özgürlük savaşçılarının varlığını ve direnişini kırmaya, özgürlüğü ortadan kaldırmaya gücü yetmedi. Bu yüzden başka yöntemlere yöneliyor. Bu yöntemlerden biri de KDP ile işbirliğidir” diye kaydetti.
KNK Eşbaşkanı Ahmed Karamus
‘KDP TÜRKİYE’NİN ÖNÜNÜ AÇIYOR’
Karamus, "KDP, özgürlük hareketinin hassasiyetini istismar ederek kendi güçlerini oraya konuşlandırarak, Türk devletinin bölgeyi işgal etmesinin önünü açıyor" ifadelerini kullandı. Türk devletinin KDP işbirliği ile stratejik bölgeleri işgal edip özgürlük hareketini tasfiye etmek istediğine işaret eden Karamus, şunlara kaydetti: "KDP, Kürt ulusal çıkarlarına yönelik bir tehdittir. Biz daha önce her platformda ve her açıklamada KDP'ye bu yanlıştan dönmesi üzerine çağrılarda bulunduk. Bulunduğumuz her yerde KDP'nin bu tutumunu eleştirdik ve tutum almaya davet ettik. KDP'nin Türk devleti ile işbirliğine anlam veremiyoruz ve bu ortaklıktan ulusal bir çıkar görmüyoruz. Çünkü bu bölge, Kurdistan bölgesidir. Resmi sınırlarının ötesinde burası Kurdistan'ın bir parçası, Irak Hükümeti'nin egemenliği altında olan bir yer. Türk devleti tüm platformlarda ‘Lozan Antlaşması’nda Türkiye'ye haksızlık yapılmıştır. Bu adaletsizliği telafi etmek ve Misak-i Milli sınırlarımızı geri almak istiyoruz' diyerek, işgal girişimlerini açık bir şekilde dile getiriyor. Ancak işgal saldırıları başladığı günden beri özgürlük savaşçıları işgalci güçlere karşı görülmemiş bir direniş gösterdi. Türk devleti tek başına işgal edemediği için bir işbirliğine ihtiyaç duydu ve bunu da KDP ile yaptı. Ama bu ortaklığa rağmen halen sonuç almış değiller" diye konuştu.
KNK Eşbaşkanı, KDP'nin son 30 yıldır Türkiye ile kurduğu ilişkiyi “trajedi ve skandal” olarak tanımlayıp, “KDP'nin Kürt halkının başına gelen trajedilerden sonuç alamadığı açıktır. KDP hiçbir amacına ulaşamayacak. Bugün KDP'nin Türk devleti ile ortaklığının hiçbir meşruiyeti yoktur. 1992-1996 yılları arasında KDP'nin işgalci devletlerle olan ilişkisini çok iyi hatırlıyoruz. Kürt halkının çıkarları aleyhine çok kötü bir duruma girmiştir. Şu anda bölgede yaşananlar, Türk devletine yol yapması, mevzilerinde yer alması, helikopterlerin üslerinden kalkması kabul edilebilir değildir” ifadelerini kullandı.
ÇARPICI İDDİA
KDP'nin Türk devleti ile ortaklığının Kürt ulusal kazanımlara zarar verdiğinin altını çizen Karamus, ellerinde KDP'nin Türk ordusuna öncülük ettiği, güçlerini konuşlandırdığı, askeri üsler kurduğu yönünde bilgiler olduğunu paylaştı. Karamus, Türk ordusunun Pêşmerge güçleri kılığında bazı bölgelere yerleştiği yönünde kimi bilgilerin de ellerine ulaştığını kaydetti.
