ANKARA- AKP’nin “Aile fonu” olarak propagandasını yaptığı kanun teklifine tepki gösteren HEDEP’li Sümeyye Boz, “İktidarla yakın ilişkileri olan şirketlere, vakıflara ve derneklere gideceği çok açık” dedi.
AKP tarafından sunulan ve Meclis Genel Kurulu’nda görüşülen “Aile ve Gençlik Fonu Kurulması Hakkında Dair Kanun Teklifi”ne ilişkin söz alan Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (HEDEP) Mûş Milletvekili Sümeyye Boz, iktidarın amacına işaret ederek tepki gösterdi.
‘ARAÇ OLARAK KULLANIYOR’
Kanun teklifinin amacına değinen Boz, “AKP-MHP iktidarı yıllardır kadınları korumaya öncelik vermek yerine aileye öncelik vererek kadınların yurttaşlık haklarını günbegün törpülemektedir. İktidar bu politika ve uygulamalarıyla kadınları ve kadın haklarını görmezden gelerek onların haklarını aile içerisinde sadece ve sadece anne olarak göstermekte ve tabii ki bu da toplum içerisindeki toplumsal cinsiyet rollerini ve toplumsal cinsiyet eşitsizliğini derinleştirmektedir. Böyle baktığımızda, aile içerisindeki kadın-erkek ilişkileri bile iktidarın ideolojisi lehine yeniden dizayn ediliyor, kendi istediğine göre şekillendiriliyor ve kendi lehine bir toplum mühendisliği yapmak için araç olarak kullanılıyor” dedi.
‘DEVLET POLİTİKALARI İLE TEŞVİK EDİLİYOR’
AKP’li Tayyip Erdoğan’ın “3 çocuk” şeklindeki sözlerine değinen Boz, “Şimdi, bu fonla iktidar kadının aileye ve erkeklere bağımlılığının sürdürülmesinde ısrarcı olduğunu gösteriyor. Biz elbette ki evliliklere karşı değiliz, elbette ki evliliklerin desteklenmesini istiyoruz ancak buradaki yaklaşımın kadınları aileye hapsetmekten öteye başka bir şey vaat etmediğini düşünüyoruz. Toplumsal cinsiyet eşitliği ve cinsiyete dayalı ayrımcılık kanunlarla tam olarak belirlenmemişken kadınların ancak iktidarın belirlemiş olduğu çerçevede söz kurdukları takdirde bu haklara erişebileceğine ve bu haklardan faydalanabileceğine dair bir mesaj veriyor iktidar. Bu sebeple de iktidarın politikaları aslında kadına yönelik şiddeti derinleştirmektedir. Her yeni güne yeni bir kadın cinayetiyle uyanıyoruz, her gün yeni bir kadın cinayeti haberi alıyoruz. Kadınlar evli oldukları erkekler, sevgilileri, babaları, kardeşleri veyahut akrabaları tarafından katlediliyor. Şimdi, böyle baktığımızda, burada dayatılan bir makbul kadın formu var ve bu makbul kadın formu da devlet politikalarıyla teşvik ediliyor” diye konuştu.
‘KADIN KIRIMI’
Sadece Ekim’de 40 kadının katledildiği bilgisini paylaşan Boz, “Şimdi böyle bir tabloya baktığımızda, bir ayda 40 kadının ölmesi demek, bir kadın kırımını bize hatırlatıyor ve kadın kırımından bahsetmek elbette ki mümkün. Kadın cinayetlerinin önlenmesi, kadın katillerine caydırıcı cezalar verilmesi, toplumsal, siyasi ve hukuki boyutta yapısal değişikliklere gidilmesi gerekirken iktidar burada tam tersini yapıyor. Sadece şu 2 örnek bile aslında durumu bize açıklar: Birincisi, siyasi vaatler, seçim propagandası için İstanbul Sözleşmesi’nden vazgeçildi; ikinci olarak ise, yine bir seçim vaadi olarak da 6284 sayılı Kanun’dan vazgeçmeyle ilgili propagandalar yapıldı, bunun sözleri verildi. Zaten Anayasa’ya aykırı bir şekilde 2021 yılında İstanbul Sözleşmesi’nden vazgeçilmiş olması, bugün, günümüzde 6284 sayılı Kanun’un ve Medeni Kanun’un tartışılır boyuta getirilmesine olanak açmıştır” diye belirtti.
