ŞENGAL - Kendini koruyamayan kadını kimsenin korumayacağını belirten YJŞ komutanlarından Nûda Berîvan, “Sadece silahla karşı duramayız. Toplumdaki zihniyeti değiştirmek ve kadınların başarabileceğini göstermek istiyoruz” dedi.
“Anladık ki kendini koruyamayan kadını, kimse korumaz. Savaşacak gücümüz var” bu sözler, DAİŞ’in 3 Ağustos 2014 tarihinde Şengal’de yaşattığı vahşeti ve savaşlarda erkeğin koruması gereken “nesne” olarak görülen kadınların yarattığı değişimi anlatıyor. “Bir daha asla” diyerek, mücadeleye sarılan Êzidî kadınlardan Nûda Berîvan, erkek dünyasının yarattığı karanlığı küllerinden yeniden doğarak aydınlatan Êzidî kadınlardan sadece biri. Şimdi Şengal Kadın Birlikleri’nin (Yêkineyên Jinên Şengal-YJŞ) komutanlarından olan Berîvan, bir yandan savunma ve örgütlülüklerini güçlendirirken, diğer yandan hala DAİŞ’in elinde esir olan kadınları kurtarmak ve toplumdaki erkek egemen zihniyeti değiştirip, dönüştürmek için mücadele eden Êzidî kadınları ve savunmadaki rolüne ilişkin Mezopotamya Ajansı'na (MA) konuştu.
YENİDEN DOĞUŞ
Şengal’de daha önce erkek egemen zihniyetin hakim olduğunu belirten Berîvan, mücadeleyle yaşanan değişimi şöyle anlattı: “Örgütlü değildik, YJŞ'ye katıldıktan sonra kimliğimizi ve düşmanımızı daha iyi tanıdık. Bununla birlikte gücümüzün de farkına vardık. YJŞ ile ne kadar güçlü olduğumuzu gördük. Öncesinden sıradan bir hayatımız vardı. Kadının varlığının ve sözünün kabul edilmediği bir toplumda yaşıyorduk. Kadınlar fikirlerini özgürce ifade edemiyordu. Her zaman babamızın veya ağabeyimizin otoritesi altındaydık. Bizi bir varlık olarak bile görmüyorlardı. Biz de öyle kabullenmiştik. Çünkü toplum bize bunu dayattı. Hala toplumlar, erkek egemen sistemle yönetiliyor. Amacımız Êzidî topluluğuna kadının da olduğunu göstermek ve buna öncelik etmek. Hala bir soykırımla karşı karşıyayız. Her defasında yok etme amaçlandı. Varlığımıza, kültürümüze ve kimliğimize karşı yürütülen özel savaşa karşı siper olmalıyız. Bu kültürün kaybolmaması için kendimizi de toplumu da korumalıyız. Çünkü kültür ve inancın temsilcileri biz kadınlarız."
AMAÇ DAİŞ’İN ELİNDEKİ KADINLARI KURTARMAK
Amaçlarından birinin de DAİŞ’in elindeki kadınları kurtarmak olduğunu vurgulayan Berîvan, “Şu ana kadar binlerce kadın DAİŞ'in elinden kurtarıldı. Halen kurtarılmayı bekleyen çok sayıda kadın var. Onları kurtarmak için mücadele ediyoruz. Bütün çabamız ve mücadelemiz DAİŞ'in elindeki Êzidî kadınları kurtarmak. Diğer yandan kurtarılan bu kadınların, toplumunda yer almaları için ciddi bir çaba içerisindeyiz. DAİŞ'in elinde tek bir kadının dahi kalmaması için mücadelemizi güçlendireceğiz. Kurtarılan kadınların toprağına dönmesi güç veriyor. Kadınların geri dönüşü yeni bir diriliş oluyor. Gücümüzü büyütmek gibi bir görev ve sorumluluğumuz var. Bir fermanın daha yaşamasına izin vermeyeceğiz. Kendimize, gücümüze inanıyoruz. Sonuna kadar kadınları ve halkımızı koruyacağız" dedi.
