İSTANBUL - AYM kararını tanımayan Yargıtay’ın yetkisini, cesaretini ve direktifini siyasilerden aldığını belirten ÖHD’li avukat Ahmet Baran Çelik, iktidarın bu krizden yeni bir anayasa çıkarmayı amaçladığını söyledi.
Yargıtay 3’üncü Ceza Dairesi, Anayasa Mahkemesi’nin (AYM) Türkiye İşçi Partisi (TİP) Hatay Milletvekili Can Atalay hakkında verdiği “hak ihlali” kararına uyulmaması yönünde hüküm kurarken, bu kararı veren AYM üyeleri hakkında suç duyurusunda bulundu. Yargıtay kararı ardından muhalefet ve iktidar içinden tepkiler yükselirken, AYM’nin rolünü tartışmaya açacak bu “krizin” nasıl çözüleceği yönünde tartışmalar sürüyor. Özellikle MHP tarafından kapatılması yönünde sürekli hedef gösterilen AYM’nin, Anayasa değişikliği ile yeniden yapılandırılması gündemde. Yargı darbesi olarak değerlendirilen kararı Özgürlük için Hukukçular Derneği (ÖHD) üyesi Avukat Ahmet Baran Çelik, değerlendirdi.
YARGITAY YETKİSİNİ KÖTÜYE KULLANDI
Yargıtay’ın AYM üyeleri hakkında suç duyurusunda bulunmasının hukuken mümkün olmadığının altını çizen Çelik, bu kararın “siyasi” bir karar olduğunu vurguladı. Anayasada, AYM’nin yetkilerinin “açık ve net” olduğunu belirten Çelik, “Anayasa 153’üncü maddesi şunu açıkça belirtir: ‘AYM kararları bütün herkesi bağlar.’ İdareyi, tüzel kişileri, yargı organları ve yargı üyelerini de bağlar. Haliyle AYM kararları bazı yönleriyle tartışılabilir. Ancak kararın bağlayıcılığı ve yerine getirme konusundaki kesinlik tartışmaya açık değildir. Yargıtay 3’üncü Ceza Dairesi’nin karara uymaması hukuken doğru değil, yanlış bir karardır. Bununla birlikte yapmış olduğu suç duyurusu da hukuken uygun değil. Çünkü yargı mensuplarının vermiş olduğu kararlar nedeniyle haklarında suç duyurusunda bulunmak da mümkün değildir. Yargıtay 3’üncü Ceza Dairesi, ihlal kararını uyup Can Atalay’ı tahliye etmesi gerekirken, hem karara direnmiş hem de AYM üyeleri hakkında suç duyurusunda bulunarak, yetkisini aşmış ve kötüye kullanmıştır” ifadelerini kullandı.
‘YARGITAY CESARETİNİ SİYASİLERDEN ALMIŞTIR’
Yargıtay’ın AYM’ye uymama kararına ilişkin siyasilerin etkili olduğunu söyleyen Çelik, yargının siyasetten ya da iktidardan bağımsız kararlar vermediğini belirtti. Çelik, “Nitekim ilk ihlal kararı verildiğinde yargılama yapan yerel mahkeme birkaç gün boyunca hiç karar vermedi. Ve hatırlarsak mahkeme başkanı ve üyeleri adliyeden apar topar çıktı. Gerek yerel mahkeme olsun gerek ilgili ceza dairesi olsun siyasilerle görüşülmeden, siyasilere danışılmadan bir karar verdiklerini düşünmüyoruz. Yargıtay 3’üncü Ceza Dairesi de yetkisini, cesaretini, direktifini siyasilerden almıştır” dedi.
