AMED / ÊLIH – Kayıp yakınları, Amed ve Elih’te sürdürdükleri eylemlerinde 1996 yılında kaybedilen Mehmet Şirin Bayram ve Orhan Yakar’ın akıbetlerini sordu. Bayram’ın kız kardeşi Halime Bayram, “27 yıldır akıbetini soruyoruz bir 27 yıl daha geçse akıbetini sormak için mücadele edeceğiz” dedi.
Kayıp yakınları ile İnsan Hakları Derneği (İHD) tarafından Amed ve Êlih’te gerçekleştirilen “Kayıplar bulunsun, failler yargılansın” eylemleri bu hafta da sürdü.
Koşuyolu Parkı'nda bulunan Yaşam Hakkı Anıtı önüne gelen kayıp yakınları ile İHD Amed Şubesi yöneticileri, 771’inci haftaki eylemlerinde 2 Kasım 1996'da Amed’in Pasur (Kulp) ilçesinde gözaltına alındıktan sonra bir daha haber alınamayan Mehmet Şirin Bayram'ın akıbetini sordu. Açıklama sırasında gözaltında zorla kaybedilenlerin ve faili meçhul saldırı sonucu katledilenlerin fotoğrafları taşındı.
KAYIP YAKINLARI: FAİLLER AÇIĞA ÇIKARILSIN
Eyleme katılan Mehmet Şirin Bayram’ın kız kardeşi Halime Bayram, yaptığı konuşmada yıllardır verdikleri mücadeleye dair, “Aradan 27 yıl geçmesine rağmen ondan hiçbir haber alamadık. 27 yıldır akıbetini soruyoruz, bir 27 yıl daha geçse akıbetini sormak için mücadele edeceğiz” ifadelerini kullandı. Baba Mustafa Bayram da “Ben oğlumun akıbetini istiyorum. Failleri açığa çıkarılmasını istiyorum” dedi.
Sonrasında Mehmet Şirin Bayram’ın kaybettirilme öyküsünü İHD üyesi Baver Çindemir, şöyle paylaştı:
“Mehmet Şirin Bayram, 15 Ağustos 1978 tarihinde Diyarbakır ili Kulp ilçesi Demirli köyüne bağlı Bîra Zeyna mezrasında doğar. 1994 yılında Bayram Ailesi’nin yaşadığı Demirli köyü Bîra Zeyna mezrasında devlet köylüler üzerinde ciddi baskılar oluşturup, köylüleri korucu olmaya zorlar. Ancak tüm baskılara rağmen köylüler koruculuğu kabul etmeyince yaşadıkları köy yakılır ve çoğu köylü zorla yerlerinden göç ettirilir.
ASKER VE KORUCULAR TARAFINDAN GÖZALTINA ALINDI
Şirin Bayram’ın amcası olan İhsan Bayram, tüm baskılara rağmen köyde kalmaya devam eder. Aradan 2 yıl geçtikten sonra Mehmet Şirin Bayram, 1996 yılının Kasım ayında köyde yaşamakta olan amcası İhsan Bayram’ı ziyaret etmek için yola çıkar. Demirli köyüne vardığında karanlık çöker. Mehmet Şirin Bayram, yoluna devam etmez, sık sık yaşanan operasyonlardan dolayı gece tehlike arz edebilir diye Bîra Zeyna’ya ertesi sabah gideceğini düşünerek akrabası olan Ramazan Tekin’in evine misafir olarak kalmaya karar verir. O gece saat 11-12 civarında Kulp korucuları ve askerlerin yaptıkları ev baskınında ev sahibi olan Ramazan Tekin ve misafir olan Şirin Bayram gözaltına alınır.
KORUCUBAŞI KARAKOL’DA GÖRDÜ
Ramazan Tekin ve Şirin Bayram’ın gözaltına alındığı esnada ev sahibi Hazal Tekin, (Ramazan Tekin’in eşi) Fettah ve Cumali isimli iki korucuyu tanıdığını söyler. Aynı günün sabahında Hazal Tekin, Şirin Bayram’ın amcası olan İhsan Bayram’ı haberdar etmek üzere saat 07.00 gibi Bîra Zeyna mezrasına giderek Şirin'in amcasına korucuların ve askerlerin Şirin ve Ramazan’ı gözaltına aldıklarını haber verir. İhsan Bayram, Kulp Karakolu'na giderek korucubaşı Hüseyin ve Mustafa Bulut’tan Şirin Bayram hakkında bilgi vermelerini ister. Mustafa Bulut, İhsan Bayram’a burada kalıp kendisinden haber beklemesi gerektiğini söyler. Ertesi gün öğlen saatlerinde korucubaşı Mustafa Bulut ulaştığı İhsan Bayram’a, Şirin’in Kulp Karakolu'nda olduğunu onu gördüğünü, onunla konuştuğunu ve Şirin’in gözlerinin bağlı olduğunu söyler.