TOPLUM NASIL GÜÇLENİR?
Boz, sözlerini şöyle sürdürdü: “Şimdi, baktığımızda, bu fonda aslında genç evliliklerin önü açılıyor. Yani bir evlilik idealizesi var, elbette ki insanlar evlenmeli ama genç evliliklerin önünün açılması bizim burada temkinli duracağımız bir noktadır. Şunu da biliyoruz ki sağlıklı bir toplum oluşturmak gerekiyor, sağlıklı toplum oluşturmak için ise toplumsal yapının güçlendirilmesi gerekiyor. Toplumsal yapının güçlendirilmesi, kadının güçlendirilmesi, kadının ekonomik bağımsızlığının sağlanmasına dair projelere destek olunması ve kadının erkeğe bağımlılığının azaltılması ya da tamamen yok edilmesi, kadın istihdam alanlarına yönelik fonlar açılması ve kadın istihdamının önünün açılması demektir; toplum ancak bu şekilde güçlenecektir.
KATİLLERİ KORUYORLAR
Utanmadan da yalan söylüyorlar. Şimdi, bu ülkede yıllardır kadınlar katlediliyor, cezasızlık politikasıyla katiller korunuyor ve infaz düzenlemeleriyle tahliye ediliyor. İyi hâl indiriminin kaldırıldığını söyleyen temsilciler Kürdistan’da kadınlara yönelik saldırıları ise, faillerin cezasız bırakılmasını ise görmezden geliyor, üç maymunu oynuyor hatta. Biz ‘özel savaş politikası’ derken aslında tam da bundan bahsediyoruz. Şöyle ki daha geçtiğimiz günlerde Hakkâri’de küçük bir kız çocuğu tecavüze uğradı ve yaşamına son vermek durumunda kaldı. Failler kırk iki yılla yargılandı ancak yedi yıl boyunca hiçbir tutuklama söz konusu olmadı. Daha sonra ise şunu öğreniyoruz: Bu faillerin avukatı kim? Hakkâri AKP İl Başkanı. Daha sonra ise aile tehdit ediliyor ve köylüler köyü terk etmek zorunda kalıyor.
KAYYIM HAKİM
Bu faillerin tutuklanması aleyhine oy kullanan mahkeme heyetindeki üye hâkim kim? Bu üye hâkim ise aynı zamanda Yüksekova kayyumu olan kaymakam. Bu, tabloyu birazcık daha netleştirebilir muhtemelen, onu bu yüzden açıklıyorum. Aynı zamanda, şunu da aktarmakta fayda var: Mardin’de bir kadına tecavüz eden, bir kadına cinsel saldırıda bulunan 1’i korucu 3 kişi serbest bırakıldı. Durum böyleyken, özel bir politika sürdürüldüğünü söylemek yandaş veya üniformalı kişilerce yapılan saldırıların cezasız bırakıldığını söylemek elbette ki mümkün. Bir tarafta üniformalı şiddet devam ederken bir yandan da yargı tacizi devam ediyor. TJA’lı kadınlar, TJA’lı aktivistler cezalara çarptırılıyor, yargılanıyor, bazı kadınlar ise onlarca yıl ceza alıyorlar.
KİMLERE AKTARILACAK?
Fonun denetlenebilirliği, hangi kurum ve kuruluşlara hangi tutarlarda mali aktarımlarda bulunulacağını, hangi projelere destek vereceğini şimdiden tahmin etmek elbette ki hiç zor değil; iktidarla yakın ilişkileri olan şirketlere, vakıflara ve derneklere gideceği çok açık. Bu sebeple, mademki kadınlara ve gençlere bir alan açmak istiyorsunuz, onlara tabakadan ve hazineden pay vermek istiyorsunuz o halde en önemli şeyi yapın, sarayın milyonlara varan günlük harcamalarını sonlandırın, sadece savunma sanayisine yatırım yapmayı bırakın diyoruz. Kadın mücadelesi yürüten herkesi saygıyla selamlıyorum.”