KNK Eşbaşkanı Karamus, “Türk devleti, KDP'nin öncülük ettiği ve üs kurduğu bölgelere yerleşiyor. KDP, Türk devletine ‘buyurun, ülkemi işgal et' diyor. Kürt halkının çıkarlarını koruyan ve bunun için canını ortaya koyana da sırtını dönüyor, ona karşı çıkıyor. Eğer KDP'nin amacı egemenliğini ve Kürtlerin çıkarlarını korumaksa bu şekilde yapılmaz. KDP'nin Türkiye ile ortaklığında Kürt ulusal çıkarlarını görmüyoruz. Çıkar varsa bunda sadece KDP'nin kendi çıkarı vardır. Özgürlük hareketi bugün tasfiye edilirse çok kötü bir sürecin kapısı açılacaktır. Asimilasyon politikaları meşruiyet kazanacaktır. Bu güç ortadan kaldırılırsa Kürtler adına hiçbir şey kalmayacaktır. Kürt halkı üzerinde böylesini bir tehdit var. Bu tehdidi görüp, ulusal bir bakış açısıyla, stratejik bir şekilde hareket etmeliyiz. KDP, insanlığa hiçbir şekilde saygısı olmayan, vahşi, işgalci bir devletle çalışmaktadır. Bu hatadan dönmeli ve iç sorunlarımızı kendi aramızda çözmeliyiz" diye seslendi.
KDP MEDYASI: DİLLERİ KÜRTÇE, ZİHNİYETLERİ İŞGALCİ
Karamus, Türkiye’nin Zap, Metîna ve Avaşîn bölgelerine dönük saldırılarında KDP medyasının rolüne de dikkat çekti. Karamus, "KDP medyasının Kürtlere dönük yayın politikasında Kürt onurunu ve ulusal değerleri savunan bir yayıncılık görmüyoruz. Bu medyayı kim yönetiyor? Asıl sorulması gereken soru budur. Yayınlanan yorumların, analizlerin, haberlerin iyice irdelemesinde fayda var. KDP medyasının bir kısmı Türk devletinin kontrolü altında. Kalemleri Türk işgalciliğine ve düşmanlığına hizmet ediyor. Bölgede herhangi bir olay gerçekleştiğinde hiçbir duyuru ve bilgi olmadan Başur medyası katledilen kişiyi, yeri, ismi, ne şekilde ve kaç kişi olduğunu hemen aynı dakika da yayınlıyor. Bu nasıl oluyor? Bu konuda yüzlerce belge ve bilgi yayınlıyor. Bu medya Kürt ulusal çıkarlarına hizmet etmiyor. Türk devleti her şeyini seferber ederek bu kurumları kendi kontrolü altına aldı ve onlara hizmet etmesini sağladı. Haberlerinin içeriği Kürtçe ama zihniyetleri ve amaçları işgalcidir" ifadelerini kullandı.
KUZEY VE DOĞU SURİYE’YE DÖNÜK SALDIRILAR
İsrail ile Türk devletini karşılaştırıp aralarında hiçbir fark olmadığını da söyleyen Karamus, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bugün İsrail'in Filistin'e karşı başlattığı savaş, Türkiye'nin yüzyıldır Kürtlere karşı başlattığı bir savaştır. İsrail'in Filistin’e karşı savaşı bizlere çok tanıdık geliyor. İsrail'in Filistin'e karşı savaşının aynısını bugün Türk devleti Kürtlere karşı yürütüyor. Türk devleti Rojava'da insanların temel ihtiyacını karşılayan birçok tesisi hedef aldı. Petrol kuyuları, gaz tesisleri, su ve elektrik santrallerini yok etti. Bugün Filistin'de yaşanan katliamın senaryosunu Türk devleti Kurdistan’da yazdı ve uyguladı”
'AKP FAŞİZMİ İSRAİL'DEN DAHA ÖRGÜTLÜ'
Bugün Filistin'de yaşananlara karşı gelişen tepkilerin Rojava için verilmemesini eleştiren Karamus, “İsrail evleri bombalıyorsa Türk devleti de bombaladı. İsrail çocukları öldürüyorsa, Türk devleti de Kürt çocuklarını öldürdü ve öldürüyor. İsrail, Filistin'de su ve elektriği kesmişse, Türk devleti de Rojava'da su ve elektriği kesti. İsrail hastaneleri hedef aldı, Türk devleti de hastaneleri hedef aldı. En azından İsrail devleti Filistin'in varlığını ve dilini kabul ediyor ve inkar etmiyor. Ancak Türk devleti yaptığı soykırım girişimleriyle İsrail'i aşıyor. AKP ve MHP'nin faşizmi, İsrail'in faşizminden katbekat daha büyük ve daha örgütlü. Onun için biz Kürtler nasıl bir düşmana karşı direndiğimizi, nasıl bir düşmanla mücadele ettiğimizi bilmeliyiz" diye konuştu.