Bir süre sonra Korucubaşı Bulut, Kulp Karakolu'na çağrılarak Şirin Bayram’ı gördüğünü söylememesi için tehdit edilir ve şiddet görür. Ertesi gün sabah 08.00 gibi Mustafa Bulut, Şirin Bayram’ın amcası İhsan Bayram’ın yanına giderek, Şirin Bayram’ı hiç görmediğini ve Kulp Karakolu'na hiç gitmediğini söyler. Ailenin tüm resmi kurumlara yapmış olduğu başvuru ve arama çabalarına rağmen 18 yaşında gözaltında kaybettirilen Şirin Bayram’dan bir daha haber alınamaz.”
Okunan metin sonrası kayıp yakınları kısa süreli oturma eylemi yaptıktan sonda parktan ayrıldı.
ELİH’TE ORHAN YAKAR’IN AKIBETİ SORULDU
Êlih’te de İHD ve kayıp yakınları, eylemlerinin 607’inci haftasında Gülistan Caddesi’ndeki İnsan Hakları Anıtı önünde bir araya geldi. "Kayıplar bulunsun failler yargılansın” pankartının açıldığı eylemde, kayıpların fotoğrafları taşındı. Eyleme kayıp yakınları, insan hakları savunucuları, Özgürlük İçin Hukukçular Derneği (ÖHD) Êlih Şubesi üyeleri, Medeniyetler Beşiğinde Yakınlarını Kaybeden Ailelerle Yardımlaşma, Dayanışma, Birlik ve Kültür Derneği (MEBYA-DER) şubesi yöneticileri, HEDEP ve DBP il örgütleri katıldı.
Bu haftaki eylemde 1996 yılında İstanbul ilinde kaybedilen ve kendisinden bir daha haber alınamayan Orhan Yakar’ın akıbeti soruldu.
Açıklamayı İHD Êlih Şube Yöneticisi Abdurrahim Boğa okudu. Yakar’ın kaybedilme öyküsü şöyle: “1981 Doğubayazıt doğumlu Orhan Yakar, ekonomik sıkıntılar nedeniyle daha 15 yaşındayken 1996’da İstanbul’a gider. İş bulup çalışır. Ailesini sık sık telefonla arar. Son telefonun üzerinden 2 ay geçer. Aile Orhan’dan haber alamaz. Babası Mehmet Yakar İstanbul’a gider. İnsan Hakları Derneği İstanbul Şubesi’ne başvurur. Savcılık ve Emniyet Müdürlüğü’ne yazılı başvuruda bulunulur. Ayrıca gazeteye kayıp ilanı verilir.
Baba, resmi sonuçları beklemek üzere köyüne döner. Birkaç gün sonra Doğubayazıt İlçe Jandarma Komutanlığına çağrılır. Askerler ‘Bingöl Jandarma Alay Komutanlığı haber verdi, oğlun orada git al’ der. Baba Bingöl’e gider. Alay Komutanlığı yetkilileri; ‘Oğlun dağa çıkmıştı, 16 Kasım günü teslim oldu. 17 Kasım günü operasyonda arazide bize yer gösterirken, daha önceden PKK militanları tarafından araziye döşenen mayına bastı parçalandı, öldü’ der. Babaya yakalanma tutanağı gösterilir. Ancak tutanakta Orhan’ın imzası yoktur. Baba parçalanmış olsa da çocuğunun cenazesini ister. Yetkililer; ‘Ceset paramparça oldu, o bölgede güvenlik sorunu var. Ceset orada kaldı’ diyerek geçiştirmeye çalışır. Aile kaybedilme olayını Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne taşır. Ancak tüm arama ve çabalara rağmen Orhan Yakar’ın cesedine ulaşılamaz ve kendisinden bir daha haber alınamaz.”
Açıklama oturma eylemi ile son buldu.