AKP-MHP ÇATIŞMASI
AYM ve Yargıtay üyelerinin tamamının iktidarın seçtiği kişilerden oluştuğunu vurgulayan Çelik, sözlerini şöyle sürdürdü: “Evet, üyeleri iktidar seçiyor ama çokça tartışıldığı için söylüyorum. Gerek yargıda olsun gerek başka alanlarda olsun bir kontenjan ayrıldığı söyleniyor. Yargıda her ne kadar iktidar AKP olsa da MHP’nin etkili olduğu söyleniyor. Bu atamaların birçoğunun onların atamalarıyla yapıldığı söyleniyor. Yine Yargıtay 3’üncü Ceza Dairesi’nin öyle bir açıklaması var ki, sanki MHP’nin bir basın açıklaması gibiydi. Tartışmaya açık ama bunu iktidar bloğu içerisindeki bir çatışmaya bağlayan kesimler de var. Haliyle bu iktidar döneminde atanmış olmaları hepsinin aynı siyasi düşüncede olduğunu göstermez. Bir çatışma ihtimali var. Ama çatışma ihtimali de olsa, hepsi aynı düşünce de olsa bile bir hukuka aykırılık söz konusu. Anayasa’nın açık hükümlerine rağmen AYM kararları uygulanmıyor.”
YENİ ANAYASA TARTIŞMALARI
Mevcut yargı krizini iktidarın yeni anayasa bağladığını, AKP'li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın AYM’yi hedef aldığını hatırlatan Çelik, iktidarın bu krizden yeni bir anayasa çıkarmayı amaçladığını söyledi. İktidarın mevcut yasalara uymadığını dile getiren Çelik, “Mevcut yasalarına uymayan bir partiyle yeni anayasa yapılır mı? Ben yapılmaması gerektiğini düşünüyorum. Evet, tüm partiler açık kapı bırakabilir. Yeni bir anayasaya ihtiyaç var deniliyor. Biz de yeni bir anayasaya ihtiyaç olduğunu düşünüyoruz. Çünkü mevcut anayasa hem darbe anayasası olması nedeniyle hem de çağa ayak uyduramayan, statükocu bir anayasadır. Biz de daha özgürlükçü ve demokratik bir anayasaya ihtiyaç olduğunu düşünüyoruz. Ama bunu bu iktidarla yapmak mümkün mü sorusunu sormak gerekiyor. Biz çok mümkün olmadığını düşünüyoruz. Mevcut anayasayı uygulamayan, ihlal eden ve işine geldiğinde tanımayan bir iktidarla yeni bir anayasa yapmak çok doğru olmayacak diye düşünüyorum” ifadelerini kullandı.
BİREYSEL BAŞVURU HAKKINA SALDIRI
Yargıtay üyelerinin AYM üyeleri hakkında suç duyurusunda bulunmasının etkilerine değinen Çelik, bu durumun önümüzdeki günlerde AYM kararlarına uyulmamasının önünü daha da açacağını dile getirdi. AYM kararlarına uyulmama durumunun ilk olmadığını ifade eden Çelik, devamla şunları kaydetti: “AYM’nin Can Atalay hakkındaki kararı için doğru bir karar olduğunu söylemeliyiz. Ancak AYM’yi mükemmel işleyen bir yargı ya da mahkeme gibi görmek de doğru değil. Çünkü AYM’nin birçok hukuksuzluğa göz yumduğunu da biliyoruz. Bir demokrasi havarisi gibi görmeye de gerek yok. Ama her halükarda AYM’nin bu kadar hedef alınması tehlikelidir. Çünkü yapılan saldırılar sadece bir mahkemeye değil, aynı zamanda olumlu bulduğumuz ‘bireysel başvuru hakkına’ da saldırı var. Nitekim Devlet Bahçeli’nin son günlerdeki açıklaması çok ağırdı ve mahkemenin kapatılması gerektiğini söylüyordu.”
YARGIDAKİ ‘KEYFİLİK’
Yargıda “keyfi” kararların sayısının arttığını belirten Çelik, bu keyfiliğin yerel ve istinaf mahkemelerinde görüldüğünü ifade etti. Yargıçların kararlarını verirken siyasilerden cesaret aldıklarının altını çizen Çelik, “İktidar ve ortağı, beğenmedikleri hakimi ‘terörist’ ilan ediyor. Bu kadar keyfiliğin olduğu sistemde, adalet ve yargıçlar da bundan etkileniyor” dedi.
MA / Ömer İbrahimoğlu