‘ÖNDER APO’NUN FELSEFESİYLE TANIŞTIK’
Savunmanın hep erkek işi olarak görüldüğü belirten Berîvan, YJŞ'nin kurulmasıyla birlikte toplumda bu zihniyetin yavaş yavaş kırılmaya başladığını söyledi. “Savunma deyince akıllara hep erkekler geliyor” diyen Berîvan “Kadınlar, sadece hizmet etmek için var olmuş gibi bir yaklaşım mevcuttu. 2014'teki fermandan sonra Önder Apo'nun felsefesiyle tanıştık ve 'Biz de varız, kendimizi koruyabiliriz' dedik. Toplumda da bu fikri yarattık. Yeni inşada öncülüğü bizler yapıyoruz. Kadın askeri gücümüz var. Bizi koruyacak erkeklere ihtiyacımız yok. Gücümüz ve irademizle kendimizi koruyoruz. Toplumun kadına bakışı bir ölçüde kırıldı. Varlığımızı kabul ettirdiğimiz gibi gücümüzü de kabul ettirdik. Kadınlar kendilerini korumadıkça kimse korumayacaktır” ifadelerini kullandı.
‘ŞENGAL’İ KADINLAR KORUYOR’
PKK Lideri Abdullah Öcalan'ın “Kadın özgürlükçü, demokratik, ekolojik” paradigmasına dikkat çeken Berîvan, erkek egemen sistemin yok oluşunu, kadının özgürlüğünde gördüğünü söyledi. Kendisini koruyamayan kadını kimsenin korumayacağını dile getiren Berîvan, "Önder Apo'nun fikir ve felsefesiyle kadın ordusu kuruldu. Kadınlar gücünü örgütledi. 10 yıldır Şengal'i bizler koruyoruz. Fermandan bu yana YJŞ olarak şunu gördük ve anladık ki; kendini koruyamayan kadını kimse korumaz. Sayın Öcalan'ın felsefesinde biz bunu gördük. Fermandan sonrasındaki saldırılara en güçlü yanıt kadın savunma birliği tarafından verildi. Öfkemizi askeri savunmaya dönüştürdük. Askeri gücümüzle her türlü saldırıya karşı koyabileceğimizi kanıtladık. Topluma öncülük eden ve toprağını koruyan kadındır. Kadın toplumun iradesi ve gücü haline gelmiştir. Bu nedenle kadınlara tecavüz edip ve öldürerek seslerini kısmak istiyorlar. Erkek egemen sistem kadının örgütlülüğünü bir tehdit olarak görüyor. Çünkü örgütlü kadın erkekleri korkutuyor” dedi.
‘ÇABAMIZ KADIN-ERKEK EŞİTLİĞİ İÇİN’
"Jin, jiyan, azadî” felsefesinin tüm dünyaya yayıldığına işaret eden Berîvan, şöyle devam etti: “Yok edilmek istenilen mücadelesi, Sayın Öcalan'ın felsefesiyle yeniden dirildi. Bu felsefe Şengal'i çok büyük etkiledi. Sayın Öcalan'ın felsefesi adım adım inşa ediliyor. YJŞ olarak bu felsefeyle örgütlendik. Askeri güçlerimiz, kurumlarımız bu felsefeyle büyüdü. Ancak daha da örgütlenip, daha büyük bir mücadele vermemiz gerekiyor. Çabamız kadın-erkek eşitliğini sağlamaktır. Sadece silahla karşı duramayız. Düşünce ve felsefemizle kaşı durmamız gerekiyor. Kadın savunma gücü olarak Sayın Öcalan'ın ortaya koyduğu fikir ve düşünceyi yaşatacağız. İrademizi ve savunmamızı güçlendirip, başaracağımıza inanıyoruz."
MA / Zeynep Durgut